AK Parti Diyarbakır Adayı'ndan Çarpıcı Sözler
AK Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Salim Ensarioğlu Vahdet Gazetesi'nden Göksel Çağlav’ın sorularını cevaplandırdı.
1991-2000 yılları arasında Milletvekilliği ve 3 dönem Devlet Bakanlığı yapan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı M. Salim Ensarioğlu, Diyarbakır ve bölgedeki seçim atmosferini Vahdet'e anlattı. Kandil'in son dönemde izlediği politikanın neredeyse 90'lı yıllarda JİTEM'in bölgede yaptığı uygulamaların önüne geçtiğini belirten Ensarioğlu, tehdit ve baskının büyük boyutlara ulaştığını, hatta ev ev dolaşılıp T.C. kimlik numarasıyla vatandaşların tehdit edildiğine dair sık sık duyumlar aldığını söyledi.
DİYANET'İ KAPATMA POLİTİKASI YARAMADI
Kızının rahatsızlığı nedeniyle iki gün bölgedeki seçim çalışmalarına ara vererek Ankara'ya gelen Ensarioğlu ile Esenboğa Hava Limanı'nda bölgedeki seçimleri konuştuk. 2000'li yıllardan önceki seçimlere göre bölgede ve Türkiye'de huzurlu bir seçim sürecinin yaşandığının altını çizen Ensarioğlu'na ilk olarak kamuoyu yoklamalarını sorduk: "Kamuoyu yoklamalarını şaşkınlıkla izliyorum. Diyarbakır'da ve Güneydoğu'da HDP barajın altında ama nasıl oluyorsa Ankara ve batıda barajı aşmış görünüyor. Çok ilginç Diyarbakır'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre 6-7 puan oy kaybettiler. AK Parti oylarını artırdı.Diyanet'e saldırı ve Kabe olayı bunu çok etkiledi. Diyarbakır ve Güneydoğu'yu kastediyorum; HDP burada gerçek yüzünü ortaya çıkarttı. Marksizm üzerine kurulan bir örgüt, onlarda din olmaz. Sadece kamuflaj yapıyorlar. Marksizm'de din olmaz, burada da olmaz. Şimdi gerçek yüzlerini ortaya çıkarttılar. Din derslerini kaldıralım, Diyanet'i kaldıralım dediler, Taksim'i Kabe ile karşılaştırdılar. Bu çok büyük etki etti. Burada psikolojik bir baskı kurmaya çalışıyorlar. Bu baskıya bu sefer milletin boyun eğmeyeceğini zannediyorum.”
TC NUMARASIYLA TEHDİT
PKK bölgede halka baskı yapıyor mu, nasıl bir strateji izliyor, etkili mi?
Baskıyı şöyle yapıyorlar: Tek tek evleri geziyorlar, eski siyasette olduğu gibi. Evlerde vatandaşa TC kimlik numaralarını soruyorlar, vatandaş endişeleniyor.
Fişlenme endişesine kapılıyorlar. Özellikle partililer geliyor. Bu olay özellikle büyükşehirlerde, zaten kırsalda 'nasıl olsa muhtarları korkutur öyle alırız' diyorlar. Ama büyükşehirlerde 'alamayız' diyorlar, alamayınca da 'Bak TC kimlik numaranızı da aldık. Hangi sandıkta oy kullanacağını biliyoruz. Hadi bakalım sandıktan nasıl oy çıkacak göreceğiz' diyerek korkutmak için yapıyorlar. Yılların siyasetçisiyim, Türkiye'de ilk defa bu seçimlerde böyle bir durumla karşılaştım. Ben de diyorum ki parti kurdunuz, doğru bir şeyler yapıyorsanız, bırakın vatandaş oyunu özgürce kullansın. Size oy versin ama siz hala vatandaşı baskı altında tutuyorsanız, o zaman siz yanlış işler yapıyorsunuz. O zaman yanlışınızdan dönmeniz gerekir. 30 yıldır mücadele ediyorsun, halka diyorsun ki 'ben senin için mücadele ettim' ama halka güvenmiyorsun, baskı kuruyorsun.
KANDİL JİTEM'İ GEÇTİ
Baskı politikasını bir dönem JİTEM uyguluyordu. Şimdi Kandil. Kandil JİTEM'in önüne geçti. Biz hani baskı diyoruz, özgürlük diyoruz, bu baskıyı asker-polis yapınca baskı oluyor da Kandil, YDG/H gençlik yapılanması yapınca olmuyor mu? Şimdi daha fazla oluyor. Niye? Şimdi vatandaşın ailelerine kadar tehdit ediyorsun. O zaman sen özgürlüğü kendi örgütün için mi istiyorsun, yoksa halk için mi istiyorsun?
