Davutoğlu'ndan Kritik Açıklamalar

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde New York'ta temaslarını sürdüren Başbakan Ahmet Davutoğlu,Türk gazetecilerle de bir araya geldi. Davutoğlu, terörle mücadele, mülteci sorunu ve 1 Kasım seçimleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 

23 Temmuz itibarı ile PKK, DAEŞ ve DHKP-C'ye karşı başlatılan operasyonlarında ciddi mesafeler alındığını yineleyen Davutoğlu, ''Kuzey Irak'ta ve yurt içindeki operasyonlar halka güven verdi. PKK'nın baskısından muzdarip olan halk operasyonları hem açık şekilde, hem de zımni olarak susarak destekledi. Bu sebeple, PKK'nın beli kırıldı'' dedi. 

PKK'YI ŞAŞIRTAN OLAY

Davutoğlu ''Diyarbakır'da bayram namazında musafaha ettiğimiz onlarca kişi eğilip kulağıma dedi ki, 'Allah razı olsun, Allah devlete millete zeval vermesin, devam edin, Allah yardımcınız olsun'... Atmosfer bu'' diye konuştu. Terör örgütünün kitleleri sokağa çıkması için tahrik ettiğini hatırlatan Davutoğlu ''Fakat birkaç yüz kişi dışında sokağa çıkan olmadı. PKK'yı en fazla şaşırtan şey de, halkın harekete geçmemesi oldu. Bu operasyonun sivil tarafı açısından en önemli göstergeydi'' ifadelerini kullandı.

4 HEDEF VARDI

Davutoğlu, PKK'ya karşı yürütülen mücadelede, Kuzey Irak'taki kamplar, şehirde terörize edilmiş topluluklar, mezarlıkların etrafındaki illegal yapılar ve kırsal kesimdeki teröristler olmak üzere dört hedef olduğunu anlattı. Başbakan, ''Önce Kuzey Irak'taki kampları hedef aldık, uzun süre lojistik koridorlar tahrip edildi. İçeride yürütülecek mücadelenin alt yapısı hazırlandı. İçeride kritik yerlerde operasyonlar yapıldı, kendilerince şehir gerillaları olarak nitelendirdiklerinin etkisi minimuma indirildi'' dedi. 

Örgütün şehirlerde mezarlık adı altında silah depoları inşa ettiğini belirten Davutoğlu,''Varto'da güya mezarlık için yapılan yerlerde her türlü silah yakalandı, bir de kaçırılan rehine çocuk kurtarıldı. Bu yapılanmaların hepsi yıkılacak. Tayin edilen hedeflere ulaştık'' diye konuştu. 

İRTİBATLARI ÇÖKTÜ

Kandil, kırsal kesim, mezarlıklar adı altındaki yapılar ile şehir arasındaki irtibatları koparttıklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, ''Diyarbakır'dan kaçırılan bir grup gencin Kandil'e ulaşması da Kandil'de eğitilip Türkiye'ye gelmesi de artık mümkün değil. PKK'lıların 'artık insan kaynağı bulamıyoruz' diye yakınmalarına şahit oluyoruz'' dedi.

'PYD'Yİ UYARDIK AMA BİZİM YIKILACAĞIMIZI DÜŞÜNDÜLER'

Türkiye terörle mücadele ederken ABD'nin PKK'nın Suriye kanadı PYD'yi meşru sayması da Başbakan Davutoğlu'nun gündemindeydi. Çözüm süreci devam ederken PYD lideri Salih Müslüm'ün Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Davutoğlu ''O günlerde belli şartlarla Suriye muhalefetine katılmaları için çok gayret ettik. 'Suriye rejimiyle ilişkinizi kesin, Türkiye'yi rahatsız edecek işler yapmayın' dedik. İlk anda yaklaşımları olumluydu. Fakat Gezi olayları başlayınca AK Parti hükümetinin yıkılacağını sandılar. Bir de kimyasal silah kullanmasına rağmen cezalandırılmayan Suriye rejiminin kalıcı olduğunu düşündü. Bu da Türkiye ile aralarının açılmasına yol açtı''diye konuştu. 

EL NUSRA NE İSE PYD DE O!

