Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan'a Açık Açık Tehdit
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gar önündeki patlamanın ardından Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşmeyi adeta tehdit aracı olarak kullanmaya başladı.
Kılıçdaroğlu görüşmelerinin içeriği konusunda "Anlatırsam Davutoğlu zor durumda kalır" diyerek, Başbakan'ı tehdit etti.
Star TV'de katıldığı canlı yayında soruları yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara patlaması sonrasında Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yaptıkları görüşmeyi dışarıda anlatıp anlatmadığı yönündeki soruya, "İçeride konuştuklarımızı dışarıda anlatmadım. Anlatsam Davutoğlu çok zor durumda kalır. İsterse anlatabilirim." cevabını verdi. Kılıçdaroğlu, sınırı ihlâl eden kimliği belirsiz İHA'nın düşürülmesiyle ilgili de "Umarım kendi insansız hava aracımızı düşürmemişizdir. İki tarafta kabul etmediğine göre kime ait bir insansız hava aracını düşürdük biz?" dedi.
Star Ana Haber’de Nazlı Çelik’in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
RESMİ BELGELERE GİRDİĞİNİ BİLİYORUM
“(Davutoğlu ile görüşme) Davutoğlu’nun daveti üzerine gittim. Cumhuriyet tarihinin en büyük terör olayı idi. Bize önce yaralı var dendi. Ölü de olabilir diye söylendi. 30-40 kişilik bir ölümün olduğu bize geldi. O gün bir konuşma yaptım. Halkı sükunete davet etmemiz lazım. Dik duran onurlu duran, hüznü de dile getiren, onurundan da ödün vermeyen bir açıklama yapmak gerekirdi. Bunu yaptım. Sayın Başbakan davet ettiğinde MYK’yı topladım, ‘Sayın Davutoğlu davet ediyor, neleri söyleyelim’ dedim. Sayın Başbakan uzun bir bilgi verdi. Bende kendisine endişelerimizi dile getirdim. Sadece o gün yaşanan olay değil bütün bu olayların altyapısını oluşturan başka olayları var, onunla ilgili tereddütlerimizi dile getirdim. Bir liste geldi. Başbakana ilettim onu. Örgüt ismi verdim, ‘Ensar el Şeria’ diye bir örgüt. Daha sonraki aşamada istihbarat daire başkanını davet etti ve o ismi verdi. Ben o gün başbakana verdiğim ismin resmi belgelere girdiğini biliyorum. Bunu açıklama şansım yok ama o belge var. Ben korkarım canlı bomba olan o iki isim listede olmaz dedim. Olursa bu çok daha vahim. Neden vahim onların ismi var. Siz bunu biliyorsunuz. Bu iki kişinin ismi var. Varolduğunu bildiğim için iki bakanın istifasını istedim.
EMNİYETE AÇIK VE NET ENGEL KONUYOR
Hükümet edenlerin halka doğru bilgi vermeleri lazım. Suruç katliamını yapan IŞİD. Bunu yapan yine IŞİD. Araya bir şeyler katmanın gerekçesi olmaz. Bu eylemi IŞİD militanları yapmıştır. Herkes bunları iyi biliyor. Başbakan bana bilgi verdiği zaman IŞİD’den bahsetti. Özel bir istihbarat almaya gerek yok. Bu oradaki halkın bildiği şeyler zaten. Anneleri, babaları biliyor. Çocuklarımızı kurtarın dediler. Yayın yasağını niye koyarlar. Failler belli, hükümet müdahale etmese, emniyeti engellemese, emniyet 24 saatte bunu çözer. Emniyete açık ve net engel konuyor. Siyasi otorite emniyeti engelliyor, çok açık ve net söylüyorum. Bakın neden... Listeyi hazırlayan, fotoğraflayan emniyet, siyasilere bilgi veren emniyet. Siz bunları toplasaydınız, bunları sorgulasaydınız bunlar olmazdı. Hükümette şöyle bir korku egemen. IŞİD’in üzerine gidersek, adını telaffuz edersek yine eylem yaparlar. Zaten yapıyor. 49 diplomatımızı esir aldılar. IŞİD demekten korkuyorlardı. Davutoğlu ne demişti IŞİD için, ‘yaramaz çocuk’ ifadesini kullanmıştı. Bunlar çocuk mu? IŞİD’in üzerine gitmeye cesaret edemiyorlar. Araya PKK’yı katıyorlar, paraleli katıyorlar. Militanlar ortada, gazetelerde, internetlerde yayınlandı. Kimi kandırıyorsunuz, çocuk mu kandırıyorsunuz. Listeyi yayınlayan sen, fotoğrafları bulan sen. Geliyor da Ankara’nın göbeğinde geziyorlar, eylem yapıyorlar. Siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bu işin sorumlusu kim.
