Öğrencisine Kur'an okudu, kovuldu!
Mete Öztürk'ün haberi
Belçika'da İslamiyet'i karalama propagandaları devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Brüksel'de polisin peçe takan bir kadına kimlik sorgulaması için yüzünü açması üzerine patlak veren olaylar sonrasında ülkede tekrar alevlenen İslam tartışmasına bir yenisi daha eklendi.
Son olarak Ukkel Devlet Okulu'nda ders veren bir İslam dersi öğretmeninin panik atak geçiren bir öğrenciye Kur'an ayetleri okuduğu için kovulması gündeme oturdu.
"Bana fundamentalist muamelesi yapıyorlar" diyen İslam dersi öğretmeni, kendisi ile ilgili suçlamaları yalanladı. Ukkel Devlet Okulu'nda ders veren öğretmen, "Ambulans çağrılmasına ne engel oldum ne de gereksiz olduğunu söyledim" açıklamasını yaptı.
MÜDÜRDEN İSLAMA ÖNYARGILI YAKLAŞIM
Okul müdürü Joachim Kelecom'un De Standaard gazetesine yaptığı açıklamada İslam dersi öğretmenin ilkyardım çağırmak yerine sadece Kur'an ayetleri okuduğu için işine son verildiğini belirtti. Kelecom, İslam dersi öğretmenin etkisinden dolayı artık öğrenciler bu tür problemlerin doktoru aramak yerine Kur'an'a sarılarak çözülebileceğine inandıklarını iddia etti.
Brüksel'deki Devlet Okullarının Genel Müdürü Jacky Goris ise olayda bir yanlış anlaşılma olmadığını belirterek, "Bir kaç sene öncesine kadar böyle bir olay gerçekleşmiş olamazdı. Yeni nesil İslam dersi öğretmenleri ile alakalı endişelerim var. Eğer bir şey yapmazsak bu tür olayların artacağını tahmin ediyorum." şeklinde açıklama yaptı.
ÖĞRETMEN: OKUL YÖNETİMİ OLAYI ÇARPITTI
Olaydan bir hafta sonra Sharia4Belgium haberleri ile beraber medyada yer bulmasının ardından Zaman Benelux ile görüşen İslam dersi öğretmeni olayın iç yüzünün farklı olduğunu ve okul yönetimi tarafından çarpıtılarak medyaya yansıtıldığını açıkladı.
Öncelikle kendisine itham edilen suçu kesinlikle kabul etmediğini belirten İslam dersi öğretmeni, "Ben bilim ve tıbbın önemini bilen ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğuna inan birisiyim. Bunu zaten Kur'an ve Hadis'te tasdik ediyor. Ben kesinlikle ambulans çağrılmasının gereksiz olduğunu da söylemedim." dedi.
Okul müdürünün, sekreterin yapmış olduğu açıklamaya dayanarak işine son verdiğini söyleyen öğretmen, "Bu açıklamada iki öğretmenden biri ambulansın aranmasını gerekli görmediğini söylüyor. Bu ben değilim. Yanımda bulunan diğer öğretmenin yazılı açıklaması bunu tasdik ediyor." diyerek bu gerekçelerinin dinlenmeden kovulduğunu savundu.
Öğrenci koridorda fenalaştıktan sonra olay yerine çağrıldığını aktaran öğretmen hadisenin gelişimini şöyle anlattı: "Öğrenci bilgisayar sınıfında rahatsızlandığı için öğretmenden sekreterliğe gitmek için izin istemiş. Dışarıya çıktığında ise fenalaşıp yere yıkılmış. Bunun üzerine bilgisayar öğretmeni öğrencilere sekreteri haberdar etmesini söylemiş. Öğrencilerden bir kısmı da benim yanıma gelip olayı anlattılar."
İslam dersi öğretmeni, olay kendisine ulaşmadan önce bir öğretmen ve bir de okul sekreterinin hadiseden haberdar olduklarını ve dolayısıyla ilk derecede bu insanların sorumlu olduğunu savundu.
"Panikledim, sakinleştirmek için Felak ve Nas surelerini okudum"
Diğer yandan bu tür durumla ilk defa karşı karşıya geldiğini anlatan öğretmen, "Açıkçası panikledim diyebilirim. Ne okul ne de öğretmenler öğrencinin epilepsi hastası olduğunu bilmiyordu. Ayriyeten ilahiyat mezunu olduğum için öğretmenlik formasyonu almadım ve böyle olaylarda nasıl davranılmasını gerektiğini bilmiyorum ve kimsede bildirmedi. Ama yine üstüne basa basa söylüyorum ben ambulans çağrılmasına ne engel oldum ne de gereksiz olduğunu söyledim." diye açıklama yaptı.
İddia edildiği gibi şeytan veya cin çıkarmak için ayetler okumadığını savunan öğretmen, "Herkes panik içerisinde çocuğun etrafına toparlanmıştı. Kafasını yere çarptığı için bende elimi başının altına koydum ve kendine zarar vermesini engellemeye çalıştım. İslam öğretmeni olduğum için o an çocuğu sakinleştirmek için Kur'an'dan bir kaç kısa sure okudum." dedi.
"Fundamentalist misin?" sorusu
Olayın bir "cin çıkartma seansı" gibi yansıtılmasından çok rahatsız olduğunu belirten öğretmen, okul yönetiminden "fundamentalist" muamelesi gördüğünü söyledi. Okul müdürü ile yüz yüze görüşmeden doğrudan Brüksel'deki Devlet Okulları Genel Müdürü Jacky Goris'in yanına çağrıldığını anlatan İslam öğretmeni, burada adeta fundamentalist muamelesi gördüm diyerek kendisine "kaç hanımın var?" , "neden sakal bırakıyorsun?", "dinsizler hakkında ne düşünüyorsun?", "eşcinsellerin sence yakılması mı gerek" gibi olayla alakasız sorular yöneltildiğini söyledi.
Eğitim sendikasına başvurarak okulun kararına itiraz eden öğretmen, 27 Haziran'da Devlet Okulları Komisyonu'nun konuyla alakalı vereceği kararı bekliyor.
ZAMAN - BENELUX
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.