Rum Papazın Dediği Oldu
Suriye’de yaşanan iç savaş, Rusya ile tırmanan gerilim derken Kıbrıs’ta gözlerden uzak yürütülen müzakerelerde alınan kararlar, Rumları Megaloidea’ya her geçen gün daha da yaklaştırıyor. Varılan son mutabakata göre kurulacak olası bir federe devlette Türklerin nüfusu Rumların dörtte biri kadar olacak.
TOLGA SAÇIKARALI
Bu karar açıkça, Kıbrıs Rum Kilisesi Başpapazı Hrisostomos’ın “Türkiye’den gelen Türkler evlerine dönsünler, evli olanlar kalabilir ama geri kalanı gitsin, nüfusun sentezini bozuyorlar” sözlerine hizmet ederken, aynı zamanda Türklerin elinde Kuzey Kıbrıs’tan geriye çeyrek Kıbrıs kalacağına da işaret ediyor.
ATUN: SAYICA ÜSTÜNLÜKLERİNE GÜVENİP SALDIRMIŞLARDI
Prof. Dr. Ata Atun, “Bu kararın sakıncalı yanı şu: Rumlar, Kıbrıs’a 1 milyon ırkdaşını yerleştirip vatandaş yaptığı zaman biz sadece 250 bin Türk’e kapımızı açabileceğiz. 60’ların başında Rumlar adada bizden fazlaydı, buna güvenerek bize saldırdılar. Yine aynı durumların yaşanmasını kimse istemez. O yüzden her kararımızda dikkatli davranmalıyız” dedi.
TÜRKLERİN ELİNDE KUZEY KIBRIS’TAN GERİYE ÇEYREK KIBRIS KALACAK
İlk belirlenen nüfus oranının ise 220 bin Türk ve 800 bin Rum şeklinde olacağı ifade ediliyor. Anlaşmaya göre adadaki nüfus her zaman 4’te 1 olarak kalacak, nüfusta rakam değişimi de kabul edilmeyecek. Bu sayı 25 yılda bir kontrol edilecek. Türklerin nüfusunun tespit edilen orandan fazla artması halinde Çin gibi Türklerin çocuk sahibi olmasına engel mi konulacak!
BİZİ ASİMİLE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Milli Gazete’ye konuşan KKTC eski Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Biz 2011 yılında bu teklifi tartışma konusu dahi yapmamıştık. Ancak şu an barış adına her şeye onay veriyoruz. Biz sürekli Rumların çeyreği olarak mı kalacağız? Ayrıca 60’larda 3’te bir gibi bir oran konuşuluyordu. Şimdi bu oran nasıl oldu da 4’te 1’e çıktı…
NÜFUSU SABİTLEYEMEZSİNİZ...
Şunu herkes anlamalı: Nüfus sabitleyebileceğiniz bir şey değildir. 25 senede bir bu yüzdenin kontrolü planlanıyormuş. Ne yani Rumlar Türkler artmasın diye bizi bir tehdit unsuru olarak görecek, fakat biz onları bir tehdit olarak görmeyeceğiz. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” dedi. Rumların Ozmosis (Rumlaştırma) planı tıkır tıkır işliyor…
Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e göre, adada yapılacak bir anlaşmada, Türklerin nüfusunun Rumların nüfusunun 4’te 1’i oranında sabitlenmesi konusunda uzlaşmaya varıldı. İlk belirlenen nüfus oranının ise 220 bin Türk ve 800 bin Rum şeklinde olacağı ifade edildi. Buna göre Ada’daki nüfus her zaman 4’te 1 olarak kalacak, nüfusta rakam değişimi de kabul edilmeyecek. Nüfus konusundaki tartışmalar bütün görüşmelerde öncelikli konuların başında yer alıyordu. 2011 yılında yapılan müzakerelerde de Rum lider Hristofyas ile dönemin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu masada tartışmıştı. Hristofyas, “Nüfus 4’te biri geçemez” dediğinde, Eroğlu, “Bunu kabul etmemiz mümkün değil” cevabını vermişti. Nüfus sebebiyle başlayan tartışmaların ardından görüşmelere son verilmişti.
