Oryantalistler bile yapmamıştı

Oryantalistler bile yapmamıştı
Bazı çevrelerce “Türk resminin babası” olarak nitelendirilen, Osmanlı’ya karşı olmalarına rağmen Rotary ve Lionslar’ın adına etkinlikler düzenlediği “Osmanlı” ressamı Osman Hamdi, hala “aşılamamış” bir bü

ÖNCE TESETTÜRE SAVAŞ AÇTI 

Cumhuriyet’e doğru yol alınan yıllarda, yani Tanzimat’ın kökleştiği, iki Meşrutiyet’in ortaya çıktığı, bilahare Mütareke yıllarının yaşandığı devirleri ardında bırakarak 68 yıllık ömrünü 1910’da tamamlayan Osman Hamdi, Tevfik Fikret’in şiirde, Mehmet Rauf’un, Reşat Nuri’nin romanda yaptığını resimde yapmış bir isimdi. Bugün çağdaş kesimlerin, “Türk resminin babası” diyerek göklere çıkarttığı, Lionslar’ın, Rotary’lerin adına etkinlikler düzenlediği Osman Hamdi, aslında o günün toplumunun yerleşik değerlerine “fırçasıyla, tuvaliyle savaş açmış” bir isimdi. Kitlelerce, yaygın şöhretli “Kaplumbağa Terbiyecisi” resmiyle tanınan Osman Hamdi, pek çok tablosunda ise hiç de masum değildi. Fransa’da eğitim görmüş, Fransız bir kadınla evlenmiş, sonra bir daha bir Fransız kadınla evlenmiş bir Vezir çocuğu olarak Osmanlı seçkinlerinin arasında yer almış birisi olan Osman Hamdi, önceleri Kur’an okuyan ya da türbe ziyaret eden kızları başları yarım örtülü olarak resmetmişti.

SOLCU TANSUĞ: ORYANTALİSTLER BİLE BUNA CÜRET EDEMEMİŞTİ

Ancak, hiçbiri “Mihrap” adlı resim kadar çarpıcı değildi. Resim bir camii içini göstermekteydi. Üzerinde devre göre oldukça açık sayılan bir elbise bulunan başı açık bir kadın, arkasını Kuran yazısı ile çevrelenmiş olan mihraba dönmüş olarak, büyük bir rahle üzerinde dimdik oturmaktaydı. Ayaklarının çevresinde ise öylesine atılı vaziyette Kuran ve Kuran sayfaları bulunmaktaydı. Tablo o kadar tahammül edilmezdi ki, sol tandanslı sanat eleştirmeni Sezer Tansuğ bile Osman Hamdi’yi, “Müslümanlığı az benimseyip Rum bilincini koruyan bir kişi” olarak niteleyerek, “Avrupa’da hiç bir oryantalist ressam, cami mihrabı önündeki rahleye model Ermeni kızını oturtup, ayaklarının altına Kuran-ı Kerim sayfalarını yayacak kadar ileri gidememiştir” demişti. Evet, cüret bu noktadaydı. Tevfik Fikret, Kur’an’ı yırtmak istemişti. Osman Hamdi ise bu had bilmezliğin benzerini, Kur’an-ı Kerim’leri bir Ermeni kadının ayakları altında çiğnetme sahnesini; o kadını üstelik bir camide, üstelik saçları açık, üstelik dekoltesi derin bir kıyafetle, üstelik secde yeri olan Mihrab’a arkası dönük, üstelik Kur’an okuma aracı olan rahleye oturtarak yapmıştı. 

OSMAN HAMDİ’YLE “TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET”!

Aymazlığa bakın ki, adı “Türk Kültürüne Hizmet” olan bir vakfın 20 yıl önce düzenlediği serginin tanıtım broşüründe bu resim yer almaktaydı. Vakıf, 12 yıl Fransa’da eğitim gören, iki eşini de Fransa’dan seçen, yabancı isimli torunlara sahip olan ve hepsi bir yana Yüce Kur’an-ı Kerim’i yarı çıplak bir kadına cami içinde ayaklar altına aldıran bir tarzda tablo yapan Osman Hamdi için bir de kitap yayınlamıştı. Vakfın mütevelli heyetini oluşturan çoğu “sağcı” aydının Osman Hamdi’nin kafa yapısından, hele hele broşür örneğinde olduğu gibi resimlerinden haberdar olmamaları düşünülemez. O halde, TKHV özelinde yaşananlar aslında tipik bir “sağcı gözboyaması”ydı. Çelebi, böyle olur bizde, “millî kültüre hizmet” dediğin!

OSMAN HAMDİ’NİN BENZERLERİ BUGÜN KİLİT NOKTALARDA

Marmara Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Sabri Akdeniz, “Kültür Sömürgeciliği” isimli eserinde Osman Hamdi ve benzer kafa yapısındakilerle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunarak, şu görüşleri dile getirmişti: 
“Osman Hamdi, son Osmanlı dönemi münevverinin, kendi türünde iyisine çarpıcı bir örnektir. Muzıka-i Hümayun, Galatasaray’ın öğretmen ve öğrenci yapısı, kuruluşundan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurucu, hoca ve öğrencilerinin soy, kültür ve kafa yapıları, kişilikleri, Batı’ya açılışın bu temsilcilerinin, Batılılaşma akımının bu öncülerinin yönelimleri, ‘Ben’ görüşleri, onların yetiştirdikleri Osmanlı münevverinin Avrupalılaşma akımının neden eğlence, oyun, sanat, hayat tarzı getirme, kısaca bu tür kültür değişimi ile inançları yıkma, millî kültüre, töreye yabancılaşma doğrultusunda geliştirildiğini; müsbet ilim, sanayi, teknik-teknoloji ve iktisat bilgileri üstünde yoğunlaştırılmadığını onların soy-gönül-kafa yapıları bizlere iyice anlatmakta. Osman Hamdi ve benzerlerinin Batıcı – devrimci torunları bugün Türk toplumunun kilit noktalarına yerleşmiş, ülkemizde yabancı kültür sömürgeciliğini sürdürmekte, giderek artan bir hırs ve hınçla Türk Müslüman çocuğunu Türk milletine yabancılaştırmakta, özsaygısını aşındırmakta, yaşama, varlığını koruma istek ve gücünü yıpratıp, tüketmektedir. 

(Murat Unay – habervaktim.com)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.