'Bu Mücadele Kürt-Türkmen Savaşı Değil'
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu; “Türkiye’nin terörle mücadelesi 72 düvele karşı özel bir savaştır. Hendeklerde, üniversitelerde, kamuda, medyada, mecliste Türkiye Devleti’ne savaş açanlar 72 düvelin maşalarıdır. Bu mücadelenin adı Kürt-Türkmen savaşı değildir. Bu savaşın adı; Kürdüyle, Türkmeniyle, Arabıyla topyekûn Türk milletinin, 72 düvelin maşalarına karşı verdiği ‘İstiklal Savaşıdır’ dedi.
Malul Sayılmayan Gaziler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan ve beraberindeki heyet Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’ya bir ziyarette bulundu.
Yerli Düşünce Derneği Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen ziyarette; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, terör mağduru vatandaşların unvan ve özlük hakları ile ilgili sorunların düzeltilmesi gerektiğini ve bu sorunları ilgililere bizzat ileteceğini belirtti. Topçu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Görüşme Taleplerinde Yardımcı Olacağım”
“Malul sayılmayan gazilerin saygıdeğer dernek başkanı Mesut Kılıçaslan ve yönetim kurulunun ziyaretlerinden ziyadesiyle memnun oldum. Aynı zamanda yaşadıklarını dinleyince duygulandım. Bugün 9600 bölücü terör mağduru vatandaşlarımızın temsilci olarak gelen dernek başkanı ve yönetiminin bize sundukları unvan ve özlük hakları ile ilgili sorunlarını ilgililere ileteceğim. Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşme taleplerinde yardımcı olacağım. Toplumun her kesiminin derdini dinlemek, durumla ilgili çözüm bulmak devletin başlıca görevlerimden birisi. Vatan için, millet için, vatan tehlikede deyip koşturup giden evlatlarımız orada mücadele etmişler, göğüslerini germişler. Kolalarını, bacaklarını kaybetmemişler, parmaklarını kaybetmişler şarapnel yarası ile dolaşıyorlar. Neticede göğüs göğse çarpışma sırasında yaralanmışlar. Devlet orada burnu kanayanın bile o çarpışmada bulunduğunu, bu mücadelenin içerisinde devletin ve milletin adına vatan için yer aldığını tescil/tespit ediyor. Vatan için millet için devlet için ben varım deyip ayağa kalkan, göğüs göğse çarpışan bu kardeşlerimizin adları konulmalı. Sonra özlük hakları ise bu işlerin kriterleri neyse o şekilde olmalı. Görüşmelerimiz ve temaslarımız devam edecek. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyoruz. Cenab-ı hak vatanımızı, devletimizi, milletimizi payidar etsin.”
“Bu Mücadelenin Adı Kürt-Türkmen Savaşı Değildir”
Son zamanlarda gerçekleşen mücadelenin adının Kürt-Türkmen savaşı olmadığını kaydeden Topçu, Bu savaşın adının; “Kürdüyle, Türkmeniyle, Arabıyla topyekün Türk milletinin, 72 düvelin maşalarına karşı verdiği ‘İstiklal Savaşı’ olduğunu belirtti. Topçu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bilinmesi gereken husus şudur; 100 yıl evvel Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da milletimizin karşısında “Yedi Düvelin” arkasında olduğu maşalar vardı. 100 yıl sonra medeniyet coğrafyamızda yeniden harita belirlemek isteyen 72 düvel var. 72 düvel bizim medeniyet coğrafyamızda ‘yeni harita’ belirlerken Türkiye masada olmasın istiyorlar. Türkiye’nin terörle mücadelesi 72 düvele karşı özel bir savaştır. Hendeklerde, üniversitelerde, kamuda, medyada, mecliste Türkiye Devleti’ne savaş açanlar 72 düvelin maşalarıdır. Bu mücadelenin adı Kürt-Türkmen savaşı değildir. Bu savaşın adı; Kürdüyle, Türkmeniyle, Arabıyla topyekün Türk milletinin 72 düvelin maşalarına karşı verdiği ‘İstiklal Savaşıdır’.”
“Bu Meseleyi Güvenlik, Özgürlük, Refah Üçgeninde Çözeceğiz”
Devlet, milletle birlikte meseleyi; güvenlik, özgürlük, refah üçgeninde çözeceklerinin altını çizen Topçu, konuşmasına şöyle son verdi: “Ayyıldızlı Albayrak altında bir olan bizler, bu savaşı dedeleri için; Malazgirt’te, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da yan yana durarak kazandığı gibi kazanacağız. Bütün dünya bilsin ki terörle mücadelede; New York, Paris, Londra, Madrid, Berlin, Moskova hangi hak ve hukuka sahipse biz de aynı hak ve hukuku kullanacağız. Devlet, milletle birlikte bu meseleyi güvenlik, özgürlük, refah üçgeninde çözecek. Bütün mağduriyetler giderilip bölücü terör örgütünün harap ettiği beldelerimiz en kısa sürede abad edilecek. Zarara uğrayan her vatandaşın zararı tazmin edilecek.
Yalçın Topçu’nun ardın bir konuşma gerçekleştiren Malul Sayılmayan Gaziler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Mesut Kılıçaslan, amaçlarının bölücü terör örgütü ile mücadele ederken malul sayılmayacak derecede yaralanan insanları bir araya toplamak olduğunu belirterek, vatana hizmet etmiş insanların haklarını almak istediklerini belirtti. Kılıçaslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Seve Seve Kanımızı Vermeye Hazırız”
“2015 yılında dernek çatısı altında toplanarak 9600 kişiyi temsil etmek için bir araya geldik. Bizim amacımız bölücü terör örgütü ile mücadele ederken malul sayılmayacak derecede yaralanan insanları bir araya toplamak. Şu an Türkiye genelinde şubelerimiz olan, birçok insana ulaştığımız dernek haline geldik. Bizim amacımız terörle mücadelede yaralanmış, kurşun yemiş, bu vatana hizmet etmiş insanların haklarını almak. Biz hak ararken de onore edilmek istiyoruz. Biz maddiyatın peşinde değiliz. İlerideki neslimize gazilik onurumuzu bırakabilmek için devletimizden bir madalya istiyoruz. Biz şunu diyoruz; ‘Madalya bizim, maaş devletin olsun.’ Dün dedelerimiz Çanakkale’de canla başla savaştı bugün de biz Güneydoğu’da canla başla çarpışıyoruz. Bizden sonraki nesillere bunu aktarabilmemiz için bizlere sahip çıkılmasını istiyoruz. İleride çocuklarımıza, akrabalarımıza şunu diyebilmeliyiz; ‘Biz gittik aslanlar gibi çarpıştık, devletimiz de bize sahip çıktı, siz de bu devletin birer üyesisiniz. Korkmayın! Vatanımız için çarpışın. Devletimiz size de sahip çıkar.’ Bizler vatanın her köşesinde birlik ve beraberlik için her zaman çarpışmaya, mücadele etmeye seve seve kanımızı vermeye bu uğurda ölmeye hazırız. 1993 yılında 34 arkadaşımız şehit oldu. Ben arkadaşlarımın intikamını almak için gönüllü olarak İstanbul’dan Güneydoğu’ya gittim. İstanbul’da çok rahat bir askerdim ancak ben bunu tercih etmedim. Çünkü bizler savaşan milletiz. Biz Türküz! Türk milleti savaşçı demektir, yatan millet demek değildir. Biz bu inançla bu özveriyle vatanımız için çarpıştık. Uzuvlarımızı kaybettik, kanımızı verdik, etimizi harç yaptık, kanımızı su yaptık, kemiğimizi taş yaptık vatanın sınırlarını ördük. Hiçbir zaman korkmadık ama sadece biz onore edilmek istiyoruz. Bizim devletimizden Sayın Cumhurbaşkanımızdan ricamız, bizlere sahip çıksınlar, bizlerden sonra da gelenlerin sahipsiz olmadığını göstersinler ve bizleri duysunlar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.