Mesele İdam Değil İman Meselesi
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, önceki gece TV5’te katıldığı ‘Gündem Türkiye’ adlı televizyon programında gündeme ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Gazeteci Deniz Güçer’in sunuculuğunu yaptığı programda Vahdet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fatih Akkaya, Milli Gazete Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz, Anadolu Gençlik Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Biten’in gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kamalak’tan çarpıcı çıkışlar geldi.
Kitaplarda Suç Var, Günah Yok
Mersin’de geçtiğimiz hafta hunharca katledilen Özgecan Aslan’dan sonra gündemdeki önemli konulardan biri olan ‘idam tartışmaları’ ile ilgili konuşan Kamalak, eğitim sisteminden yakındı. Kamalak, “Hazin bir olay, yüreğimiz yanıyor. Bu tür olaylara şaşmıyoruz. Çeşitli konuşmalarımızda MEB’i eleştirmiştik. Bir şeyin başına milli sıfatını getirmekle o milli olmaz. Bir kumar kuruluşu olan Milli Piyango’nun başında da milli var. Eğitim sistemimiz ancak Milli Piyango kadar millidir. Böyle bir eğitimden de bu tür sorunların kaçınılmaz olduğu aşikar. İlkokuldan üniversiteye kadar müfredata bir bakın. Hiçbir kitapta ‘masum bir cana kıyan bütün insanlığı katletmiş gibi günaha girer’ sözüne rastlayacak mısınız. Rastlayamazsınız. Günah kavramına dahi rastlayamazsınız, sadece suç kavramına rastlarsınız. Ne zaman suç, yakalandığı takdirde. Yakalanmadığı takdirde sorumluluk yok. Günah olduğu takdirde bunun bir manevi boyutu vardır. O öldükten sonra da seni takip eder. Kimse görmese bile seni gören birileri vardır. Bunları okul kitaplarında göremezsiniz” diyerek eleştirilerde bulundu.
Yüzde 80’den Fazla İdama ‘Evet’ Çıkar
Kamalak, idamın gündeme alınması gerektiğini ise ‘hiç şüphesiz’ diyerek desteklediğini kaydederek, “İdam tabiî ki tartışılmalı hiç şüphesiz. Ama hangi cezayı getirirseniz getirin, bir nesil ahlak ve maneviyattan yoksun yetişiyorsa onun suç işlemesini engellemek mümkün değildir. Kültürümüzde kadın, bacıdır. ‘Bacı denilince onun her mesuliyeti bana aittir’ demektir. ‘Ben ondan sorumluyum’ demektir. Biz bacıyı, bayan yaptık ve üstelik bacı kelimesi dahi küçültücü bir manaya büründürüldü. Tek çözüm yolu o (idam) değildir, ondan çok daha önemlisi eğitimdir. İdama toplumun yüzde 80’inden fazlası ‘evet’ der. Daha yeni olayların cereyan etmemesi için, toplum hem kendi eğitim sistemini hem de hukuk sistemini gözden geçirmelidir” diye konuştu. Kamalak, eğitim sisteminin, insan yetiştirmede büyük aksaklıklar içinde olduğuna ve sorunlarla boğuştuğunu aktararak, “Maalesef toplumun geldiği nokta bu” değerlendirmesini yaptı. Konuşmasının devamında ise Kamalak, idamın geri gelmesinin tartışılabileceğini de söyleyerek, “Fakat bu köklü bir çözüm olmaz. Aslolan Allah korkusudur. Yani idamdan önce iman diyoruz. Mesele idam değil, iman meselesidir” dedi.
Kanunlar Milletin Ruhuyla Bağdaşmıyor
“Kadınları korumaya yönelik sürekli kanunlar çıkıyor, ancak olaylar da artıyor. Buradaki problem nedir?” şeklindeki bir soruya ise Kamalak, şu şekilde yanıt verdi: “Öz olmayınca kabuğu ne kadar geniş tutarsanız tutun, bir anlam ifade etmez. O kanunların içerisinde ‘günah’ ifadesi var mı. 6251 sayılı kanun yürürlüğe girdi geçen Temmuz ayında. Ne oluyor. Cinsiyet ayrımını kaldırıyor, birey kavramını getirdi. Şimdi iktidarda savunamıyor bunu. Bunlar bizim toplumumuz bakımından birer cinsi yönden sapmadır. Böyle demek, suç teşkil ediyor. Toplumun ruhu ile bağdaşmayan kanun ne kadar çıkarırsanız, çıkarın. Her şeyden önce ruhun kabul etmesi gerekir, toplumun özümsemesi, benimsemesi icap eder. Ne kadar dayatırsanız, dayatın. İşte görüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde bu durumun daha da genişlemesinden endişe ediyorum”
Sıkıyönetim ilanı gibi
Kamalak, İç Güvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili de konuyu çözüm süreci bağlamında ele aldıklarını ifade ederek, “Çözüm sürecinin başında söylemiştik. Toplum daha büyük çatışmalara veya ülke bölünmeye gider. Bu paket bizim haklı olduğumuzu gösteriyor. Toplum çok büyük çatışmalara hazırlıklı olmalı. Bunun işaretidir bu. Önümüzdeki günlerde büyük ihtimalle sokak çatışmaları ortaya çıkabilir. Hükümet sıkıyönetim ilan etmeye mecbur kalacak. Sıkıyönetim seçimleri olumsuz etkileyeceği için, sıkıyönetim ilan etmiş gibia tedbirlere başvuracak. Bu oraya gidişin ilk adımıdır. Bu kanun anayasa mahkemesinden döner zannımca.” diye eleştirdi.
Meclis Böyle Olunca…
TBMM’de büyük tartışmalar ve gerginliklerle görüşülen iç güvenlik yasa tasarısı sırasında yaşanan kavgalara da değinen Kamalak, “Milli iradenin temerküz ettiği bir yerdir. Toplumun da aynasıdır. Meclis böyle olunca… Halkımızın bildiği bir konu vardır. İmam/cemaat meselesi gibidir. Ne yazık ki durum daha da ciddidir” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.