Yalçın’dan Göktürk’e Çok Sert Cevap

Yalçın’dan Göktürk’e Çok Sert Cevap
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Akşam yazarı Gülay Göktür’ü adeta topa tuttu: “Çapınıza, tipinize ve kalıbınıza bakmadan bize haddimizi bildirmeye cüret ediyorsunuz…”

MHP’li Yalçın, Gülay Göktür’e gönderdiği mektubunda “Asıl haddi bildirilmesi gerekenler; sizin gibi üstü örtülü bir şekilde PKK’ya, onun sahte demokrasi ve barış yavelerine destek verenlerdir” dedi.

Evvelki günkü yazınızdan içinizde MHP’ye karşı derin bir nefret ve kin biriktirdiğiniz anlaşılıyor.

Öyle ki demokrasi mücadelesi veren 46 yıllık meşru bir siyasi hareketin, MHP’nin yerine PKK’nın kanlı ellerini ve kahrolası silahlı eylemlerini yeğlediğinizi açık ediyorsunuz.

Her gün üçer beşer şehit cenazesi gelirken tahammül ediyorsunuz, yüreğiniz sızlamıyor da MHP’nin politikalarını mı içine sindiremiyorsunuz?

Biliyoruz, size eli kanlı katiller MHP’den daha sevimli geliyor.

Çünkü sizin de mayanızda bilumum Türklük düşmanları gibi Türk’e ve onun haklarına karşı bir garez ve düşmanlık var.

Demokrat kisvenizin arkasındaki gerçek yüzünüzü göremediğimizi mi sanıyorsunuz?

Çapınıza, tipinize ve kalıbınıza bakmadan bize haddimizi bildirmeye cüret ediyorsunuz.

Asıl haddi bildirilmesi gerekenler; sizin gibi üstü örtülü bir şekilde PKK’ya, onun sahte demokrasi ve barış yavelerine destek verenlerdir.

“MHP’nin politikaları uygulanmış olsaydı Kürt kökenli vatandaşlarımızın ana dillerini konuşması, ana dillerinde kitap şiir vs. yazması yasak olacaktı.” diyorsunuz.

“MHP politikaları uygulansaydı güneydoğu hâlâ olağanüstü hâl cehenneminde kavruluyor olacak, insanlar köy meydanlarında soyulacaklardı.” diyor ve daha bir yığın saçmalığı sıralıyorsunuz.

Bu iftiraları hiç utanıp sıkılmadan dilendirdiğinize göre, anlaşılan sizde hiç izan, idrak ve Allah korkusu da yok.

Saydıklarınızın hepsi AKP’nin sözde çözüm süreci bağlamında hayata geçirildi de ne oldu?

Uydu devletçikler hariç, dünyanın hiçbir güçlü ülkesinde devlet silahlı teröristlerle masaya oturmazken AKP iktidarı bunlarla Oslo ve İmralı süreçlerinde masaya oturdu da neye yaradı?

Eli kanlı katilere verilebilecek bütün tavizler verildi de devletin eline ne geçti?

Bugün hükûmet sözcüleri ve çözüm süreci destekçisi bazı âkiller bile itiraf ettiler ki bütün tavizlere rağmen PKK ne silah bıraktı ne de demokrasinin nimetlerinden yararlanmaya çalıştı.

Bilakis silahlanmaya, devlete başkaldırıp ayrı bir devletçik kurmak için hazırlık yapmaya devam etti.

Şimdi ise sadece doğu ve güneydoğudan değil, memleketin dört bir yanından kanlı PKK saldırısı ve şehit haberleri geliyor.

Demek ki bunların amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmekmiş.

Buna rağmen MHP ile uğraşıyorsunuz. Pes doğrusu!

Siz kimi kandırıyorsunuz?

MHP’nin haklı çıkması bu kadar mı zorunuza gitti?

Demokrat makyajı yapıp etek giyerek ellerinde barış(!) bombalarıyla sokaklarda kırıtan “dördüncü cins” PKK militanlarının meddahlığıyla kirlenmiş onurunuza bu kadar mı ağır geldi?

Askerimiz, polisimiz ve sivil vatandaşlarımız şehit olunca hiç yüreğiniz sızlamıyor değil mi?

Bakın Hanımefendi!

Suçluyu yanlış kapıda arıyorsunuz.

Bugün gelinen tablonun mimarı MHP değil, AKP politikalarıdır; sizin gibi onlara destek veren idraksiz ve akılsız hamakat ehlidir.

Size tavsiyemiz, her şeyden önce aynaya bakınız!

Peki; PKK’nın nihai hedefinin topraklarımızda bir uydu devlet kurmak ve Türkiye’yi parçalamak olduğunu niye mertçe yazmıyorsunuz!

Neden PKK’nın arkasında küresel güçler bulunan bir taşeron örgüt olduğunu, HDP’nin de onun siyasi kanadı olduğunu açıkça, dürüstçe itiraf etmiyorsunuz?

Türklük meselesine gelince...

Soyadınızda yer almakla birlikte utanç duyduğunuzu, sizin Türklük ve Türk milletiyle sorununuz olduğunu öteden beri biliyoruz.

Türk milletinin varlığı ve egemenlik hakları size dokunuyor ve bundan rahatsız oluyorsunuz.

Onun içindir ki kültür unsuruna dayalı bir toplumsal birlikteliği baltalamak için MHP’nin tutumundan ırkçılık çıkarmaya çabalıyorsunuz.

MHP olarak yıllardır Türk adının Türkiye’de yaşayan bütün vatandaşların ortak kimliğini ifade ettiğini, buna rağmen bin yıllık kardeşliğimizin etnik azınlık ırkçılığıyla baltalanmak istendiğin söyleyip duruyoruz.

