Ak Parti Adayı Teröristbaşı Öcalan'ı Böyle Tanımladı
Yıllar önce kendisini sosyalist Kürt olarak tanımlıyor ve AK Parti’ye karşı çıkışlar yapıyordu. Şimdi AK Parti Mersin milletvekili adayı olan Muhsin Kızılkaya, Habertürk’e verdiği röportajda, teröristbaşı Öcalan’ı “öngörüsü kuvvetli, pragmatist bir siyasetçi” diye tanımladı.
“Bu seçimde Öcalan’ın pozisyonu ne” sorusu üzerine Kızılkaya “Öcalan öngörüsü kuvvetli, pragmatist bir siyasetçi. Handikabı, taraftarlarının onu anlamaması. Öcalan’ın baraj meselesinde söylemeye çalıştığı net: “Biz 30 yıllık mücadelemizin sonucunda hâlâ yüzde 10’a ulaşabilecek potansiyeli yakalayamadıysak boşa kürek çekiyoruz.” Şu an HDP, Öcalan nezdinde bir imtihana giriyor. Ama bu imtihanı bir savaş nedeni olarak görmek korkunç…” şeklinde konuştu.
Muhsin Kızılkaya, daha önce “sosyalist bir Kürt” olduğunu ama şimdi değiştiğini de söyledi.
“AK Parti 2002’de kurulduğunda İslami hareketlere acayip önyargılı bir bakış vardı. Ben o zamanlar rijid bir solcu, sosyalist bir Kürt’tüm. Ama sosyalistlerin yöntemlerini de benimsemiyordum. “Bir hata var, neden bu hareket büyümüyor” diyordum. 90’larda bütün hak ihlallerinin göbeğinde yer aldım, DGM’de aydınların mahkemesini kaçırmazdım. İmza kampanyaları, Kürtlere destek... Ama 28 Şubat’ta düzgün bir sınav vermedim. İnsanların ne kadar mağdur olduğuyla ilgilenmedim.
-Bir nedamet mi bu?
Evet. Kürtlere yapılan zulümler gibi, Müslümanlara yapılanlara da karşı durmalıydım. “Herkese türban taktıracaklar, şeriat getirecekler” diyenlerin içinde yer aldığın için ister istemez sen de inanıyordun.
-Solcu olduğun için mi?
Hayata sadece kendi penceremizden baktığım için... 2002’de annem İstanbul’a geldi, Tayyip Erdoğan partiyi yeni kurmuştu. Anneme kime oy vereceğini sordum. “Hapishaneden yeni çıkmış biri var, ona” dedi. “Sen onu nereden biliyorsun?” dedim. Annem tek kelime Türkçe bilmez, televizyon izlemez ama Erdoğan’ı, ona oy vermesi gerektiğini biliyordu. Şaşırmıştım. Ben gazeteciyken Erdoğan belediye başkanıydı. Yılmaz’ın (Erdoğan) tiyatrolarına gelirdi ailesiyle. Karizmatikti. Ama ona “dinci, İslamcı” diyorlardı ve ben de kibirli bir sosyalist, devrimciydim. Sonra Birikim Dergisi’nde Ömer Laçiner, Murat Belge’lerin yazdıkları beni çok etkiledi. İslami hareketlere, muhafazakârlara hoşgörüyle yaklaşıp onların memleketi dönüştürebileceğine, vesayetçi rejimi kırabileceğine dair bir inanç gelişmişse bende, tek müsebbibi Birikim Dergisi; Laçiner, İnsel ve Belge’dir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.