En milliyetçi şarkılarımız 'gavur işi'

En milliyetçi şarkılarımız 'gavur işi'
En "Türkçü" yazarlarımız Tekin Alp (Moiz Kohen) ve Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun Yahudi, Ziya Gökalp'in ise Kürt asıllı olduğu ülkemizde "en milliyetçi şarkılarımız" bile gavur işi.

Mesela 'Çırpınırdı Karadeniz' Ermeni, 'Memleketim' Yahudi, "Dağ Başını Duman Almış" marşı ise İsveç şarkısı. Kısacası "vatan, millet, Sakarya" diye bizi dolduruşa getirenlerin kullandıkları yazar, ürün ve argümanlar bile "Türk işi" değil. "Dinime dahleden bari müselman olsa" sözünden ilham alarak biz de diyoruz ki; "Bize Türkçülük taslayanlar bari Türk olsa…"

'Türklük' ve 'vatan sevgisi'ni konu alan birçok şarkı ve marşımız yabancılardan aşırma. Mesela Ülkücüler'in dilinden düşmeyen "Çırpınırdı Karadeniz" şarkısının müziği eski bir Ermeni bestesi, Ayten Alpman'ın Kıbrıs Barış harekatı yıllarında meşhur ettiği "Memleketim" şarkısının müziği ise çapkın bir hahamı konu alan Yahudi parçası.

EL MARŞIYLA HAVAYA GİRMEK…

"Çırpınırdı Karadeniz" adıyla bilinen şarkı 18. yüzyılda yaşamış ve Ermenilerin en önemli ozanı olarak kabul edilen Sayat Nova'ya ait. Sayat Nova'nın en sevdiği enstrümanı "Kamança"sına ithaf ettiği şarkı, 1960 ve 70'li yıllarda Türkiye'deki milliyetçi çevrelerce sözleri değiştirilip, söylendi.

1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Ayten Alpman'ın yorumuyla üne kavuşan "Memleketim" şarkısının melodisi de eski bir Yahudi bestesi. Üstelik şarkının orijinali çapkın bir Yahudi din adamının yaptıklarını konu ediniyor. Ancak şarkının Türkçe sözlerinin yazarı Fikret Şeneş, eseri ilk kez Fransız şarkıcı Mireille Mathieu'dan dinlediğini söyledi.

DAĞ BAŞINI "EROTİK" DUMAN ALMIŞ

Türklerin en çok bildiği ve sevdiği marşlardan biri olan "Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar' diye başlayan Gençlik Marşı'nın bestesi ise İsveçli besteci Felix Körling'e ait. Erotik bir ormancı şarkısı olan ve "Tre trallade jantor' yani 'Şakıyan üç genç kız' adını taşıyan şarkıda, ormana giden genç kızların çobanlar tarafından kovalanmaları "açık-saçık" sözlerle anlatılıyor.

Marşın 'millileştirilmesi' 1900'lerin başında oluyor. İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından kurulan 'paramiliter' Osmanlı Genç Dernekleri'ndeki gençlerin 'milli duygularının yoğunlaşması için' Mekteb-i Sultani'nin idman hocalarından Selim Sırrı (Tarcan) bey müzik eğitimi için gittiği Stocholm'den döndükten sonra aklına bir fikir geliyor. Gerisini İstanbul Erkek Muallim Mektebi Türkçe öğretmeni Ali Ulvi (Elöve) bey'den dinleyelim:

"Bir gün okulun uygulama odalarından birinde çalışırken, Selim Sırrı Tarcan ziyaretime geldi. O günlerde pek gözde olan bir İsveç marşı için söz yazmamı istedi. İstenilen güfte 4x4 veya 8 heceli olacaktı. Vakit geçirmeden çalışmaya koyuldum. 1. Dünya Savaşı'nın aleyhimize döndüğü yıllardı o yıllar. Gençlik ve halk kaygıya kapılmıştı. Marş yazarken başlıca amacım bu havayı dağıtmak, gençlere azim, ümit ve kalp vermek oldu…"

Bu marşla ilgili bir de komik bir anı var. 1955'te İsveç'ten bir kız jimnastik ekibi İstanbul'a gelir. Spor ve Sergi Sarayı'nda yaptıkları gösteriyi piyano eşliğinde söyledikleri bir şarkıyla bitirirler. Şarkı 'tre trallade jantor'dur. O sırada salondaki bütün izleyiciler ayağa kalkar ve 'dağ başını duman almış/gümüş dere durmaz akaarrrrr…' diye İsveçli sporculara eşlik eder. Durumu bilmeyen İsveç medyası olayı "centilmen türk seyircisinden jest" olarak yorumlar. Nereden bilsinler, tam 40 yıl önce şirin şarkılarını millileştirdiğimizi…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.