Kuşatma altındayız!

Kuşatma altındayız!
Gazeteci-Yazar Taceddin Ural, “medya”nın hallerini yazdı. Ural’ın “Medyatik Kuşatma” adlı kitabı hayli dikkat çekici tespitlerle dolu.

Duyuyoruz, görüyoruz, okuyoruz… Hayat böyle dönüyor. Sesler, renkler, harfler; sabah gözümüzü açıp akşam yatağa uzanıncaya kadar etrafımızda. Aile ve iş dünyasının “konuşma bazlı” iletişimi kadar, hatta sık sık ondan da yoğun bir iletişim daha var bizi hedef alan, “kuşatan”; medyatik iletişim. Çocuğuyla yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle ortalama bir Türk vatandaşı; bir gün, sabah yataktan kalkıştan gece uyku moduna girinceye kadar nelerle “kuşatılıyor”?  
   
MEDYATİK KUŞATMAYI YAZDI 
Gazeteci – yazar Taceddin Ural, işte bu kuşatmayı, “Medyatik Kuşatma”yı yakın takibe aldı. Bu takibin sonucunda da; Tanzimat'ın ilk romanlarından Mütareke yıllarının gazetelerine, Osmanlı'daki ilk tiyatrolardan Cumhuriyet'in radyolarına, Yeşilçam kurdelelerinden özel TV dizilerine, siyah beyaz reklamlardan internet “banner”larına, şiir matinelerinden bilboardlara, şarkılardan “sms” mesajlarına kadar gerek “evsel”, gerekse kamusal alanda “görünürlükleriyle” bütün bir toplumu “kuşatanlardan” bir derleme çıktı ortaya. 

HAYATIMIZA GİRDİLER, BİZİ KUŞATTILAR 
Yazarın kitabı, “bir muhasaranın acıklı hikayesi” niteliğinde. “Hayatımıza girdiler.. Bizi kuşattılar.. Ve hâlâ da kuşatıyorlar” diyen Ural, şöyle devam ediyor: “Gazete, dergi, roman, tiyatro, sinema, radyo, televizyon, reklam, video, CD, sms, bilboard, internet son 150 yılda hayatımıza peş peşe giren iletişim mecraları.. Çok değil, daha dedelerimizin, ninelerimizin, onların ebeveyninin zamanında akla hayale gelmedik ‘şeyler’ şimdi ‘gerçek’ oluyor. En geniş tabiriyle medya, adeta bir mitralyöz gibi; ‘kutsal’a, ‘biz’e, ‘yerel’e dair ne varsa amansız ‘tarakka’larla saldırıyor durmaksızın. Hemen bütün medya mecraları, kitabi tanımların çok dışına savrularak, sizi bir büyük hokus pokusla, bir büyük pişkinlikle teslim alıveriyor. Tiyatroya gidiyorsunuz size ‘iççamaşırlı tiyatrocu’ izlettiriyorlar. ‘Ailecek bir film izleyeyim’ diyorsunuz, Kemal Sunal minarede göbek atıyor. Cep telefonunuza mesaj geliyor, filanca no’yu tuşlarsanız soyunan kızların cebinize ineceğini ‘müjdeleniyor’. Dedenizi hac yolculuğuna, bikinili bir top model uğurluyor. Bir dizi açıyorsunuz, Bülent Kayabaş ‘besmele’yle rakı içiyor. İnternette ‘search’ yapıyorsunuz, ‘İslami bir sayfa’yı okurken sağdan soldan reklamlar sökün ediyor, size ‘geceyi partnersiz geçirmeyin’ diyor.” 

BAKIN NELER TAKILDI YAZARIN MEDYATİK KUŞATMA'SINA
Top model Adriana Karembeu'nun Türk Hacılarla zoru ne? 
“Gündem”: Her şey benim gösterdiğim kadardır 
Camide, rahleye oturttuğu Ermeni kadına Kur'anı çiğneten ressam kim? “Tesettür iğrenç bir sargı bezi.” 
“Mahalle baskısı” mı, “Ecnebi mahallesi baskısı” mı? 
Her faacebooka üye olmalı mı? 
Turizmin “3S” formülü. 
“Prime team”da “ücreti mukabili tebliğ” 
Sibel Can, Mevlit yayınında neden şarkı söyledi? 
“Haber çıplak.”  
Keçiyi kim çaldı, müftü mü, basın mı? 
Kemal Sunal minarede göbek atarken. 
 TV karşısında yılda kaç milyon saat harcanıyor? 
Hz. Muhammed'in ayı Şaban'dan İnek Şaban'a. 
İç çamaşırı Tiyatrosu'nda bu sezon hangi oyunlar var? 
Murathan Mungan - Derya Köroğlu “aşkı”: Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa. 

AZALAN BİR MÜEYYİDE: ALLAH KORKUSU
Entelektüel terörü. 
“Nenemin kartvizitiyle Cennet'e girdim.”
Orta oyunu, Yahudi buluşu mu?
Fatih Kısaparmak “Azrail'e karşı”  
Bülent Kayabaş, rakı içerken neden “Besmele” çekiyor? 
Tolstoy: “Müziğe yatırım yap, kölen bol olsun.” 
Ne kadar decoder, o kadar tebliğ 
Hangi Türk yazar Shakespeare'e secde ediyordu?
 Meyhanedeki din bilgisi öğretmeni. 
Ece Ayhan, Çanakkale Geçilmez'i nasıl Melahat Geçilmez'e çevirdi? 
“Sami Yusuf Sendromu” 
Ömer Seyfettin'in “tuhaf” merakı. 
“Hafta sonları ezan okunmasın” 
Ergenekon'cuyla başörtüsü mağduru aynı haberde
Hüseyin Rahmi neden dantel örer, reçel yapardı? 
Muazzez Ersoy hangi hocayla aynı sahneyi paylaşıyor? 
Ebusuud Efendi: Meddaha dalıp, namazı kaçırma. 
“Güzel oyundu canım, frikiği boldu.” 
Üniversitelerden sonra dizilerde de “ikna odası” kuruldu mu? 
“Alkollü Azrail”
Sağ elle yemek irticaı hortlatır mı? 
Reklamın kötüsü olur. 
Perran Kutman, kendisine “Hocam”a diyenlere neden kızıyor? 
“Hz. Buda'nın emriyle.” 
Züppe: Batılılaşma'nın özürlü çocuğu. 
Domuz haram, kumbarası helal mi?  
 
OKUYUCU SORUMLULUĞU 
Bunlar ve daha fazlası, Taceddin Ural'ın Etkin Kitaplar'dan piyasaya çıkan yeni kitabı “Medyatik Kuşatma”da. Ural'ın; yirmi yılı bulan gazeteciliğinde “saha”dan toplanan gözlemleri ile “algıda seçicilik”le yedeklenen “seyretme / dinleme / okuma” notlarının eşliğinde okuru renkli ama bir o kadar da sorunlu bir yolculuğa çağırıyor, “Medyatik Kuşatma”da. 

24 EKİM’DE İSTANBUL’DA 
Yazar Taceddin Ural, 24 Ekim günü İstanbul Eyüp Sultan Kültürevi’nde saat 20.30’da okurlarla biraraya gelecek.

FERİT AĞAOĞLU / HABERVAKTİM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.