Muhalefete "İç Güvenlik Paketi" Çağrısı
Ünal, yaptığı açıklamada, insanların özgürlüklerini ancak güvenli bir ortamda kullanabileceklerini, toplumun güvenliği, insanların temel hak ve özgürlüklerini özgür bir ortamda rahat bir şekilde kullanabilmeleri için İç Güvenlik Paketi düzenlemesini yaptıklarını anlattı.
"İç Güvenlik Paketi'yle yapmaya çalıştığımız şey öncelikle kamu düzenini, iç güvenliği sağlamak" diyen Ünal, Meclis'te görüşülen paketle ilgili muhalefetin itirazlarını saygıyla karşıladıklarını ancak "Bu kanunu buradan çıkartmayız, çıkaramazsınız" demenin son derece yanlış olduğunu belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile kendilerinin daha önce açıklama yaptıklarını ve bu paketle ilgili muhalefetin çekincelerini konuşmaya hazır olduklarını ifade eden Ünal, "Muhalefet partilerinin somut önerilerini görüşmek üzere toplanabiliriz, hatta geçen cuma günü tatil yapalım dedik. Grup başkanvekilleri toplansınlar, bir araya gelsinler, hangi madde üzerinde çekince varsa konuşalım, önerilerinizi verin, tekriri müzakere dahil yani görüşülmüş bir maddenin genel kurulda tekrardan komisyon gündemine alınması dahil olmak üzere görüşelim dedik. Ama muhalefet bugüne kadar buna yanaşmadı" şeklinde konuştu.
Bu tekliflerini yineleyen Ünal, şunları kaydetti:
"İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin hem MHP hem CHP hem HDP'nin çekinceleri varsa maddeler üzerinde somut bir şekilde oturup konuşmaya biz açığız ve bunları müzakere ederiz. Tekriri müzakere dahil olmak üzere bunları düzeltiriz. Bu konuda itirazları varsa çağrılarımız son derece açık. Önerilerini getirirler, biz de bu önerileri beraberce müzakere ederiz. Belli bir mutabakat oluştururuz ve genel kurulda bunu yasalaştırırız.
Mesela İç Güvenlik Paketi'nin 15. maddesinde "valinin suçun aydınlatılması ve faillerin yakalanmasıyla ilgili kolluğa emir verir" ifadesini MHP'den, CHP'den milletvekilleri bir araya geldik, oturduk. Oradaki çekinceleri ve sakıncaları dile getirdiler. İçişleri Bakanı, müsteşarımız, biz, CHP ve MHP'den milletvekilleriyle oturduk ve onların orada ortaya koydukları çekinceleri ortadan kaldıracak şekilde 15. maddeyi genel kurula verdiğimiz bir önergeyle düzelttik. Yani kamuoyunda sanki AK Parti bütün önerilere, görüşmelere kapalı gibi hava estiriliyor.
Oysa hem Başbakanımız hem biz günlerdir bu İç Güvenlik Paketi'nin ilgili maddelerine ilişkin muhalefetin itirazlarını görüşmek üzere davet ediyoruz. Kaldı ki muhalefet ihtisas komisyonlarında yasalarla ilgili düşüncelerini dile getirir zaten. İçişleri Komisyonu'nda bu görüşüldü, AB Uyum Komisyonu'nda görüşüldü. Anayasaya aykırılık var mı görüşüldü. AB uyum yasalarına aykırılık var mı görüşüldü. Biz diyoruz ki madem itiraz ediyorsunuz buyurun tekrar görüşelim diyoruz. Bunların sonunda muhalefet ısrarla 'polis devleti kuracaksınız' iddiasını anlamsız şekilde dile getirmeye devam ediyor."
"Polis istediğini aramayacak"
"Polisin devleti olmaz ama devletin polisi olur" diyen Mahir Ünal, devletin polisinin de milletin güvenliğini sağlamak zorunda olduğuna işaret etti.
Fransa'da Charlie Hebdo saldırısından sonra çıkarılan güvenlik paketine bakılmasını isteyen Ünal, "Kaldı ki biz öyle bir güvenlik paketi de çıkarmıyoruz. Biz özgürlük güvenlik dengesini sağlayacak şekilde ve uygulamadan kaynaklanacak muhtemel keyfilikleri de engelleyecek düzenlemelerle bunu getiriyoruz. Ama maalesef bu konuda çağrılarımız cevapsız kalıyor" diye konuştu.
