Hedef İslam
Amerikan bağımsız düşünce ve araştırma kuruluşu Pew Research Center’ın (PRC) geçtiğimiz aylarda yayınladığı, “Dünya Dinlerinin Geleceği: Nüfus Artış Öngörüleri 2010 - 2050” isimli raporda, 2100 yılında Müslümanların sayısının Hıristiyanların sayısını geçeceği kaydedilmişti. Söz konusu raporda, 2100’de yeryüzünde yaşayan insanların yüzde 35’inin Müslüman, yüzde 34’ünün ise Hıristiyan olacağı öngörülmüştü. Bu bağlamda IŞİD’in 129 kişinin ölümü ile sonuçlanan Fransa’daki saldırılarını değerlendiren Psikojik Danışman Mustafa Toplu, çok dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
“MÜSLÜMANLAR HIRİSTİYANLARI GEÇECEK”
Hıristiyanların hızla İslamiyet’e yöneldiğini vurgulayan Toplu, “Hıristiyan dünyası maddi ve bedensel anlamda doyuma ulaşırken, ruhsal ve psikolojik açlıklarını ise Hıristiyanlık doyurmuyor. Örneğin kişi başına milli gelirin en yüksek olduğu ülkelerin başında gelen İsviçre, intihar olaylarının da en çok olduğu ülkelerin arasında yer alıyor. O yüzden Hıristiyanlar ruhsal ve psikolojik açlıklarını doyurmak için İslamiyet’e geçiyorlar. Bu geçişlerin böyle devam etmesi halinde yakın gelecekte Müslüman sayısının Hıristiyan sayısını geçeceği araştırmalarda ortaya konuyor” diye konuştu. Batılı yöneticilerin Hıristiyanların İslam’a geçişini önlemek için çeşitli planlamalar yaptığını aktaran Mustafa Toplu, “11 Eylül saldırıları, IŞİD’in yaptıkları ve son olarak Fransa’daki saldırıların amacı, İslam eşittir terör algısı oluşturarak insanların İslamiyet’e geçişini engellemektir. Bu çok açık ve nettir. 11 Eylül saldırılarını kimlerin yaptığı ve ne amaçla yapıldığı bellidir. Fransa’daki saldırıları düzenleyen IŞİD’in arkasında kimlerin olduğunu herkes biliyor. IŞİD’in arkasında Müslümanların olmadığı kesindir. IŞİD’in saldırılarının İslam adına yapılmadığı açıktır” şeklinde konuştu.
‘İSLAMİ RİTÜELLERİ KULLANIYORLAR’
Söz konusu saldırılarda İslami ritüeller kullanıldığını ve bununla bir mesaj verilmeye çalışıldığını söyleyen Psikolojik Danışman Toplu, “Müslümanları kafa kesen, katliam yapan, canlı bomba olan, rahatlıkla adam öldüren insanlar olarak göstermeye çalışıyorlar. ‘Bunlardan uzak durun’ demeye çalışıyorlar. Verilen mesaj şu: ‘Siz İslam’a geçiyorsunuz ama İslamiyet budur’ deniliyor. Bakıyoruz bu saldırılar da hep İslami ritüeller kullanılıyor. Saldırıları yapanlar hep ‘Allah-u Ekber’ diyor. Hep sakallı ve sarıklı kişiler bu saldırıları yapıyor. Bunlar insanların bilinç altına yerleşiyor ve bunu değiştirmek çok zor. O yüzden bütün amaç Hıristiyanların İslamiyet’e geçişini engellemektir. Bu çok açık ve nettir. Ancak burada olan yine masum insanlara oluyor” ifadelerini kullandı.
KORKU VE NEFRET ENDÜSTRİSİ
TÖRKAD Genel Başkanı ve Öncü Kadınlar Platformu Sözcüsü Zeynep Alkış ise IŞİD üzerinden bilinçli bir şekilde korku ve nefret endüstrisi geliştirildiğini belirterek, “Topyekun Müslümanları hedef alıyorlar. Bilinçli bir şekilde İslam’a leke sürülmeye çalışılmakta” dedi. Müslüman azınlıkların özgürlüklerini aşındırmak ve mültecilere hayatı zindan etmek için İslamofobi’nin yaygınlaştırıldığına vurgu yapan Alkış, “AB ülkelerinde toplumsal gerginliğe yol açan, hatta sosyal barışı bozacak boyutlara ulaşan önyargılara Paris saldırısı eklenince rasyonel olmayan tepkiler doğurmaya başladı. Bazı çevrelerce saldırıyı sadece din boyutuna indirgemek ve Müslümanları tehdit olarak gösterme sonucunda da Fransa’nın birçok bölgesinde mültecilerin kaldığı bina ve çadırlara saldırılar gerçekleştirilmiştir” şeklinde konuştu.
Vahdet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.