'Morrison Süleyman'dan darbe incileri
Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin, bütün özelliklerini koruyarak yoluna devam edeceğini kaydeden Demirel, ''Bunda hiç kimse tereddüde düşmesin. Tereddüde düşüp de, bunları kurtaralım diye sistem dışı bir takım hareketlere girmenin yanlışlığını bir defa daha ifade etmek istiyorum.'' dedi. Demirel, sorunların çözümü konusunda metodu da dile getirdi: 'Tartışma ve sandık."
Demirel, 12 Eylül 1980 darbesinin 28 yıldönümünde Ankara Güniz Sokak'taki evinde Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Çetin Açıkgöz'ü 15 il başkanı ile birlikte kabul etti. 9'uncu Cumhurbaşkanı, kabulün başında Türkiye'nin güncel sorunları ve yaşanan darbelerle ilgili değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin son 60 yıl içinde bir çok nedenden ötürü darbelerle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Demirel, ''Genellikle darbe, hükümetlerin değiştirilmesini öngörür. Ama bizim ülkemizde darbeler, Meclis'in, partilerin ve anayasanın değişmesi ile neticelendi. O zaman biz kurmaya, ayakta tutmaya çalıştığımız halkın, halk için, halk tarafından idare edilmek diye tarif edilen demokrasiyi yapacağız derken zedeledik. Çünkü demokrasinin en önemli şartı, millet iradesinin üstünlüğüdür. Ama millet iradesinin üstünlüğü ile seçilen meclisi ve partileri kapatırsanız. Bir süre sonra yeni baştan ona müsaade etseniz de, o kuvvetinin büyük kısmını yitirmiştir. Biz devletimizi zaafa uğrattık.'' şeklinde konuştu.
Türkiye sorunlarını artık darbe ile çözmeyecek
Darbelerin, o gün için güncel bazı sorunların çözülmesine yardımcı olduğunun iddia edildiğini kaydeden Demirel, ''O sorunlar çözülmüş olsaydı, ondan sonra darbeyle karşılanmazdı. Demek ki güncel o sorunların da çözülmesi mümkün olmamıştır. Türkiye, öyle bir noktaya gelmiştir ki; sorunlarını artık darbe ile çözmeyecektir. Buradan çıkardığımız neticelerden biri budur: 'Sorunlarını darbe ile çözmeyecektir.' Ne ile çözecektir? Tartışarak çözecektir. Bu tartışmaların ölçüyü kaçırmaması gerekmektedir. Edep sınırı içinde olması, hakaret sınırlarına varmaması, uygar insanlar gibi bu tartışmaların yapılması lazım'' tavsiyesinde bulundu.
Ülkede memleketin zaman zaman bunalımların sıkıntıların olabileceğine değinen Demirel, ancka sorunların çözümü için akla ilk gelecek şeyin darbe olmadığını hatırlattı. Yani memleket bunaldığı zaman, bunun içinden nasıl çıkarız diye halkımızın bir kısmı sistem dışı bir takım arayışlar içine girmemelidir. O sistem dışı arayışların içine girerse kendisine destek bulur. Veyahut devletin kurumlarından kendisine destek bulur. Veya devletin kurumları harekete geçer. O zaman sistemin dışına çıkılır. Darbe olur. Darbe sadece devletin bir kurumunun yaptığı bir şey değildir. Nitekim bundan önceki darbeleri, halkın bir kısmı alkışlamıştır.'' ifadelerini kullandı.
1980 Darbesinin ardından oluşturulan 1982 Anayasası'nın, halkın yüzde 92'si tarafından onaylanmasına vurgu yapan Demirel şu değerlendirmede bulundu: ''Onun içindir ki, bir takım ölçüleri koyarken bunlara da dikkat çekmek lazım. Halkın kafasından bir kere darbeyi silmek lazımdır. Darbeyi, tedbir olarak bizim halkımız düşünememeli. Şartlar ne kadar kötü olursa olsun, 'yıkılıyoruz, çöküyoruz gibi' düşünmemek lazım. Büyük Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kimse altını oyamaz. Hiç kimse O'nun kurduğu sistemini çökertemez ama o istikamette yönelmiş bir takım tehditler vardır ama onlar hiçbir zaman tehlike haline gelmez. Çünkü millet fevkalade şuurludur. Milletin sükûnetini kimse yanlış değerlendirmemelidir. Türkiye hem birliğini ve bütünlüğünü muhafaza edecek hem geleceğe birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde emin adımlarla yürümeye devam edecektir. Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin bütün özellikleri koruyarak yoluna devam edecektir. Bunda hiç kimse tereddüde düşmesin. Tereddüde düşüp de, bunları kurtaralım diye sistem dışı bir takım hareketlere girmenin yanlışlığını bir defa daha ifade etmek istiyorum. Sabırlı olalım biraz. Bugün beğenmediğimiz şartları düzeltmenin yolu, her gün sabahleyin aklımıza geldikçe hükümet değiştirmekten geçmez. Değiştirmenin yolu, biraz sabırla usulüne göre değiştirmektir. Usul nedir? Sandıktır. Sandıkla gelinecek, sandıkla gidilecektir.''
Devlet Baş, hükümetler şapka gibidir
Devletin, kurumların resterasyona, güçlenmeye, ihtiyacı olduğunu, devlet ile milletin kucaklaşması gerektiğini anlatan Demirel, sözlerini şöyle tamamladı: "Herkes gayretini o istikamette sarf etmeli. Laik demokratik Cumhuriyet, hukuk devleti sosyal devlet olarak, hepimizin etrafında toplanabileceği en büyük değerdir. Bunu, şurasından burasından çekmeye hiç kimse kalkmamalıdır. O zaman rahatsızlıklar olur. Bugün çekilen sıkıntıların hepsi aşılır. Yarın daha iyi olacaktır. Bu sıkıntılar aşılır, yenileri de gelir ama dikkat etmek lazımdır ki, yeniden devleti eskitmeyelim. Devlet baştır. Hükümetler şapka gibidir. Şapka eskir, yenisi halk alır, sandıktan getirir. Devlet baş gibidir. Başı eskitirseniz, işiniz zor olur. Biz 60 sene içerisinde bir hayli hırpaladık.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.