Haydar Baş'ın Gazetesi'nde İlginç TSK İddiası

Haydar Baş'ın Gazetesi'nde İlginç TSK İddiası
Haydar Baş'ın gazetesi Yeni Mesaj'da "TSK’ya 'kanunsuz' operasyon tuzağı kurulduğu" ileri sürüldü.

Haydar Baş'ın gazetesi olan Yeni Mesaj'da bugün çok ilginç bir iddia yer aldı.

BTP Genel Başkanı Haydar Baş'ın sahibi olduğu Yeni Mesaj gazetesinde, Diyarbakır gibi illerde PKK'ya karşı yürütülen temizleme harekatına askerin de katılmasıyla ilgili şok bir yorumda bulunuldu. 

Yeni Mesaj yazarı Muharrem Bayraktar, "TSK’ya 'kanunsuz' operasyon tuzağı kurulduğunu" ileri sürdü. Gazete bunu sürmanşetten aktardı. 

Bayraktar bu tezine gerekçe olarak, "askerin iç tehditle mücadele gibi bir görevinin olmamasını" gösterdi ve şöyle dedi: "Temizöz gibi yüzlerce komutan, yasaların verdiği yetki ile yaptıkları operasyonlardan dolayı hesaba çekilirken, bugün yaptıkları operasyonlardan dolayı “sizin iç güvenlikle ilgili görevinin yokken neden şehir merkezlerine tank soktunuz” diye hesaba çekilmeyeceklerini kim garanti edebilir?"

İşte o yazı: 

Güneydoğu’nun her geçen gün elimizden kaydığını, alınan bütün tedbirlere rağmen asayişin sağlanamadığını görüyoruz. Ama asıl tartışma konusu bölgedeki iç güvenlik operasyonlarında, doğrudan sahada bulunan ordu birliklerinin, böyle bir yetkisinin olup olmadığı noktasında yoğunlaşıyor.

Malumunuz, AKP hükümeti siyasi hayatının her dakikasında askerin darbe yapacağı korkusu ile yaşadığı için,  iç hizmet kanununun 35. maddesinde geçen “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” İfadesini değiştirdi. Çünkü askeri darbelerde gerekçe olarak hep bu madde kullanılmıştı.

Bunun yerine 13 Temmuz 2013’te yapılan değişiklikle “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmaktır” maddesi getirildi.

Yani Türk askerinin iç olaylarla, iç güvenlikle, iç tehditle uğraşmak gibi bir görevi kalmadı. Askerler iç tehditle değil dış tehditle uğraşacaklardı. İç tehditle mücadele etmek görevi polisindi.

Ama açılım sürecinin sonsuza kadar süreceğini zanneden siyasiler, karşılarına bir anda bugüne kadar görülmedik bir şekilde çıkan PKK eylemlerini görünce, ele geçirilen mahalleler, girilemeyen ilçelerle şekillenen vahim bir tablo görünce ve bu yeni terör saldırılarında polis yetersiz kalınca, “çıkardıkları” kanunu unutarak askeri “sahaya” sürdüler.
Cizre ve Silopi’de PKK’ya karşı yürütülen operasyonlarda valiler, İl Özel İdaresi Kanunu’nun 11’inci maddesine göre, TSK’ya bağlı unsurlardan yardım istemişseler de bu talebin tam anlamıyla hukuki dayanağının olması için, Ümit Yalım’ın da belirttiği gibi yasada değişiklik yaparak TSK’ye yurt içi görev de verilmelidir. 

Ümit Yalım şöyle diyor:

“Şırnak’ın Silopi ve Cizre ilçelerinde teröristlere yönelik olarak yapılan operasyonlara Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı ile Silopi’de konuşlu 172. Zırhlı Tugay birliklerinin katıldığı görsel ve yazılı basında gündeme gelmiştir. Jandarma Komando Tugayı birliklerinin operasyona katılmasında herhangi bir sorun yoktur. Ancak, İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesine göre, 172. Zırhlı Tugay birliklerinin operasyona katılması mümkün değildir. En kısa zamanda 35’inci maddede değişiklik yapılarak Silahlı Kuvvetlere yurt içi görevi de verilmelidir. Yasa değişikliği olmadan yapılan görevlendirmelerden, başta komuta kademesi olmak üzere, göreve katılanlar da hukuken ve kanunen sorumlu olur.” 

Yani AKP hükümeti, askeri birlikleri teröre karşı kullanırken, yasal argümanları oluşturmadan kullanıyor. Cizre’de 1990’lı yıllarda görev yapan ve yaptığı her şeyi yasaların verdiği yetkiye dayanarak yerine getiren, Cizre Eski Alay Komutanı Albay Cemil Temizöz, AKP döneminin asker düşmanı icraatları yüzünden 5 yıl hapis yattı. Yirmi yıl evvel PKK’ya karşı yürüttüğü savaşın, kanunlara uygun olmadığı iddiasıyla suçlandı.

Temizöz gibi yüzlerce komutan, yasaların verdiği yetki ile yaptıkları operasyonlardan dolayı hesaba çekilirken, bugün yaptıkları operasyonlardan dolayı “sizin iç güvenlikle ilgili görevinin yokken neden şehir merkezlerine tank soktunuz” diye hesaba çekilmeyeceklerini kim garanti edebilir?

Bu konuda konuşması ve TSK’nın hukuki haklarını koruması gereken Genelkurmay Başkanı ise maalesef, askerimizi Musul gibi belalı bir bölgeye göndermekle meşgul. 

Paşa, önce Cizre’yi düşünmeli, Musul’u değil.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum