Itri'nin kayıp eserleri
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Göktan Ay, yaptığı açıklamada, Abdülkadir Meragi, Itrî ve Hammamizade İsmail Dede Efendi'nin Türk musikisinin en önemli 3 bestecisi kabul edildiğini söyledi.
göktan ay, son yıllarda güzel işler yaptığını belirttiği UNESCO'nun Itrî Yılı ilan ettiği bu yıl kapsamında bestekârla ilgili verimli araştırmalar yapılmasını umduklarını dile getirdi. Itrî'nin Mevlevi müziğine bıraktığı en kalıcı eserinin, Mevlevihanelerde sema törenlerinde okunan rast Naat-ı Peygamber olduğunu aktaran Ay, güftesi Mevlana'nın bir şiirinden alınan yapıtta, güfte ile bestenin iyi bir biçimde bütünleştirildiğini kaydetti. Ay, hayatı boyunca birçok padişah ve devlet adamından destek gören Itrî'nin, 4. Mehmet, 3. Süleyman, 2. Ahmet, 2. Mustafa, 3. Ahmet olmak üzere 5 padişah döneminde yaşadığını ifade etti.
KURBAN BAYRAMI TEKBİRİ ITRÎ'NİN
Göktan Ay, Itrî'nin sarayda musiki dersleri de verdiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Eserlerine güfte olarak Fuzuli, Nev'i, Şehri, Nabi, bazılarında da kendi şiirlerini kullanmıştır. Dini musikimize, ayin, na't, tevşih, durak, ilahi, salât, tekbir gibi her formda eser vermiştir. Hiçbir bestesinde alışılmış ezgi örneklerine rastlanmaz. Belli bir makamdaki yapıtı, başka bir bestecinin aynı makamdan bir yapıtıyla karşılaştırıldığında, o makamı çok farklı buluşlar, taklit edilmeyen, benzersiz deyişlerle işlediği görülür. Bir makama bağlı müzik cümlelerini sadece komşu perdelerden yararlanarak geliştirme kolaycılığından kaçınmış, en uzak perdelere dek uzanarak, zor olanı gerçekleştirmeyi yeğlemiştir" dedi. Ay, bayram namazlarında okunan segâh Kurban Bayramı Tekbiri ve kutsal emanetlerin ziyareti sırasında okunan segâh Salât-ı Ümmiye, maye Cuma Salâtı, dilkeşhaveran Gece Salâtı eserlerinin etkilerinden hiçbir şey yitirmediğini vurguladı. Itrî'nin şarkı, türkü, köçekçe gibi küçük formda olan hiçbir eserinin günümüze kadar ulaşmadığını aktaran Ay, günümüze ulaşan eserlerin tümünün büyük formlarda olduğunu belirtti.
1000 ESERİNDEN GÜNÜMÜZE ULAŞANI 50 CİVARINDA
Yrd. Doç. Dr. Göktan Ay, dini musikinin de çok önemli eserlerinin Itri'ye ait olduğunu dile getirerek; "Bunlar arasında segâh Bayram Tekbiri, segâh Salât-ı Ümmiye, Cuma Salâtı, dilkeşhaveran Gece Salası, rast Mevlevi Naatı bütün İslam dünyasında meşhurdur. Itri'nin elde kalan dini eserlerinin dışında yalnız 4'ü saz eseridir. Öbürleri hep sözlüdür, yani güfteleri vardır" diye konuştu. Herkes tarafından çok iyi bir bestekâr olarak bilinen Itri ile ilgili kitaplarda yer alan bütün bilgilerin aynı olduğunu vurgulayan Ay; "Itri her eserinde farklı bir arayış içinde bulunmuş. Bir sanatçıyı olduğu dönemde ayıran özellikleri vardır. Itri'nin de özelliği buydu. Çok iyi ney çaldığı söyleniyor. Sarayda çok beste yapmış" ifadelerini kullandı. Ay, Mevlevi olduğu belirtilen Itri'nin kabrinin Yenikapı Mevlevihanesi'nde olduğunun söylendiğini, bu bilginin kesin olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Itri'nin yaptığı eserlerle ilgili çeşitli rivayetler var. 1000 tane eserinin olduğu tahmin ediliyor ama günümüze ulaşan eser sayısı 50 civarında. Bu çok acı. Bu eserler de ağır ve ilahi eserler olduğu için ulaşmış. Düşünün gerisi yok. Nerede olduğu belli değil. Bu yıl nedeniyle bir araştırma yapılıp, ortaya çıkar mı? Bin eser rakamı, büyük bir rakam. Bu konuda yazılı bir kaynak yok. Bunun nedenini bilemiyoruz. Bu eserler yok mu edildi yoksa İstanbul'daki büyük depremlerde, yangınlarda mı yok oldu? Bunlar bilinmiyor. Maalesef yaptığı eserler günümüze en az ulaşan bestekâr Itri'dir. Bin eserden günümüze 50 eserin ulaşması büyük bir uçurum" dedi.
AÇILMAYAN OSMANLI ARŞİVLERİ AÇILMALI
Ay, Itri'nin hocası Hafız Post ile birlikte kaleme aldığı bir el yazması "gönül defteri" olduğunun rivayet edildiğini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu yıllardır kayıptı, ortada yoktu. Ancak, araştırmacı Murat Bardakçı'dan öğreniyoruz ki el yazmaları ile bestelerin olduğu eser 4 yıl önce kendisine ulaşmış ve satın almış. O halde gerekli girişimler yapılmalıdır. Bu eser, Bardakçı'nın yardımlarıyla, tıpkıbasım yolu ile ülkemize kazandırılmalıdır. Ayrıca, Itri büyük bestekâr ama kurumlar bu konuda hiçbir şey yapmadı. İlla UNESCO'nun mu bir şey yapması lazım. Madem bu değer bizimse araştırmalar yapılmalı. Osmanlı'dan kalma açılmayan arşivler var. Açılmayan çok arşiv, çevrilmeyen çok kitap var. Itri'nin eserleri Osmanlı arşivlerinde aranmalı. Açılmayan Osmanlı arşivlerinden Itri'nin eserleri çıkabilir" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.