SÜREÇ KANDİL’LE BİTMEZ
PKK'nın bölgede silah yığınağı yaptığı raporları var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz bir dönem HDP'ye inandık hatta ben bile inandım. KCK'nın iki üyesi oğlumun ameliyatı sırasında, yaklaşık 1 sene önce geçmiş olsuna geldiler. 'Bizimle niye terssin' dediler. Ben de kendilerine, 3 şeyden uzak olduğumu anlattım. Batılı aile doğudaki bir kente gelip yerleşiyor mu? Ama bakın Doğu ve Güneydoğulu aileler hep Adana, İstanbul, İzmir, Ankara'ya yerleşiyor. 'O zaman siz şiddetle Kürtleri bölüyorsunuz' dedim. Benim rahatsızlığım 1 bölünme, 2 şiddet, 3 Marksizm dedim. Bunun üzerine KCK'lılar, 'Bundan böyle bölünme olmayacak' dediler.
Markisizimle ilgili Öcalan 21 Mart Nevruzunda, Türk-Kürt kardeşliğinin İslam bayrağı altında olacağını açıkladı. 'Marksizm yok, şiddet yok' dediler. Ben de bir yerde inandım tabi. Ta ki 6-7 Ekim olaylarına kadar.
Hadi Selahattin Demirtaş sokağa çıkardı ve kontrol edemedi diyelim ama şimdi bakıyoruz ki Kandil açıklama yapıyor. 'Süreç bitmiştir' diyor. 'Silahlı mücadeleye devam' açıklaması yapıyor. Sürecin mimarı Tayyip Erdoğan'dır. AK Parti'nin ötesinde bir şahıstır. Bunu dünya da kabul ediyor. Süreç seninle bitmez.
Çünkü Kürtlerin yüzde 70'i sana oy vermiyor. Biz de bitmez diyoruz ama sen diyorsun ki; 'Silahı yine getireceğiz.'
Çözüm Süreci silahla ve baskıyla yürümez.
Silahlı eylem başlarsa Kürt meselesi biter, terör meselesi başlar. Bize göre Çözüm süreci devam ediyor. Çözüm Sürecinde onların tarafında tek dik duran Abdullah Öcalan'dır. Öcalan dik duruyor ve silahlar sussun diyor.
ESNAFI KORKU SARDI
Bölge esnafı seçimlere nasıl bakıyor ?
Esnaf çok sıkıntılı, 6-7 Ekim olaylarıyla birlikte vatandaşı korku sardı. Esnafı korku sardı. Baskı var sıkıntı var. Millet alışveriş yapmıyor. Baskı bitti derken, yeniden başladı. Baskılar dönemindeki esnaf bölgeden kaçtı. Yeni gelen esnaf tam hareketlilik başladı derken, 6-7 Ekim olaylarıyla tekrar baskı kurulmak istendi. bu gelişmeler esnafı korkuttu.
MASADA KORUCU DA OLMALIYDI
Koruculuk sistemine nasıl bakıyorsunuz?
Koruculara kesinlikle çözüm getirilmeli. Sağlık güvenceleri olmalı, kalıcı bir maaş bağlanmalı, bütün haklar verilmeli. O insanları devlet çağırdı ve geldi. Hükümetler değişse bile devlette devamlılık esastır. 1936'da çıkan bir yasaya göre devlet onları çağırdı, silahı verdi ellerine, hedef etti. PKK'ya karşı mücadele ettiler, çözüm sürecinde korucular da masada olmalıydı. Barış masasında HÜDA PAR da olmalıydı.
Bölge halkının Suriyeli sığınmacılara bakışı nasıl ?
Bölge halkı Suriyelilerden rahatsız ama atamayız. Ya burada ortam düzeltilmeli ya da Birleşmiş Milletler'i zorlayıp uluslararası yardım alınmalı. Uluslararası ilişkilerle BM'nin yardımını sağlamamız lazım. Türkiye'ye maddi açıdan çok külfet getirdi. Uzun süre bunu kaldıracak gücümüz yok. BM tarafından tampon bölge oluşturulmalı ve bu insanları buraya taşıyarak yeni bir sistem kurulmalı.
BELDEN AŞAĞI SİYASETE KARŞIYIM
MHP'li Meral Akşener'e yapılan çirkin saldırı ile ilgili görüşleriniz?
Ben kaset olayına karşıyım. Adaylar ve partiler projelerle gelmeli. Düşünceleriyle aday olmalı, hizmetleri anlatılmalı. Medresede okudum. Yüce Allah'ın emridir, 'birinin ayıbını örtün' der. Hatta hiç konuşmayın der. MHP'ye, CHP'ye hangi partiye yapılırsa yapılsın, belden aşağı şantajların hepsine karşıyım, hesabı sorulmalıdır. Belden aşağı siyaset hiçbir kişiye fayda getirmez.
Vahdet Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.