Geniş Yetkiler Despotizme Yol Açar

Geniş Yetkiler Despotizme Yol Açar
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

EKVADOR’DAKİ BAŞKANLIK SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şili, Peru ve Ekvador Cumhuriyeti ziyaretlerini değerlendiren Kamalak,  bu ülkelerin yönetim biçimlerine dikkat çekti. Kamalak, “Bu üç ülke başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Ekvador Cumhuriyeti 2008 yılında referanduma gitmiş. Referandumda, Ekvador Devlet Başkanı’na Meclis’i fesh etme yetkisi başta olmak üzere çok geniş yetkiler verilmiş. İlginçliğe bakın ki, aynı yetki AK Parti’nin geçen hafta basına yansıyan Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nde de var. Acaba ülke yangın yeriyken yapılan bu sürpriz ziyaret, Ekvador Tipi Başkanlık Sistemi’ni yerinde incelemek amacıyla mı yapılmıştır?” diye sordu.

ANKARA BÜROSU

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Kamalak, konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Güney Amerika ziyaretlerini, bugün başlaycak olan Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantıları ve gündemden düşmeyen Başkanlık Sistemi üzerinde durdu.

NE İKTİDAR, NE DE MUHALEFET BU KONUDA SAMİMİ DEĞİLDİR

Yeni Anayasa çalışmalarını yakından takip ettiklerini, belirten Kamalak, “Biz, Saadet Partisi olarak, bütün iyi niyetimizle, bütün samimiyetimizle bu toplantının başarılı olmasını diliyoruz. Bu çalışmaların Türkiye’yi barış ve kardeşlik yurdu haline getirecek yepyeni bir anayasa ile sonuçlanmasını temenni ediyoruz” dedi. Ancak Perşembe’nin gelişinin, Çarşamba’dan belli olduğunu kaydeden Kamalak, toplantılardan milletin yararına bir şey çıkmayacağını söyledi. Uzlaşma Komisyonu’nun tıpkı diğer toplantılar gibi yeni kavgaların adresi olacağını belirtti.

İSLAM DÜNYASI YÜZYILIN KERBELA’SINI YAŞIYOR

İslam dünyasının yüzyılın Kerbelası’nı yaşadığını, buna karşılık ise iktidarın kendi ürettiği sorunları görmezden geldiğini dile getiren Kamalak, “Toprak ayağımızın altından kayıyor. Ülke bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. İslam dünyasında yüzyılın Kerbelası yaşanıyor. İktidar, bizzat kendisinin ürettiği sorunlarla yüzleşmek yerine Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa tartışmalarıyla gündemi saptırmaya çalışıyor. İktidara karşı ciddi bir muhalefet geliştiremeyen diğer partiler de iktidarın değirmenine su taşıyor. İktidarın oyununa geliyor. Bu yüzden, bunlar,  bırakın Türkiye’yi gelecek yüzyıla taşıyacak yeni bir Anayasa yapmayı, daha önce söylediğimiz gibi, bir masada çorba bile içemezler. İktidarın tek derdi var, ‘Sayın Cumhurbaşkanını Başkan yapmak’ Buna karşılık muhalefetin tek derdi;  ‘Sayın Cumhurbaşkanını Başkan Yapmamak’  Oysa böylesine önemli bir konu şahıslara indirgenecek bir konu değildir” şeklinde konuştu.

NE TAM BAŞKANLIK SİSTEMİDİR, NE DE YARI BAŞKANLIK SİSTEMİDİR

İktidarın ‘nasıl bir başkanlık sistemi’ istediği konusunda büyük endişelerin olduğunu ifade eden Kamalak, “Ak Parti’nin nasıl bir başkanlık sistemi istediği konusunda milletimiz gibi bizim de ciddi endişelerimiz vardır. Çünkü basına yansıdığı kadarıyla iktidarın önerdiği sistem, ne tam başkanlık sistemidir, ne de yarı başkanlık sistemidir. Ak Parti’nin önerdiği sistem ‘Tür Tipi Başkanlık Sistemi’ dir. Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ne göre, parlamento başkanı azledemeyecek ancak başkan parlamentoyu fesh edebilecektir. Ayrıca Ak Parti’nin önerisine göre Başkan Kanun Hükmünde Kararname çıkarmak

suretiyle parlamentoyu by-pas edebilecektir” değerlendirmesinde bulundu.