HABERİNİZ BAL GİBİ VAR
Emniyetin önüne bariyer kurmasınlar. Emniyeti engellemesinler. Emniyet bütün bunları toparlar, yakalar, yargının önüne çıkarır. Kim engelliyor. Ben engellemiyorum. Engelleyenler hükümet olanlar. Emniyetin görev yapmasını engelliyorlar. Sonra Ankara Emniyet Müdürünü görevden alıyorlar. Bizim düşüncemiz farklı. Sayın Demirtaş topu tümüyle devlete atıyor. Devlet tüzel kişilik. Devleti yöneten siyasi partidir. Devleti yönetenler organları engellerse hükümet zafiyeti ortaya çıkar. Bütün demokratik ülkelerde asıl sorumlu siyasilerdir. Valiye emir veriyorsunuz, aman bunlara dokunmayın diyorsunuz. Suçlu siyasi otoritedir. İçişleri Bakanına sormak lazım, bu liste hazırlanırken haberiniz yok muydu? Bal gibi vardı.
ANLATSAM DAVUTOĞLU ZOR DURUMDA KALIR
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istifa açıklaması)İkisinin arasındaki farkı bilmeyecek kadar bir insan kendisinden vazgeçmişse, ben o insana acırım. Biz terör mü estirdik, biz mi bir şey yaptık. Hayır. Benim bir sorumluluğum yok ki bu iş içinde. Bu ülkede 102 kişi patlayan bombalarla hayatını kaybetmişse bunun bir siyasi sorumlusu olması lazım. Erdoğan’ın bunu düşünmesi lazım. Erdoğan Davutoğlu’na da güvenmiyor. Bunu açık ve net görmek lazım. (Davutoğlu’nun görüşmeye ilişkin açıklaması) İçeride konuşulanları dışarıda anlatsam Sayın Başbakan zor durumda kalır. Ama arzu ediyorsa Davutoğlu, tamamını anlatsın derse anlatırım. Aramızda kalsın dediği hiçbir konuyu anlatmadım. Davutoğlu anlattıklarını, IŞİD bağlantılarını Kılıçdaroğlu anlatabilir derse tamamını anlatırım. O zaman kim zor durumda kalır. Ben bu kadarını söyleyeyim. Ben çağrı yapıyorum içeride anlatılanları anlatayım kim daha zor durumda kalacak göreceğiz. Güvenlik zafiyeti olduğunu bizzat Başbakan kendisi söyledi.
BU HALE KİM GETİRDİ
Miting alanlarında emniyet müdürlerinin gerekli önlemleri aldıklarını biliyorum ve gözlüyorum da. Hepsine teşekkür ediyorum. Siyaset düzgün olsa her kurum görevini yapar. Bizim bu konuştuklarımızın fazlasını onlar biliyor. Siyaseti aşamadıkları için Türkiye bu tablolarla karşılaşıyor. Kişiyi biliyorsunuz, Ankara’ya kadar geliyor, yakalamaktan aciz. PKK Doğu’yu Güneydoğu’yu silah deposu haline getiriyor kendi mahkemelerini kuruyor, siz Ankara’da seyrediyorsunuz. Türkiye’de müthiş bir kamplaşma var. İçim kan ağlayarak söylüyorum; milli maçlarda ölen çocuklarımız için saygı duruşunda bulunuluyor. Neresi burası Mevlana’nın makamının bulunduğu yer. O insana bile saygı duymuyorsanız ne diyeyim ben. İnsan ölmüş, yabancısı bile saygı duruşunda bulunuyor, sen aynı havayı soluduğuna, senin çocuğuna saygıda bulunmuyorsun. Soru şu; bu hale kim getirdi.
ÖNERGE KIYMETLİYDİ
Biz Suruç’la ilgili olarak bir araştırma önergesi verdik. Nedeni de çok açıktı. Bir canlı bomba olayı vardı. Kişi belliydi. Elini kolunu sallayarak geliyor, elinde gazoz şişesi ile. İnsanların arasına giriyor. Orada da önlemin neden alınmadığı biliniyor. Emniyetten gelen arkadaş söyledi. Davutoğlu ile ikimize söyledi. Bazı şeyleri açıklarsam Davutoğlu asla rahat edemez. Verdiğimiz önergenin kıymeti önemliydi. Araştırma için emniyet, MİT davet edilecekti. Önlemleri neden almadıkları sorulacaktı. Belki de emniyet bu iktidar nedeniyle önlem alamıyoruz diyecekti. Hükümette ona göre daha ciddi önlemler alacaktı. MHP istemedi, AKP de istemedi. MHP hangi gerekçeyle istemedi onu anlamış değilim.”
"UMARIM KENDİ ARACIMIZI VURMAMIŞIZDIR"
Sınırı ihlal eden kimliği belirsiz bir insansız hava aracı düşürdük. Nasıl değerlendirirsiniz? Sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Umarım kendi insansız hava aracımızı düşürmemişizdir. İki tarafta kabul etmediğine göre kime ait bir insansız hava aracını düşürdük biz?" cevabını verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.