Kanal 7 Grubu'ndan Star Yazarı Cem Küçük'e Paralel Suçlaması
Kanal7 Medya Grubu ile Star gazetesi yazarı Cem Küçük arasındaki kavga sürüyor. Kanal7 medya grubunca, Paralel Yapı'yla mücadelede en ön safta yer alan Cem Küçük'e ilginç bir suçlamada bulunuldu.
Kanal 7'nin sitesi Haber7'de yayınlanan haberde, Star yazarı Cem Küçük'ün geçmişte Gülencileri yere göğe sığdıramadığı yazıldı, ağır ifadeler kullanıldı.
"Cem Küçük'ten 'FETÖ'ye övgü dolu sözler!" başlıklı o haber aynen şöyle:
"Medyada önüne gelene saldıran ve asılsız iddialarla kişileri yaftalamayı adet edinen Cem Küçük'ün gerçek yüzü ortaya çıktı.
Ne idüğü belli olmayan Küçük Beyin bundan bir süre önce yazdığı yazısında 'Gülen Cemaati'ne Anadolu insanının sesi diye övgüler yağdırmıştı.
Aynı Küçük Bey, bugünlerde ise kendince bir görev üstlenmiş ve önüne gelene 'Paralelci' 'FETÖ'cü diye yaftalar vurarak bir yerlere yaranma çabası içine girdi.
Paralel Yapı'yla savaştığı zannedilen Cem Küçük meğer Gülencileri yere göğe sığdıramamış...
Okuyacağınız yazı "Cem Küçük bunları sen mi yazdın" dedirtecek cinsten...
İşte Cem Küçük'ün büyük tartışmalara yol açacak o yazısı:
Gülen Cemaati
Sistem dışına itilen Anadolu insanı Cemaatin izlediği politikayla enerjisini doğru yere yönlendirdi.
Türk entelejiyansını uzun zamandır elinde tutan ve gündemi belirleyen aydınlar uzun zamandır panik halinde. Kendilerini bu Cumhuriyet’in ve devletin sahibi sananlar altlarından çekilen halıyla neye uğradıklarını şaşırmış durumdalar.
......
Beline hakim olamayan siyasetçiler Cemaati suçladı. Basit bir cevap anahtarı olayını Cemaate bağladılar. Tutuklanan darbeciler işin arkasında Cemaati aradılar. Ama hep duvara tosladılar. Peki bu karanlık adamlar niçin sahtekarlıklarını AK Parti ve Cemaat’e yüklediler? Hükümete yüklenmelerinin sebebini biliyoruz. Asla ve asla sandıkta AK Parti’yi yenemeyeceklerini bildikleri için ne uydursak kârdır diye düşünüyorlar.
Gülen Cemaati’ne yüklenme gerekçeleri farklı. Bugüne kadar dışlanan, sistem dışına itilen Anadolu insanı Cemaatin izlediği sağlıklı bir politikayla enerjisini doğru yere kanalize etti. Birlik içinde hareket ederek bir sermaye yarattılar. Sistem kendilerine yer açmadığı için uluslar arası alanda rekabet etmeleri gerektiğini anladılar. Ürettikleri malları dünyanın hemen her yerine pazarlamaya ve satmaya başladılar.
Haliyle para kazanmaya başladılar. Cahilliğin ve dışlanmışlığın ancak eğitim sayesinde üstesinden gelineceğini fark ettiler. Bu nedenle dünyanın her yerinde okullar açtılar.Gülen Cemaati’ne mensup insanlar kuş uçmaz kervan geçmez yerlere gittiler. Normalde insanların bırakın tatili mecburi istikamet bile olsa uğramak istemeyecekleri Bangladeş, Senegal, Nijerya gibi yerlere aileleriyle birlikte yerleştiler. Oralardaki insanlara Türkçe öğrettiler. Dünyanın her yerinde insanlar Türkiye sevgisiyle büyüdüler. Yarın bir gün kendi ülkelerinde önemli yerlere gelecek bu insanların Türkiye’ye bakışı çok daha olumlu olacaktır.
Allah ve vatan sevgisiyle hareket eden bu insanlar niçin karanlık unsurlar tarafından hedef gösteriliyor? Çünkü kendi tahtları sallanıyor. Alıştıkları düzen son buluyor. İstanbul sermayesi karşısında ciddi bir Anadolu sermayesi buluyor. Hatta TUSCON, MÜSİAD maddi güç anlamında TÜSİAD’ı geçmeye başladı.
......
Gülen Cemaati mensupları sistemin dışından gelip merkeze vardılar. Türkiye’yi değiştirmeyi ve dönüştürmeyi başardılar. Bu değişim ve dönüşüm aşamasında başka grupların, cemaatlerin ve elbette hükümetin çok büyük katkıları var.
Ama Gülen Cemaati’nin yaptığı işler bir kesim hariç herkesten onay bulduğu için laikçi cenah onları hedef tahtasına oturttu. Yaptıklarının nafile olduğunun farkına henüz varmadılar.
Ünlü Yunanlı düşünür Heraklitos, “Aynı suda iki kere yıkanamazsın” demiş. Maşallah bizim darbeciler aynı suda yetmiş kez yıkandılar. Artık su kirlendi. Suyun değişmesi şart. Cemaat bu suyu değiştiriyor. Pisliğe alışmış olanların veryansını bundandır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.