ZİYARETLER BAŞKANLIK SİSTEMİNİ YERİNDE İNCELEMEK AMACIYLA MI YAPILDI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Güney Amerika ziyaretlerini de değerlendiren Kamalak, ziyaret edilen ülkelerdeki yönetim şekline dikkat çekti. İktidarın Türk Tipi Başkanlık Sistemi teklifinin Ekvador’da uygulandığını anlatan Kamalak, “Hepinizin malumu olduğu üzere Sayın Cumhurbaşkanı bir süredir Şili, Peru ve Ekvador Cumhuriyeti’ni ziyaret ediyor. Öyle ki; tarihte ilk kez bir Cumhurbaşkanımız Ekvador Cumhuriyeti’ne gidiyor. Hayırlı olsun. Elbette Türkiye bütün dünya ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmalıdır. Ama milletimiz gibi biz de haklı olarak merak ediyoruz? İçeride bunca sıkıntılı bir süreç yaşanırken, ülke her gün şehit haberleriyle sarsılırken, Türkiye Cumhuriyetinin Başkomutanı’nın, birçok insanımızın haritada yerini bile bulmakta zorlanacağı Ekvador Cumhuriyetine gitmesi çok mu önemliydi? Gerçekten nerden çıktı bu gezi? Biz de merak edip baktık. Gördük ki; Bu üç ülkenin ortak bir özelliği var. Üçü de başkanlık sistemi ile yönetiliyor.  Hatta Ekvador Cumhuriyeti’nin çok daha ilginç bir özelliği var. Dışişleri Bakanlığımızın resmi sitesinden aldığımız bilgilere göre, Ekvador Cumhuriyeti 2008 yılında referanduma gitmiş. Referandumda, Ekvador Devlet Başkanı’na Meclis’i fesh etme yetkisi başta olmak üzere çok geniş yetkiler verilmiş. İlginçliğe bakın ki, aynı yetki AK Parti’nin geçen hafta basına yansıyan Türk Tipi Başkanlık Sistemi’nde de var.  Yani;  iktidarın Türk Tipi Başkanlık Sistemi dediği teklif,   meğer Ekvador Tipi Başkanlık Sistemiymiş… O zaman insan ister istemez merak ediyor; Acaba ülke yangın yeriyken yapılan bu sürpriz ziyaret, Ekvador Tipi Başkanlık Sistemini yerinde incelemek amacıyla mı yapılmıştır?” diye sordu.

ŞEFFAF VE DENETLENEBİLİR BİR BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KONUŞMAYA HAZIRIZ

Gündemin önemli konularından başkanlık sistemine dair de eleştirilerde bulunan Kamalak, prensipte başkanlık sistemine karşı olmadıklarını hatta Türkiye’de ilk başkanlık sistemini Milli Görüş partilerinin gündeme getirdiğini bildirdi. Bu konuda en önemli sorunun Nasıl bir Başkanlık Sistemi? Olduğunu vurgulayan Kamalak şunları kaydetti: “Önemli olan şahıslar değil, sistemlerdir. Nasıl bir Anayasa? Nasıl bir Başkanlık Sistemi? Bütün bu gerçekler ışığında, biz Saadet Partisi olarak prensip itibariyle başkanlık sistemine karşı değiliz.  Hatta, Türkiye’de Başkanlık sistemini ilk olarak biz önerdik. Biz, Türkiye’nin mutlaka 1980 Darbesi ürünü olan bu ‘yamalı bohça’ Anayasadan kurtulmasından yanayız. Biz, Türkiye’nin adil, şeffaf bir anayasa’ya kavuşmasından yanayız.  Güçlüyü değil, haklıyı hakkını koruyan bir anayasa istiyoruz. Bu kırmızıçizgiler çerçevesinde; Devletimizin üniter yapısını koruyacak bir başkanlık sistemini konuşmaya hazırız. Çünkü milletimizin zihninde bu konuda çok ciddi endişeler vardır. Halkımız da, Başkanlık sistemiyle birlikte Türkiye’nin eyaletlere bölüneceği yolunda yaygın bir korku vardır. Şeffaf ve denetlenebilir bir başkanlık sistemini konuşmaya hazırız. Başkanın parlamentoyu değil, parlamentonun başkanı denetleyeceği bir başkanlık sistemini konuşmaya hazırız” dedi.

İKTİDAR İNSANI BOZAR

Başkanı, geniş yetkilerle donatan bir sistemin, bir süre sonra ister istemez despotizme dönüşeceğinin altını çizen Kamalak, “İster Türk Tipi, ister Ekvador tipi, ister kutup tipi olsun fark etmez. Bir anayasacı olarak bildiğimiz bir gerçek var ki; başkanı, böylesine geniş yetkilerle donatan bir sistem, bir süre sonra ister istemez despotizme dönüşür. Çünkü hep söylediğimiz gibi, ‘Siyasetin Tunç Kanunu’ na göre ‘İktidar insanı bozar. Mutlak iktidar ise mutlaka bozar.’ Bu, siyasetin fıtratında vardır. Bozulmanın sonu ise despotizm olur. Bu da ‘bozulmanın fıtratında’ vardır. Despotizmin, dolayısıyla bozulmanın sonu ise kaçınılmaz olarak bölünme, parçalanma ve yıkımdır, yok olmadır. Tarih bunun hazin örnekleri ile doludur. Bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum