İşte Ankara’nın Yol Haritası
Türk kamuoyunda günlerdir sürdürülen, Türkiye’nin PYD’nin hakim olduğu bölgelere veya, Fırat’ın batısındaki DAEŞ kontrolündeki Carablus’a dönük bir tek taraflı harekat yapacağı yönündeki iddialar, farklı siyasi kaynak ve gelişmeleri yakından izleyen teknik kadrolarla yaptığımız görüşmeler sonucunda netlik kazandı.
Türkiye, Baas rejimi-DAEŞ ittifakı çerçevesinde saldırıya uğrayan ÖSO güçlerini tüm olanaklarıyla destekleme kararı aldı.
1. Türkiye, Carablus-Mare hattında yaşanılacak gelişmelerin ulusal güvenliği açısından stratejik önemde olduğunu belirledi.
2. Baas rejimi ile DAEŞ’in, Halep’in kuzeyindeki Mare’ye saldırı ve Halep’in kuzeyden DAEŞ tarafından kuşatılması planınında anlaştığı istihbaratı Türkiye’yi alarma geçirdi. 28-31 Mayıs’ta Haseke’de gerçekleşen buluşmada Baas’ın DAEŞ’e, İdlib’in düşmesinden sonra bölgede hakim olmasının yolunu açtığı belirlendi. Baas artık ÖSO ve DAEŞ’in kontrolündeki Türkiye sınırına geri dönemeyeceğini anlamış durumda. Türkiye, ÖSO kontrolündeki Mare başta tüm bölgenin DAEŞ’e karşı savunulması, bu konuda ÖSO’ya her açıdan destek sağlanmasını kararlaştırdı.
3. Gelişme, ABD ile değerlendirildi. Hatta, Amerikan uçakları Türkiye’nin verdiği koordinatlar çerçevesinde ÖSO’yu rahatlatmak için beş farklı operasyon gerçekleştirdi.
4.TSK’ye verilen hükümet talimatı: DAEŞ’in saldırdığı Suriye’deki tüm dost unsurların güçlü bir şekilde desteklenmesi. Bu destek “kademeli” olarak gelişecek, öncelikle topçu birliklerimiz DAEŞ’in ilerlemesini durduracak desteği sağlayacak. TSK; diğer bütün senaryolar için de planlamalarını tamamlamış durumda.
5. Türkiye, DAEŞ’in Carablus-Mare hattında gerçekleştireceği bir saldırıda ilerlemesi halinde, ÖSO kontrolündeki bölgede yaşayan 4.5 milyon nufüsun sınıra doğru hareketlenmesinden endişe ediyor.
6. Devletin ilgili kurumları ise, Tel Abyad’daki gelişmeler çerçevesinde PYD ile temas kanallarını açık tutuyor. Ankara, bölgenin nüfus yapısının değiştirilmemesi, özellikle ileride bir Kürt-Arap çatışmasına yol açabilecek adımların atılmaması yönünde PYD’yi uyardı. PYD’nin bu konudaki politikası şimdilik bekle-gör mantığıyla izleniyor.Türkiye PYD’ye, Kobani ve Tel Abyad’dan gelen tüm nüfusun evlerine döneceğini bildirdi, bunun kendileri için bir sınav olduğu da PYD yetkililerine aktarıldı.
Komplo teorilerinde belirtildiği gibi PYD bölgesine askeri bir müdahele yok. Aksine, HDP’lilerin iddialarının aksine, Türkiye, DAEŞ’le mücadelede bir adım öne çıkan NATO ülkesi olma yönünde ilerliyor.
4.5 MİLYONLUK HATTAN GÖÇ DALGASI
Ankara’yı Suriye konusunda alarma geçiren ana gelişme 28-31 Mayıs tarihleri arasında yaşandı. İdlib ve Cisr El Şuğur’un muhaliflerin eline geçmesinin ardından Esad rejiminin muhaberatının kilit ismi Ali Memlük ile IŞİD komutası arasında Haseke’de bir toplantı gerçekleşti. Türk tarafının edindiği bilgiye göre Esad rejimi bu görüşmede IŞİD’e “Halep’in kuzeyini size bıraktık. Biz de hava harekatıyla destek veririz” mesajı verdi. Bunun üzerine IŞİD, Kilis’in hemen karşısındaki Azez’e harekât başlattı. Bu hareketlenme Türkiye açısından dönüm noktası oldu. Zira Türkiye sınırında IŞİD’in hedefi haline gelme potansiyeli taşıyan bölgede toplamda yaklaşık 4.5 milyonluk nüfus yaşıyor. Dolayısıyla da Ankara’da IŞİD’in Mara hattında yönelik operasyonlarının Türkiye açısından altından kalkamayacağı bir göç dalgasına neden olabileceği tespiti yapılıyor. Bu göç patlaması tehlikesi karşısında askeri senaryoları da kapsayan bir yol haritası üzerinde çalışılıyor.
Star
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.