Yüzde 45 Sol Oy Çılgın Bir Fantezi
Türkiye, 30 Mart ile başlayıp 10 Ağustos ile devam eden seçim maratonunun üçüncü ayağında. 7 Haziran’da gerçekleşecek genel seçim, hem final olması bakımından hem de yeni oluşacak parlamentonun önündeki ivedi gündemler sebebiyle büyük önem taşıyor. Bu yüzden sorularımı ANAR Genel Müdürü ve siyaset bilimci Dr. İbrahim Uslu’ya yönelttim. Dr. İbrahim Uslu, HDP’nin durumuna, Abdullah Gül’ün adaylığına, AK Parti başta olmak üzere partilerin muhtemel oy oranlarına ve seçim kampanyalarına ilişkin sorularıma aydınlatıcı ve açık cevaplar verdi.
Üç aşamalı seçim maratonunun son aşaması olan genel seçimlere yaklaşıyoruz. Genel anlamda gördüğünüz tablo nedir?
CHP şimdiye dek hazırlanmadığı bir şekilde seçim kampanyasına hazırlanıyor gibi gözüküyor. MHP ise kapalı kutu, işin doğrusu, MHP’nin ne yaptığını kestiremiyorum. HDP ise seçim stratejisi veya propaganda üzerinde çalışmaktan çok adaylar üzerinde çalışıyor gibi görünüyor. Bugüne kadar seçime hazırlanma konusunda en modern teknikleri kullanan parti AK Parti oldu. Bu seçimde de aynı tavrı sürdürüyor. Bir yandan kampanyaya hazırlanan AK Parti’nin seçim stratejisi, seçim beyannamesi konusunda da dört beş koldan hazırlık yaptığını görüyoruz.
OBAMA’NIN EKİBİ DE KURTARAMAZ
CHP, Obama’nın çalıştığı ekiple çalışacak. Kendisini yenileyemeyen CHP’nin yeni reklamcılar ile çalışacak olması sandıkta CHP’yi kurtarması beklenebilir mi?
CHP’yi bu girişim sandıkta elbette kurtaramaz. Bu gibi çalışmaların minör etkileri olur sandığa, tüm dünyada böyledir. Seçim kampanyalarının, reklam çalışmalarının en yüksek etkiye sahip olduğu kampanyalarda bile kampanya nedeniyle parti tercihini değiştirenlerin oranının yüzde üç-beş arasında olduğu yapılan araştırmalardan bilinmektedir. Bu etki de kararsız seçmen üzerinde olmaktadır.
CHP aynı zamanda Cem Uzan’a şaşırtıcı seçim başarısı kazandıran isimle çalışmak için girişimde de bulundu. O zaman olan neden şimdi olmasın?
Böyle bir şey mümkün değil. Seçimlerin bir matematiği vardır. Türkiye’de sol 1983 yılından bu tarafa sadece bir kez yüzde 35’in üzerine çıkmış. Bu tarih de 1999 senesi, Öcalan’ın yakalandığı yıldır. Onun dışında solun toplam oyu hep yüzde 35’in altında kaldı. Türkiye’de solun tablosu budur.
AKIL DIŞI OLASILIK
Kılıçdaroğlu yüzde 35’lik bir seçim hedefi koydu. Bunu mümkün görür müsünüz?
Fantezi kuruyorlar. Bir taraftan HDP barajı geçecek deyip, sonra da CHP’nin bu oy oranlarına çıkabileceğini düşünüyorlar. Bu akıl dışı bir olasılık. Solun toplam havuzu yüzde 35 ise, yüzde 10’unu da HDP alırsa geriye ne kalacak? Bu durumda da CHP’nin yüzde 35’i yakalaması imkansız. CHP’nin bu oy oranını yakalayabilmesi için bütün solun tek çatı altında seçime girmesi gerekiyor. Sol seçmenin toplamının yüzde 45’e çıkacağını düşünmek çılgınca bir fantezidir.
HDP BARAJI CHP OYLARIYLA GEÇER
HDP’nin barajı geçmesi ya da geçememesi az bir oranla olacak gibi görünüyor. Barajı geçerse hangi partiden oy alacak? AK Parti tabanından oy alacağı yorumları da yapılıyor.
CHP’nin muhafazakar adayları CHP’ye ne kadar oy getiriyorsa, HDP’nin muhafazakar adayları da HDP’ye o kadar oy getirir. AK Parti ile HDP tabanında Güneydoğu da dahil çok fazla bir geçişkenlik yok. HDP’nin barajı aşmak için ihtiyaç duyacağı oylar mutlaka ve mutlaka CHP tabanından gelmek durumunda. AK Parti’den geleceğini söylemek siyaset bilmemektir. Yeni seçmen, yurtdışı oyları ve CHP seçmeninden gelecek oylar HDP’ye barajı geçirebilir.
Davutoğlu’ndan başkası darbe olur
Davutoğlu AK Parti tabanı ile nasıl bir rabıta kurdu?
Çok güçlü. AK Parti’nin yeni Genel Başkan sebebiyle bir risk durumu olmadı. Çünkü Davutoğlu, AK Parti kitlesi için yeni bir isim değil. Hatta bu kitle açısından baktığımızda siyaset öncesinde bile yeni bir yüz değildi. Davutoğlu, akademisyenliği döneminde de çok tanınan ve saygı duyulan bir isimdi. Sonrasında da güçlü bir baş danışmanlık dönemi oldu. CHP seçmeni Davutoğlu’nun Dışişleri bakanlığı dönemini başarılı bulmayabilir; ancak AK Parti kitlesi kabinenin en başarılı bakanlarından birisi olarak görüyordu. Davutoğlu sanki yeni ve seçmenin tanımadığı bir isimmiş gibi sunulmaya çalışılıyor. Ama bu doğru değil. AK Parti tabanı daha önceden tanıdığı, sevdiği Davutoğlu’nu genel başkan ve başbakan olarak hemen benimsedi.
2011’in fotokopisi bir seçim
Peki bugün seçim olsa tablo ne olur?
Sayın Davutoğlu Başbakan olduktan sonra 4-5 araştırma yaptık. Hepsinde AK Parti’nin oylarını yüzde 47-49 aralığında bulduk. Atlatılan birçok badireye rağmen AK Parti oy oranında istikrar var. CHP 23-25, MHP 13-15, HDP’yi de 7-8 aralığında buluyoruz. Bu tablonun ciddi bir şekilde değişmesi için travmatik bir takım durumların olması gerekir. İnşallah öyle bir durum da olmaz. Önümüzdeki seçim, 2011’in fotokopisi gibi bir seçim olacak. Bu seçimin heyecan taşıyan tek noktası HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği hususudur.
HDP’nin barajı aşması AK Parti’ye nasıl yansır?
HDP barajı geçerse AK Parti’den milletvekili alacak, oy almayacak. Aynı şekilde MHP’den milletvekili alacak ama oy almayacak. CHP’den ise hem oy, hem de milletvekili alacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.