Türkiye’nin bekası için, Türk adında birleşmekten başka yol olmadığını yana yakıla anlatıyoruz.

Ama sizin gibi anlama engelliler; bunu duymazdan, görmezden geliyor.

Siz; dolaylı olarak azınlık ırkçılığına, ayrılıkçılığa hizmet ediyorsunuz.

Türkiye’yi bütün olarak bira arada tutmanın yolu basitçe ama zekice Atatürk tarafından tespit edilmiş: “Türkiye halkına Türk denir.”

Ne var bunda?

Fransa’da derisinin rengi ve etnik kökeni ne olursa olsun her vatandaş sadece Fransız kimliğine sahiptir.

Bu anayasal zorunluluktur. Fransa’nın millî çıkarları bunu gerektirmektedir.

ABD’de de yaşayan milyonlarca Alman, İtalyan, İspanyol vb.nin kimliği de Amerikan’dır. Üstelik adını saydığımız milletlerin hiçbiri kendi varlıklarının ayrı bir kültür olarak Anayasa’da tanımlanmasını, dillerinin İngilizce ile eşit statüde olmasını isteyemezler. Bu ABD halkının millî birliği için gereklidir.

Hâl böyleyken siz Türkiye’ye ikinci bir yapay ulusal kimlik ve yapay bir dil dayatılmasına hangi gerekçelerle çanak tutuyorsunuz?

Asıl ihanet işte budur Hanımefendi!

Ayrıca Türkiye’de “Kürt sorunu” olduğuna dair iddianız temelinden yanlış.

Türkiye’de terör sorunu vardır. AKP iktidarının Türklerle 13 yıllık sorunu vardır.

Türklerin Türkiye’sinde Türk milleti 13 yıldır hor görülmekte, topraklarımızda yaşayan herkesin uluslararası platformda vatandaşlık kimliğini oluşturan Türk kültürü aşağılanmaktadır.

Buna karşılık her türlü etnik alt kültür değeri kutsanarak ayrıştırılmaya, ana gövdeden koparılmaya çalışılmaktadır.

Her çeşit aşağılık örgütlenme ve eylem demokratik hak gibi yansıtılmaktadır.

Kundaktaki bebeğe kurşun sıkanlar, devlet görevlilerini eşlerinin ve çocuklarının yanında hunharca katleden kana susamış sırtlanlar, kuzu postuna büründürülmektedir.

Gözü dönmüş kaos AKbabaları, barış güvercini gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

İnsanlık katillerinin demokrasi havarisi, masumların toplum düşmanı olarak gösterildiği bu sürecin temelinde; sizin gibi çokbilmiş, kibirli, kendini beğenmiş ama bir o kadar da aklı kısa medya kürekçilerinin harcı vardır.

Sayın Göktürk,

MHP iktidarında Türkiye’de yaşayan vatandaşları için kâbus veya kaos değil bilakis kardeşlik iklimi egemen kılınacaktır.

Asıl toplumsal barış ve huzur, MHP iktidarında gelecektir.

MHP; 1915 yılı ve sonrasında yüzbinlerce masum Türk ve Müslüman’ın ölümüne yol açan ayrılıkçı Ermeni Taşnak çetelerinin devamı niteliğindeki bölücü terör örgütü PKK’nın yeni bir kardeş kavgasına yol açmasını önleyecek yegâne siyasi parti ve harekettir.

Siz “MHP’yi ve Ülkücü Hareketi kast ederek “Birilerinin onlara hadlerini bildirmesi gerekiyor.” diyor ve MHP’nin tutumunu dayanılmaz bulduğunuzu belirterek bizi hedef gösteriyorsunuz.

Bildiğinizi sanmıyoruz ama hatırlatalım: Kurtuluş Savaşı yıllarında Ermeni Patriği Zaven Efendi ve İstanbul hükûmetinin İçişleri Bakanı gazeteci Ali Kemal de Millî Mücadele kurmaylarını hedef göstermişlerdi.

Siz kim oluyorsunuz da MHP’yi ve camiamızı açık açık hedef gösteriyorsunuz?

Bu cüreti nereden ve kimden buluyorsunuz?

Neyinize, hangi sıfatınıza, konumunuza ve kime güveniyorsunuz?

PKK militanlarına mı?

Kandil’e mi?

Yoksa bizi onlarla mı korkutmaya çalışıyorsunuz?

Öyleyse boşuna uğraşıyorsunuz.

PKK MHP ve Ülkücü Hareketin değil, MHP ve Ülkücü Hareket PKK’nın kâbusudur.

Sizi uyarıyoruz.

Bundan böyle MHP teşkilatı ve Ülkücülerden birinin tırnağına taş değse, dava arkadaşlarımızdan birinin burnu kanasa, suçlusu ve azmettiricisi siz olacaksınız.

Kısacık aklınızla PKK’ya, “Türkiye’den almak istediklerinizin önünde MHP engel.” demeye getiriyor ve asıl siz onları kışkırtıyorsunuz.

Gerçekleri saptırmakla, tahrif etmekle kalmıyor, fitnenin ve kaosun ateşine odun atıyorsunuz.

Üstelik bizi küstahlıkla suçlayacak kadar edepsizleşiyorsunuz.

Ayağınızı denk alınız!

MHP; Gülay Göktürk misali ayarsız ve dümensizlerle mücadele etmesini, onların oyunlarını başa çıkarmasını bilir.

MHP’ye ayar vermeye ne sizin ne de sizi MHP’ye saldırmaya teşvik edenlerin gücü yeter.

Bunu böyle biliniz. 12.08.2015”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum