Tanıtım için göz yumulan kültür katliamı!
007 James Bond serisinin son filmi ‘Skyfall’ın Eminönü ve Beyazıt’ta gerçekleşen çekimleri başlamadan önce kapatılacak yollarla tartışmalara neden olmuştu. Şimdi ise bölgede ikamet eden bazı görgü tanıkları, filmin çekimleri için ikisi asırlık çınar, 12 ağacın kesildiğini iddia etti.
Habertürk Gazetesi’nden Serkan Akkoç ve Ozan Köse’nin haberine göre; 007 James Bond serisinin son filmi “Skyfall”un İstanbul Eminönü ve Beyazıt’ta gerçekleşen çekimleri için, önce ağaçlar kesildi, yollar kapatıldı. Sonra bir motosikletli, kovalamaca sırasında tarihi bir binada yer alan mücevher dükkânının vitrinini paramparça etti. Aralarında Hürrem yüzüğünün de bulunduğu birçok özel mücevherat yerlere saçıldı. İşyerine gelip tutanak tutturan Mete Boyberi, “Dükkânım olan bina 1461 ila 1489 yılları arasında yapılmış. Omotor alev alıp dükkânımı yaksa bunun hesabını kim verecekti? Şikâyetçiyim” dedi. Daha sonraki gün olan pazartesi ise özellikle 550 yıllık tarihi Kapalıçarşı’nın, 1785’te yapılan, 227 senelik çatısına çıkarılan motosikletler, kiremitlerin üstünde cirit atıp, bazılarının kırılmasına neden oldu.
EMİNÖNÜN'DE İKİSİ ASIRLIK ÇINAR, 12 AĞACI KESTİLER
Adana’da başlayan Bond filminin İstanbul çekimlerinin yankıları, film ekibi gelmeden günler öncesinden başladı. Eminönü Meydanı’nın 5 Mayıs’a kadar aralıklarla trafiğe kapatılacak olması ilk günden tartışmalara neden oldu. Fatih Belediyesi, günler öncesinden bölgede hazırlıklara başladı. Öncelikle bölgedeki bazı ağaçlar kesildi ve budandı. Kesilen ağaçlar arasında kavak ve incirin yanı sıra, yaşı asırlara varan çınar ağaçları da bulunuyordu. Fatih Belediyesi ise kesim ve budamanın filmle ilgili olmadığını açıklarken, ağaçlara mevsimsel budama yapıldığı açıklandı. Kesilen ağaçların yerine ıhlamur ve dişbudak gibi ekonomik ömrü olan ağaçların dikildiği belirtildi. Ancak bölgede ikamet eden bazı görgü tanıkları senelerdir böyle bir uygulama yapılmadığını 2’si asırlık çınar 12 ağacın film için kesildiğini iddia etti.
‘FİLM EKİBİ PLASTİK KİREMİT KULLANDI’
Kapalıçarşı Esnafları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Bektaş, film ekibinin Kapalıçarşı’da herhangi bir zarar vermediğini belirterek, çatıdaki çekimlerde motosikletlerin üstünden geçtiği kiremitlerin sahte kiremitler olduğunu söyledi. Çatının üstündeki kiremitlerin en son 1983 yılında yenilendiğini ve hepsinin zaten harap halde olduğunu belirten Bektaş, “Film ekibi, sadece çekim yapacakları 100 metrekarelik bir alanda kiremitleri söktü. Onların yerine İngiltere’den getirdikleri kiremit görünümündeki plastik malzemeleri yerleştirdiler. Yapıya zarar vermemesi ve yükü azaltmak için de altlarını silikonla desteklediler. İstanbul Valiliği, Kültür Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de çekimleri sürekli olarak denetliyor” dedi. Kapalıçarşı’da çatı üstündeki çekimlerin sona erdiğini, sadece pazar günü iç mekânda aksiyon sahnelerinin çekileceğini kaydeden Bektaş, çarşı esnafının film çekimleri yüzünden bir şikâyeti bulunmadığını belirterek, “Biz varlığımızı turizmle sürdürüyoruz. Filmin yapacağı tanıtım sayesinde bizim işlerimize de faydalı olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
PARAVANLI ÖNLEM
3 motorsikletin bulunduğu çatıda yaklaşık 20 görevli hummalı bir çalışma yapıyordu. Beton zeminde kovalamaca sahnesinin provalarını yapan motosikletlerden biri, 550 yıllık tarihi olan Kapalıçarşı’nın çatısındaydı. Kiremitlerin üzerinde son hızla seyrediyordu. Tarihi eser kapsamında olduğu için tamiratı izne bağlı çatıda onlarca kırık kiremit göze çarptı. Dün yeniden Kapalıçarşı’ya giden muhabirimiz, bu sefer bir paravanla karşılaştı. Çekimekibinin, çatının görüntülenmemesi için alanı ahşap paravanlarla kapladığı görüldü.
‘ESERLERİ TANITIM İÇİN FEDA ETMEYİZ’
Kapalıçarşı’nın çatısında yaşanan görüntüler, uzmanların da tepkisine neden oldu. James Bond filmi sahnelerinin çekilmesini değerlendiren sanat tarihçisi Prof. Dr Gönül Cantay, yasalara göre kazı alanlarında dahi alet kullanılmasının yasak olduğunu hatırlatarak, “İstanbul, özellikle de Tarihi Yarımada film ya da belgeseller için bulunmaz bir plato gibi. Eğer izin verilecekse de bütün çekimlerin, Kültür Bakanlığı veya Kapalıçarşı özelinde mal sahibi görünen Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetimi altında yürütülmesi gerekir. Uygun yapımlarla filmlerin ülke tanıtımına katkısı elbette ki olumlu olacaktır. Ancak reklam katkısı olacak diye anıt eserlerimizin zarar görmesi kabul edilebilir mi? Anıt eserlerimiz reklama feda edilebilir mi?” diye konuştu. Prof. Cantay, Kapalıçarşı’nın problemlerinin aslında çekimlerle başlamadığını, binanın uzun bir süredir onarım beklediğini söyledi.
KAPALI ÇARŞI BİRÇOK FİLME EV SAHİPLİĞİ YAPTI
James Bond, İstanbul sokakları ve tarihi eserlerinin plato olarak kullanıldığı ilk yabancı film değil. Daha önce de çok sayıda Hollywood yapımı ve büyük bütçeli filme ev sahipliği yapan İstanbul’da çekilen önemli filmlerden bazıları şunlar:
TOPKAPI: 1964
İSTANBUL: 1957
ULUSLARARASI: 2009
PARALI ASKERLER (YOU CAN’T WIN’EM ALL): 1970
RUSYA’DAN SEVGİLERLE (FROM RUSSIA WITH LOVE): 1974
ALTIN YUMRUK İSTANBUL’DA (THE ACCIDENTAL): 2001
DOĞU EKSPRESİ’NDE CİNAYET (MURDER ON THE ORIENT EXPRESS): 1974
‘BUNU ANCAK BOND YAPABİLİRDİ’
Bond filminin Kapalıçarşı çekimlerinde yaşanan kaza, ABD’nin en saygın dergilerinden Vanity Fair’e konu oldu. Haberde, çekimler sırasında tarihi mekânlara zarar verildiği belirtilerek, “Motosikletli dublör virajı alamayınca 3 asırlık kuyumcu dükkânına girdi. Bunu ancak gerçek James Bond veya bir düşmanı yapabilirdi” ifadesi kullanıldı.
DÜNYANIN EN ESKİ AVM'Sİ
Nuruosmaniye, Mercan ve Beyazıt arasında yer alan Kapalıçarşı 64 cadde ve sokağı, 2 bedesteni, 16 hanı, 22 kapısı ve yaklaşık 3600 dükkânıyla dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezi olarak biliniyor. Fatih Sultan Mehmed tarafından 1461 yılında yapımına başlanan Kapalıçarşı, 45 bin metrekare kapalı alana sahip. Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak inşa ettirilmiş. Osmanlı ekonomisinin kalbi olarak tanımlanan Kapalıçarşı, 19. yüzyıl başlarında banka ve bankerlerin Galata bölgesinde toplanmasıyla bu özelliğini kaybetmeye başlamış. Bedesten ve çarşı, 4. Mehmed zamanında 20 Kasım 1651 tarihli yangından başlayarak, 26 Kasım 1954 tarihindeki yangına kadar 20’yi aşkın deprem ve yangın felaketine maruz kalmış, 1894 depreminden sonra yapılan tadilatlarla bugünkü halini almış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.