Balkanların incisi ''Sinan Paşa Camisi''
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 1615 yılında dönemin Bosna Valisi Sinan Paşa tarafından Prizren'de inşa ettirilen tarihi cami, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığınca (TİKA), eski ihtişamına kavuştu.
Bugüne kadar asıl kitabesi korunamayan, 1968 yılında ''Osmanlı El Yazmaları Müzesi''ne çevrilip, 1969 yılından bu yana Prizren İslami Birliği'nin mülkiyetine geçen cami, TİKA, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün desteğiyle, 2007'de başlattığı restorasyon çalışmaları sonucunda tekrar eski ihtişamına kavuşturuldu.
Bazı bilim adamları tarafından ''Tek kubbeli Hünkar Camileri'' arasında gösterilen camide başlatılan çalışmayla, önce yılların yol açtığı yıpranma durduruldu ardından mimari dokusu korunarak restore edildi.
Restorasyon kapsamında, beden duvarları güçlendirildi, tüm kurşunlar geleneksel detaylarla yenilendi, dış cephe temizliği yapıldı, şerefe altı ve korkuluğu ile minare basamaklarının ıslahı yapıldı.
Ahşap pencereleri yenilenen, demir korkulukları eski görünümüne kavuşturulan caminin mihrap ve minberi temizlendi, mahfil altı sütunların ve barok resim ile diğer süslemelerin iyileştirmesi gerçekleştirildi.
Ana kubbedeki yazı ve motiflerin ihyası tamamlanırken, ısıtma sistemleri ile elektrik tesisatı yenilenerek avizeleri takıldı ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın katıldığı törenle geçtiğimiz temmuzda ibadete açıldı.
Türklerin, Arnavutların, Boşnakların ve diğer halkların ortak geleceğinin temelini oluşturan eser olarak tanımlanan cami, ibadete açıldığı günden bu yana özellikle ramazan ayında Müslümanların akınına uğruyor.
Prizrenlilerin yanı sıra, bölgeye diğer şehirlerden ve ülkelerden gelen Müslümanlar, muhteşem görünümü ve ihtişamıyla Balkanların incisi olarak nitelendirilen caminin tekrar ibadete açılması için yoğun çaba harcayan Türk hükümetine minnettar olduklarını ifade ediyor.
-Osmanlı ve İslam eserlerinin en önemli örneği-
Osmanlı ve İslam eserlerinin en önemli örneklerinden olarak gösterilen yaklaşık 400 yıllık tarihi cami, özellikleri, işçiliği ve kullanılan malzemeleriyle dikkati çekiyor.
Ana kubbe ve minaresi kurşun kaplı olan camiye iki kanatlı ahşap bir kapıdan giriliyor ve kapının söveleri (kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve) mermerden oluşuyor.
Tarihi caminin minberinin altındaki silmeli kemer ve yatık olan müstakil çerçeveler içinde altı adet sivri kemer bulunuyor. Kemer üstündeki üçgen alanda yine silmelerle bezeli üçgen çerçeve yer alıyor.
Çerçeve ve üçgen alanların gül ve yapraklı süslemelerle donatıldığı, dört cephesi titiz bir kesme taş işçiliğiyle yapılmış ahenkli ve anıtsal bir görünüme sahip olan yapının çok yüksek olan beden duvarlarında sivri kemerli dört dizi pencere bulunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.