Erdoğan: Zanlılar İnşallah En Ağır Cezayı Alır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği'nin düzenlediği ödül töreninde yaptığı konuşmada Aylin Nazlıaka'ya yüklendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle;
Müteahhitlerimizin yaptığı işlere bakıldığında firmalarımızın kardeş ülkelerde daha çok iş yaptığı görülüyor. Bize ''Afrika'da, Ortadoğu'da ne işiniz var'' diye sataşıyorlar. Biz oralara gitmezsek bu bağlantılar nasıl sağlancak. Dikkat ederseniz gittiğimiz her yere işadamları ile gidiyoruz. Bazen 2 bazen 3 uçakla gidiyor gittiğimiz her yerde mutlakam bir iş konseyi yapamaya çalışıyoruz. Bu toplantılarda bağlantılar kuruluyor, anlaşmalar imzalanıyor.
Birileri bize ''Turistik gezi yapıyorsunuz'' diyorlar, kendileri bu tarz geziler yapabilir ama biz inanın gezilerimiz gezmek için değil iş bağlamak ülkemizi geliştirmek için yapıyoruz.
Oturdukları yerden siyaset yapmaya alışmış olanlar bizim tavrımızı yadırgıyorlar. Vizyon desen vizyon yok hayal desen hayal yok, çalışma gayret desen o zaten hç yok. O zaman bu millet size niye itibar etsin. Sizlerin şantiyenize bekçi dahi yapmayacağınız kişiler var.
En son gittiğimiz 3 ülkede başkanlık sistemi var. Seçimlerden sonra ön açıcı bir sisteme ihtiyacımız var. Bu benm şahsi görüşüm. Ama ayrıca da deneyimlerimin de 40 yıllık sonucudur.
Dünyanın her yerinde gidilmedik ülke el atılmadık iş bırakmayacağız. Gittiğimizde gördüğümüz manzaralar Türkiye'nin hangi noktada olduğunu çok iyi bizlere gösteriyor.
Biz gittiğimiz her yere sadece para için sadece diplomatik ilişkiler için gitmiyoruz. Biz oradakileri kardeşimiz olarak görüyor bir kardeş bir kardeşine nasıl giderse biz de o amaçla oralara gidiyoruz. Kan bulaşmış para bize mutluluk getirmez. O yüzden Filistin, Suriye ve Myanmar diyoruz...
Biz bu yüzden dünya 5'ten büyüktür diyoruz. Böyle bir dünya düzeni olabilir mi? Sadece İsrail'e değil dünyadaki tüm zalimlere karşı mazlumlara sahip çıkmak için ''One Mınute'' dedik. Biz Obama'ya ''Neredesin Obama'' derken aslında dünyanın vicdanına sesleniyorduk.
Otobüste teröristler tarafından diri diri yakılan kızımız için ses çıkarmayanlar, eylem sırasında ölenler için Türkiye'yi ayağa kaldırmaya çalıştılar.
Bunlar kendi ülkesine, kendi milletine, kendi insanının değerlerine, kültürüne o kadar uzaklar ki geçtiğimiz günlerde hunharca katledilen Özgecan'ımızın ölümünü dans ederek güya protesto ediyorlar. Bu ne biçim iştir. Önce sen biliyorsan bir Fatiha oku. Bilmiyorsan bir rahmet dile. Ailesine bir başsağlığı dile. Dans ediyor. Bunum bizim kültürümüzdeki yeri nedir? Adeta sanki o ölümden zevk alıyor, bu anlama gelir.
Bu alçaklığın, bu canice, vahşice yapılan bu katlin failleri yakandı. İnşallah hakkettikleri cezayı da en ağır şekilde almaları için bizzat davanın takipçisi olacağım. Şu anda da zaten takip ediyorum.
Bizim kültürümüzde kadının yeri başkadır. Kadınlarımız her zaman çok önemli görevler üstlenmiştir. 50 liralık bankonotlar hazırlanırken dedim ki tarihimizde önemli olan bir şahsiyetin fotoğrafını koyalım dedim ve Fatma Aliye hanımın resmini koyduk.
Kadına şiddet uygulamak Allah'ın emanetine ihanet etmektir. 2011 yılında çıkardığımız kanun kadının koruması için bu alanda devrim niteliğindedir.
Bu olay hepimizin kızının başına gelebilirdi. Bu olayı sahiplenmedikçe mesafe alınamaz. O yüzden ben bu elim hadise ile yeni bir dönemin başlamasını arzu ediyorum.
Ben açıkcası insani çalışma alanlarına sahip olmayan hiçbir şantiye görmek istemiyorum. Bu mevzuat değil zihniyet meselesidir. Büyüyeceğiz, kazanacağız ama kimsenin ahını almadan bunu yapacağız. Merhameti, vicanı, şefkati olmayan bir ülke olarak refahımızı arttırmak bizim asla arzu ettiğimiz bir yol değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.