RUMLARA ÖZEL ALAN
Garantiler ile ilgili, Kıbrıs Türk tarafının 1960 antlaşmasından geri adım attığını öne süren Rum lider Anastasiadis, “Kıbrıs Türk tarafının da, Garantilerde asker bulundurma kısmına sıcak bakmadığını” savundu. Buna göre 1960 Garanti ve İttifak anlaşmasında bir düzenleme yapılacak ve asker bulundurma kısmı olan ‘ittifak’ kısmı anlaşmadan çıkarılacak. Kıbrıs Türk tarafı ise bu konuda henüz bir anlaşmanın olmadığı görüşünde. Anastasiadis ayrıca çözüm ile birlikte kapalı Maraş’ın iade edileceğini söyledi. Anlaşmaya göre kamuda yüzde 67 Rum, yüzde 33’de Türk çalışacak. Güney Kıbrıs lideri Nikos Anastasiadis, bir çözüm sonrasında Kuzey’e geçecek Rumların yaşayabileceği ‘special zone’ (özel bölge) alanlarının oluşturulmasını da istedi. Buna göre, Türklerin yaşadıkları bölgelere yerleşecek Rumlar için özel alanlar oluşturulacak. Başka bir değişle şehirlerde kanton bölgeler olacak. Görüşme tutanaklarında da geçen ‘özel bölge’ konusunda Ulusal Konsey’e bilgi veren Anastasiadis, kanton bölge konusunu aralık ayı içerisinde KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile ele alacağını açıkladı.
DİKKAT DİKKAT!
Kıbrıs’ta nüfus oranları hakkında alınan kararın bir ön anlaşma olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ata Atun, “Varılan uzlaşma bir mutabakattır. Nüfusun 4’te 1 oranında sabitlenmesi de dışarıdan yeni vatandaş olacaklar içindir. Doğal vatandaş olanlar, annesi babası Kıbrıslı olanlar bu kotanın dışındadır. Hatta İngiltere ve İskoçya çevresinde yaşayan milyonlarca Kıbrıslı da tabii vatandaştır. Onlar da bu sınırlamaya dâhil edilmeyecekler. Yalnız bu kararın sakıncalı yanı şu: Rumlar, Kıbrıs’a 1 milyon ırkdaşını yerleştirip vatandaş yaptığı zaman biz sadece 250 bin Türk’e kapımızı açabileceğiz. 60’ların başında adada biz 100 bin iken Rumlar 400 bindi. Onlar buna dayanarak bize saldırdılar. Yine aynı durumların yaşanmasını kimse istemez. O yüzden her kararımızda dikkatli davranmalıyız” dedi.
BİZİ ASİMİLE ETMEYE ÇALIŞACAKLAR
Daha önceki müzakerelerde de nüfus meselesinin görüşüldüğünü dile getiren Derviş Eroğlu, “Biz 2011 yılında bu teklifi tartışma konusu dahi yapmamıştık. Ancak şu an barış adına her şeye onay veriyoruz. Peki, bundan sonra ne olacak? Biz sürekli Rumların çeyreği olarak mı kalacağız? Ayrıca 60’larda 3’te bir gibi bir oran konuşuluyordu. Şimdi bu oran nasıl oldu da 4’te 1’e çıktı… Şunu herkes anlamalı: nüfus sabitleyebileceğiniz bir şey değildir. 25 sene de bir bu yüzdenin kontrolü planlanıyormuş. Rumlar neden böyle bir anlaşmaya ihtiyaç duydu: Türkiye Ada için bir tehdit unsuruymuş. Ne yani Rumlar Türkler artmasın diye bizi bir tehdit unsuru olarak görecek fakat biz onları bir tehdit olarak görmeyeceğiz. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu oran sadece nüfus ile de kalmayacaktır. Toprak mülkiyetinden, sosyal hayata kadar her alanda bizi asimile etmeye çalışacaklar. Bu hedef doğrultusunda, nüfus sınırlaması sadece bir meseleyi teşkil ediyor. Görüşmelerdeki önemli hususlardan birisi de AB üyeliği. Eğer bir Birleşik Kıbrıs Devleti kurulacaksa ve bu devlet AB üyesi olacaksa, buraya Türkiye vatandaşları istedikleri gibi gelebilecekler mi? Sonuçta Yunanistan AB üyesi fakat Türkiye değil. Bu mesele de ileri de büyük problemlere sebep olacaktır. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, ‘Garantörlük tabu değildir’ demişti. Bu söz Kıbrıs’ın güvenliği için son derece tehlikelidir ve adanın geleceği için bizi endişelendirmektedir” diye konuştu.
Milli Gazete
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.