Bakanlığı Yanlış Yönlendirdiler İddiası

Bakanlığı Yanlış Yönlendirdiler İddiası
Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu, atık kağıt toplayıcılarının ekmeğinin elinden alınmasıyla ilgili konuştu. Mendillioğlu, sektöre göz diken büyük firmaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı yanlış yönlendirdiğini iddia etti.

Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu, son günlerde kâğıt işçilerine yönelik artan baskıları anlattı. Mendillioğlu, atık sektörüne yönelik tekelci yaklaşımla beraber 500 binin üzerinde kâğıt işçisinin işsiz kalmasına kapı aralayan Bakanlığın bu yanlıştan dönmesini beklediklerini ifade etti.

"BÜYÜK FİRMALAR BAKANLIĞA YALAN YANLIŞ BİLGİLER VERİP..." 
Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu şunları söyledi: “Kâğıt işçilerinin yaşam şartları iyileştirilmeli deyip bakanlığa yalan, yanlış bilgiler verip, birkaç işçiyi kendilerine köle edip, diğer yüz binlercesinin işsiz kalmasının önünü açan firmalar, aylardır Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kapısını aşındırıp, sözde kağıt toplayanları sisteme dâhil etmeliyiz sunumlarının karşılığı, bir anda yüzbinlerce kâğıt toplayan işçinin bu kış şartlarında işsiz kalmasına sebebiyet vermiştir.

Ne hikmettir ki bu firmalar, kâğıt işçilerini sisteme dâhil etme argümanını savunmalarına rağmen, sokaklardan sisteme dâhil ettikleri bir işçi dahi gösterememektedirler. Kâğıt işçileri kanunda “kayıt dışı ekonomik faaliyet” olarak yani hırsız tanımındalar. Lakin toplama konusu olunca mesleklerinin bir adı yok. Aziz Nesin’in; Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz öyküsü misali. Mesleğimiz yok ama yediğimiz binlerce cezamız var.”

“YÜZBİNLERCE İNSANI İLGİLENDİRİYOR”

“Yıllardır atık kâğıt işçilerine gündelik hayatı salık veren tarzda bir modeli oluşturan ülke genelinde pek çok firma, bugün pazar hacmi çok büyüdüğü için insanları köleleştirmek istemektedir. 1 ton kâğıdın ortalama Ankara pazarında 300-350 TL arasında değeri vardır. Dolayısıyla yüzbinlerce atık kâğıt işçisi sokaktan kâğıt toplayamazsa bazı firmalar muazzam bir kazancı elde edeceklerdir.

Durum bir anda büyük firmaların lehine dönüşecektir. Şunu da asla göz ardı etmemek gerekir; günlük atık miktarı ile günlük nüfusun çarpımında ortaya çok büyük bir atık çıkarmaktadır. Lisansı olsun olmasın hiç bir firmanın şu şartlarda tonlarca atığı alma ve toplama ihtimali yoktur. Dolayısıyla tonlarca atık geri dönüşüme uğrayamayacaktır. Bunun yansıması ise içtiğimiz pet şişe sudan neredeyse tüm kalemlere fiyat artışı olarak yansıyacaktır. Şu kısa gerçeği görmek dahi bu sektörü ve sektörden yaşamını kazanan firmasından, kâğıt toplayıcısına yüzbinlerce insanı ilgilendirmektedir.”

“LİSANSLI FİRMALARIN 1 YILDA TOPLADIĞINI, KÂĞIT İŞÇİLERİ 1 AYDA TOPLUYOR”

“Bugüne kadar atık kâğıt işçiliği yapıp da zabıtadan, polisten, belediyelerden, bakanlık memurlarından özcesi hemen her kesimin baskısını görmemiş bir tane dahi atık kâğıt işçisi yoktur. Umarız ileriye dönük geçmiş eksiklikler yaşanmaz. İnternette arama motorlarına üç kelime ile atık kâğıt işçileri yazarsak şunlar çıkar: Depolarının boşaltılmasından, gurbetliklerine, yaşadıkları göçlerden kimsesizliklerine, yedikleri meydan dayaklarından, ölümlerine, çıkarda çıkar. Ama şu hiç çıkmaz. Kâğıt işçileri bulunduğu gecekondular da belediyelerle uyum içinde çalışmak istediğini göstermek için uyuşturucu satıcılarını bazı bölgelerden çıkarttı yazmaz. Belirli yerlerde kağıt işçisi süsü verip hırsızlık yapanları buldular yazmaz.

Her gün kendi tüketim çılgınlığımızın yansıması olan yüzbinlerce ton atığı toplayıp, kentleri hem temizleyip hem de ekonomiye müthiş bir girdi yapıyorlar yazmaz. Tüm Türkiye’de atık toplayan lisanslı ya da lisanssız firmaların 1 yılda topladığını, atık kağıt işçilerinin 1 haftada topladığını yazmaz” dedi. “Bu alanın bir sektör olduğunun çok iyi farkında olan pek çok istismarcı firma ve farklı bileşkenler yıllardır muazzam bir sömürü düzeni inşa ettiler. Sömürüyle yaşayan insanlara sömürü anlatmakta ayrıca komedi olur.

Dolayısıyla kâğıt işçilerinin yaşamını her hangi bir altyapı sistemi oluşturmadan, düzelmesi gerektiğini söylemek aslında daha fazla kâr hırsının ücretli sokak köleleri yaratma sevdasıdır. Tıpkı hakkımda suç duyurusunda bulunan emek ve ekmek hırsızı firmalar gibi. Çevre Şehircilik Bakanlığı’na, yerel ve genel belediyelere bir tane proje sunmadan sadece zırvalıklar ile vizyon ve misyonları olduğunu deklere eden firmalar, tek bir tane atık kağıt işçisini sistemine almamıştır. Hatta sistemine aldıklarını iddia ettiklerinin de kendi sigorta parasını ödetecek kadar da zavallılaşmışlardır.”

Milli Gazete 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.