Terör saldırılarından sonra kendileri için tablonun açık bir şekilde değiştiğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, ''PYD silahlı gücünü ve insan unsurunu Kandil’den alıyor. Aralarında bir irtibat var. El Nusra da DAEŞ'le çarpışıyor. Bu durum El Nusra'yı meşru kılıyor mu? DAEŞ ile savaşmak PYD'yi de meşru kılmaz. PYD'nin PKK ile ilişkisi devam ediyor. ABD'nin ilkesel bir tavır almasını bekleriz'' diye konuştu. 

RUHANİ GÖRÜŞMEDE TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR ETTİ

Başbakan Davutoğlu dün İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geldi. BM'de 45 dakika süren görüşmede Ruhani, P5+1 müzakere sürecinde Türkiye'nin desteği için teşekkürlerini sundu. Bu anlaşma neticesinde yaptırımların kalkmasıyla ekonomi ve yatırımlar alanında ilişkilerin daha da derinleşeceği konusu konuşuldu. Irak ve Suriye'deki durum ile DEAŞ ile mücadele de ele alındı. Bölgesel konularda zaman zaman farklı düşünülmesine rağmen diyalogun sürmesi kararlaştırıldı. Davutoğlu ayrıca İran basınında Türkiye hakkında çıkan asılsız iddialardan duyduğu rahatsızlığı da dile getirdi.

SINIRIMIZDA İSTEMİYORUZ

Başbakan Ahmet Davutoğlu,  PKK, PYD, DAEŞ ve Suriye rejiminin Türkiye için birer tehdit olduğunu söyledi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''Suriyeli veya Iraklı Kürtleri tehdit olarak görmeyiz, ama bu son gelişmelerden sonra rejim bağlantılı bütün unsurlar, PKK-PYD unsurları Türkiye için tehdittir. DAEŞ'i de Suriye rejimini de sınırlarımızda istemiyoruz'' ifadesini kullandı. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, muhataplarına Suriye savaşı ve mülteci krizi ile ilgili net politikasını aktardığını da anlattı. Davutoğlu, yeni mülteci dalgasını önlemek için güvenlikli bölge oluşturulması, Suriye sorununun Esed'siz formülle siyasi çözüme ulaştırılması ve küresel güçlerin PYD'yi, PKK olarak değerlendirerek bu örgüte meşruiyet kazandırmaması gerektiğini yineledi. Davutoğlu  Rusya'nın Esed yönetimini desteklemek üzere hava gücü kurmasının gerçekten kaygı verici olduğunu söyledi.

ABD'NİN ESED'E BAKIŞI

Esed'in kalışının terörü ve mülteci sorunlarını çözmeyeceğini ifade eden Davutoğlu, ''Tarafların üzerinde mutabık kaldığı çoğulcu sivil bir yönetimin iş başına gelmesi şart'' dedi. Davutoğlu, ''ABD Esed'i tümüyle reddediyordu, DAEŞ ortaya çıktıktan sonra da 'Esed'i de bu mücadelede kullanabilir miyiz?' kanaatini yaygınlaştırdı. Ama bir kötülük başka kötülükle izale edilemez'' diye konuştu.

AK PARTİ'SİZ FORMÜL YOK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'ye karşı sürdürülen algı operasyonları sonucunda 7 Haziran seçiminde ortaya çıkan tablonun ülke açısından çok önemli bir süreci yavaşlattığını vurguladı.

Davutoğlu, ''7 Haziran öncesinde en önemli beklentimiz şuydu: 4 yıl aralıksız seçimsiz bir dönem görecektik. 2019'a kadar seçim yoktu. Bu kemiksiz dört yıl. Seçim haliyle her şeyi etkiliyor. Maalesef dört yıllık dönem olmadı. Olmuş olsaydı, çok ciddi bir reform fırsatı olarak görüyorduk'' dedi.

7 Haziran seçimleri sonrasında oluşan tablonun sadece AK Parti'li formülleri gösterdiğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, ''Ne olursa olsun AK Parti iktidarı dışında bir denklem olmayacak. Negatif söylemler üzerinden bir hükümet oluşturulamıyor, bu görüldü'' ifadesini kullandı.