"Polis istediğini gözaltına alacak" şeklindeki eleştirilere "Öyle bir durum söz konusu değil" diyen Ünal, şöyle devam etti:
"Polise suçüstü durumunda gözaltı yetkisi veriyoruz. Bütün Avrupa ülkelerinde hem savcının hem polisin gözaltı yetkisi var ama suçüstü durumunda. 'Efendim polis istediğini arayacak'. Hayır polis istediğini aramayacak. Polisin olası keyfiliğini engellemek için her türlü düzenlemeyi yaptık. Mesela polis, bir ihbar ya da şüphe durumunda arama yaparsa eğer bu aramasını hakim onayına sunmak durumunda. Arama yaptığı kişiye arama yapmasının gerekçesini yazılı bir belgeyle sunmak zorunda. Bir taraftan polisin muhtemel keyfiliğini engelleme yönünde düzenleme yapıyoruz bir taraftan özgürlük güvenlik dengesini kurmaya çalışıyoruz. Muhalefete de diyoruz ki bu konuda somut önerileriniz varsa paketin tümü üzerinde siyasi istismar yapmayın.
Maddelere ilişkin somut önerilerinizi getirin, üzerinde müzakere, istişare edelim. Bu anlamda CHP'nin, MHP'nin, HDP'nin eğer değişiklik önerileri varsa, çekinceleri varsa geçmiş maddelerle ilgili bazı maddelerin keyfilik doğuracağına inanıyorlarsa bizimle oturup müzakere etmelerini defalarca önerdik. Buradan da bu çağrımı yine yapıyorum."
Elitaş: İç Güvenlik Paketi'ni geçirmeye kararlıyız
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da AA muhabirine, TBMM'de görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Paketi'nde tartışmalara rağmen 33. maddesini geçtiklerini söyledi.
Paketin amacı hakkında bilgi veren Elitaş, "Bazı insanların, demokratik haklarını kullanırken dışarıdan yapılan müdahalelerle bu özgürlüklerinin elinden alınmasını engelleyen bir düzenleme. Yani meşru yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, dışarıdan molotofkokteyliyle, sapanla, demir bilyelerle, silahla veya başka şeylerle, yüzünü kapatıp orada provokasyon, vandallık yapmaya çalışan, iş yerlerini talan eden, kamu mallarına zarar veren insanları engelleyen bir durum söz konusu" diye konuştu.
Son 10-15 gündür TBMM'de şiddetin hakim olduğunu vurgulayan Elitaş, şunları kaydetti:
"HDP, diğer partileri hipnotize etti. TBMM'de şiddet ve terörizm hakim olmaya başladı. Meclis başkanvekillerine aşırı saldırı var. Ahlaka sığmayan, insanlıkla bağdaşmayan çok ciddi, sert psikolojik saldırılarla karşı karşıya kaldılar ve hiç görmediğimiz, duymadığımız bir şekilde meclis başkanvekillerine şiddet uygulamaya başladılar. Bir kadın meclis başkanvekilinin eline vurdular. Yine bir kadın katip üyenin elinden kağıdı alıp mikrofonunu kırdılar. Hiç olmamış bir şey, 'Atatürk'ün kürsüsü' diye ifade ettiğimiz meclis başkanvekilliği kürsüsü, bir siyasi partinin gurup başkanvekili tarafından işgal edilmek istendi. 1920'lerde düşman, Polatlı'ya geldiğinde TBMM'nin, Kayseri'ye taşınmasını engelleyen bir duruş sergileyen TBMM'nin değerli üyeleri, ecdadımız bugünkü tabloyu görse herhalde kemikleri sızlardı. Bir CHP'li grup başkanvekilinin kürsüye saldırması, kürsüye çıkıp orayı işgale yeltenmesi herhalde o partiyi kuranların, o partiye gönül vermiş olanların ecdatlarının kemiklerini sızlatmıştır. Bu durum, CHP'ye oy vermeye çalışanların düşüncelerinde, zihinlerinde bundan sonra önemli bir soru işareti ortaya çıkarmıştır."
"TBMM'de MHP ve HDP koalisyonu var"
İç Güvenlik Paketi tartışmalarında muhalefetin tavrını eleştiren Elitaş, MHP ve HDP'yi "ittifak kurmakla" suçladı.
Gizlenmeye çalışılsa da TBMM'de buna herkesin şahit olduğunu savunan Elitaş, danışıklı şekilde "Sen bana sataş, ben sana sataşayım, kalkıp kürsüde söz alayım" tarzıyla hareket edildiğini öne sürdü.
Elitaş, AK Parti'nin sabrı, ahlakı ve etik kuralları temsil ettiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama muhalefet partilerinin kuralları, şiddeti, edep ve haya dışındaki küfürleri ve söylemleri, meclis başkanvekillerine karşı olağanüstü derecede yaptıkları psikolojik baskıyı içeriyor. Sabırla ve metanetle İç Güvenlik Paketi'ni sonuna kadar geçirmeye kararlıyız. İnşallah buna da devam edeceğiz. Hiç kimse AK Parti'yi 'şiddet yapıyor' diye gösteremez, şiddetin bir unsuru yapamaz. Biz ahlakımıza uygun, atalarımızdan, ecdadımızdan kalan davranış tarzıyla bize yakışan vakarla, usulle, yöntemlerle TBMM'nin çalışmasını devam ettirmeye gayret ediyoruz."
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.