İdam sehpasında Hakk’a şükreden âlim 

İdam sehpasında Hakk’a şükreden âlim 
İslâm dünyasının yetiştirdiği en önemli âlimlerden olan Seyyid Kutub, bundan tam 42 yıl önce Mısır’da şehit edildi. Şehadetinin üzerinden geçen onca yıla rağmen, Kutub, Müslümanların referans aldığı eserleriyle ölümsüz bir yere sahip.

60 YILLIK İBRET DOLU BİR HAYAT

1906 yılında Mısır'ın Asyut kasabasında, dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Seyyid Kutub, orta ve lise tahsilini el-Ezher'de tamamladı. Kahire Üniversitesi'nin Dar'ul Ulum fakültesine giren, 1933 yılında mezun olduğu fakülteye aynı yıl öğretim görevlisi olarak tayin olan Kutub, 1939 ve sonrasında İslâmi düşünceye yöneldi ve bu alanda çok önemli çalışmalara imza attı. Birçoklarına göre 1946'da yayımladığı “Konum Dersleri” isimli makalesi onun İslâmi düşünceye girişini temsil eder. Makalesinde toplumun ıslahının ve Müslümanların bu yönde çalışmasının Kur'an'ın emri olduğunu vurgulayan Seyyid Kutub, Mısır'ın o dönemki toplumsal yapısına ve geçirmekte olduğu dejenerasyona da dikkat çekiyordu.

KUTUB’UN ABD YILLARI

Kutub, 1949 yılında ABD'ye gitti ve bu dönem boyunca Amerikan yaşam tarzını ve toplumunu, tanık olduğu ırkçılığı eleştirdi. Amerikan medeniyetini çok isabetli bir şekilde değerlendirdi ve reddetti. Ayrıca, 1949 yılında, o yurtdışındayken, “İslâm'da Sosyal Adalet” isimli eseri yayımlandı. Bu eserinde gerçek sosyal adaletin İslâm'da olduğuna işaret eden Kutub, ayrıca yine ABD'deki yıllarında, daha önce kaleme almış olduğu edebi makale ve eserleri eleştirdi, o dönemlerde sahip olduğu daha seküler olarak tanımlanabilecek edebiyat anlayışından ziyade, edebiyatın da kaynak olarak en başta İslâm'ı alması gerektiğini belirtti.

MÜSLÜMAN KARDEŞLER’E KATILIR

1954-1964 arasında on yıl hapishanede kalan Kutub, Mısır'a döndüğünde, kamu hizmetinden ayrılıp Müslüman Kardeşler teşkilatına katıldı. Teşkilatın gazete ve dergilerinden devamlı olarak düşüncelerini aktarmaya çalışırken, teşkilatın genel düşüncesiyle kendi fikirleri arasındaki bazı farklılıklar ortaya çıksa da, Müslüman Kardeşler ile olan ilişkisi devam etti. Cemal Abdül Nasır'a düzenlenen 1954 tarihli suikast girişimi nedeniyle birçok Müslüman Kardeşler üyesi gibi o da tutuklandı. Yargılama sonunda Seyyid Kutub'a on yıl ağır hapis cezası verildi. Hapisteyken, ileride büyük bir önem ve üne kavuşacak iki eseri olan, Kur'an tefsiri Fi zilâl-il-Kur'an ve Kutub'un siyasi ve düşünsel görüşlerinin en son ve bütününü ifade eden Yoldaki İşaretler’i kaleme aldı. 1964'te serbest bırakıldıktan sonra, 1965'te tekrar tutuklandı. Bu kez de birçok Müslüman Kardeşler üyesi ile birlikte tutuklanmıştı ve tutuklanma nedeni devlete karşı bir darbe girişimi idi. 22 Ağustos 1966'da hakkında idam cezası verildi. Kararı Pakistan, İngiltere, Lübnan, Ürdün, Sudan ve Irak gibi ülkelerdeki birçok dini otorite ve grup tepkiyle karşılasa ve Nasır'ı kararından döndürmeye çalışsalar da, Seyyid Kutub 29 Ağustos 1966'da şehid edildi.

ŞEHADET YOLUNDA “HAKK” DEDİ

Mahkeme heyeti Seyyid Kutub’u idama mahkum ettiğinde ağzından şu sözler dökülmüştü:

"Eğer Allah kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır."

'ŞEHADETİ 42 YAŞINDA' HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Abdülhamit Güler-VAKİT
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.