'PKK'nın Misyonu Türkiye'yi Suriyeleştirme'
HDP neden hendek siyaseti yapıyor, PKK hendek terörü ile neyi amaçlıyor?
Öncelikle iki konunun altını çizmek istiyorum. PKK ve türevi örgütler söz birliği etmişçesine, 7 Haziran seçimlerinden sonra demokratik siyaset yapma olanağının rafa kaldırıldığı gibi doğru olmayan bir cümleyle söze başlamakta. PKK ve türevi örgütlerin kullandığı diğer bir doğru olmayan ve antidemokratik yakıştırma ise 1 Kasım’da ortaya çıkan seçim sonucunu “darbe dinamiği” diye sunmaları. Bu değerlendirmeler, milletin iradesine saygısızlıktır.
“PKK’nın aklı; mezhepçi ve gerici bir sol anlayıştır. Bu uğurda gariban çocukları heba ediyorlar”
7 Haziran sonrasında neler yaşandığını ve 1 Kasım seçimlerinin yüksek bir katılımla gerçekleştiğini iyi biliyoruz. Bakın; PKK terör örgütünün, 11 Temmuz’da ‘çatışmasızlığı’ bitirdiğini, 13 Temmuz’da ‘devrimci halk savaşı’ başlattığını, 20 Temmuz ise ‘silahlanma ve topyekûn savaş’ çağrısı yaptığını herkes Seçimden sonra kim sivil siyasetin önünü kapadı, kim savaş çağrısı yaptı, kim küresel istihbarat örgütlerinin emrine girerek ülkeyi kan gölüne çevirmeye çalıştı?
Bu süreçte PKK ile yabancı istihbarat örgütleri arasında yoğun bir ilişki gelişti. Terör örgütünün özellikle Suriye konusunda küresel güçlerin oluşturduğu projelerde rol aldığı açık. PKK terör örgütü ve türevlerinin politik dili incelendiğinde, Kürt vatandaşlarımızın sorunlarıyla değil, bölgesel politik oyunlarda kendilerine yüklenen misyonla gündeme geldikleri görülür. Kürtler’in sorunları ve temsili üzerinden devletin ve milletin açtığı meşruiyet kredisini dış güçlere pazarlıyorlar. Yüklendikleri misyon ise Türkiye’yi Suriyeleştirme, kaos bölgesiyle komşu haline getirme ve Ortadoğu’da kurulan denklemlerin dışında tutmadır. PKK ve PKK ile ilişkiye giren ülkelerin hedefleri ise Ortadoğu’da din, mezhep ve ırk temelli bir ayrışmadır. Bunları yapan ve küresel odaklarla işbirliği kuran PKK’nın aklı; mezhepçi ve gerici bir sol anlayıştır. Mezhepçi ve gerici sol aklın terör atmosferinde heba etmekte sakınca görmediği ise garibanların çocuklarıdır. Çocuklardan katil üreten bir örgüt ve anlayış var karşımızda. Bunların akıl hocaları ise Suriye ve Irak’ta işlenen suç ve zulümlerin faili olan küresel ve bölgesel şeytanlardır, leviathanlardır!
Peki, şu an bölge halkı hendek terörüne nasıl bakıyor?
Bunu anlamanın en yalın yolu, doğal tepkileri hatırlamaktır. Bakın, 23 Aralık günü Diyarbakır’da bir cenaze kaldırılıyor. Cenazeyi siyasi şova dönüştürmek isteyen kimi milletvekilleri slogan atmaya başlıyor. Cenaze sahipleri bu kişilere tepki gösteriyor ve oradan ayrılmalarını istiyorlar. Daha öteye geçip “Hendekleriniz yerin dibine batsın, siz milletvekilleri neden çocuklarınızı dağa ve hendeklerin arkasına göndermiyorsunuz, garibanların çocuklarını ölüme gönderiyorsunuz” diye tepkilerini sürdürüyorlar. İşte bölge insanının hendek siyasetine bakışı.
Bölge halkı bile terör örgütüne yönelik yapılan operasyonların sürmesini isterken, bazı yapıların operasyonlara karşı çıkmasının arkasında ne var?
Yürütülen operasyonlar, vatandaşların can güvenliğini korumak, terör şebekesinin kaos oluşturma ve ülkeyi Suriyeleştirmeye yönelik fitne ve cinayetlerine son vermek için yapılıyor. Mesele, Kürtler’e silah zoruyla ve dış güçler adına kan ve gözyaşı dolu bir gelecek dayatan kanlı örgütün şirretliğidir. Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan ve yöntem olarak sivil siyaseti benimseyen tüm kesimlerin, elbirliğiyle bu şirret çetesini tasfiye edeceklerine inanıyorum. Diğer bir konu ise PKK ve türevlerininKürtler’in tümünün adına konuşuyormuş gibi yapmalarıdır. PKK, Kürtler’in sahibi ve sözcüsü değil. Süreç analiz edildiğinde Kürtler’in büyük bir kesiminin bunlara pirim vermediği görülür. Bölge sorunlarının çözülmesi ve günlük hayata geri dönmek istiyor.
KAOS PLANLARI 1 KASIM SEÇİMLERİYLE BOZULDU
Boynukara, “Terör örgütünün almış olduğu akıl ile Türkiye’yi mahkum etmek istediği kaos beklentisini millet 1 Kasım seçimleriyle bozdu” şeklinde konuştu.
Bugün
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.