Tanklar yıkamadı, bakımsızlık yıkıyor!

İstanbul'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük surları olduğu iddia edilen ve tankın-topun yıkamadığı Antakya Kalesi'nin etrafındaki surları ilgisizlik yıkıyor. 

Türkiye'de birçok ilin kalesi ve surları muhafaza edilip korunurken Antakya Kalesi surlarının korunmaması dikkat çekiyor. 23 bin 600 metre uzunluğundaki kale surlarını Antakya'yı kuran Büyük İskender'in komutanı Selevkos'un MÖ 300 yıllarında inşa ettiği bildiriliyor. Medeniyetlerin beşiği ve insanlığın en eski yerleşim yerlerinde biri olan Antakya'daki kale surlarının eski heybetine dönüştürülmesi bile güç. Helenistik dönemde Büyük İskender döneminde savaşlarda komşu ülkelerden korunmak için inşa ettirilen, Roma ve Bizans dönemlerinde yapılan ilavelerle genişletilen surlar, Habib-i Neccar ile Silpius Dağları arasında bulunuyor. 100 -150 metre Aralıklarla 360 adet 3- 4 katlı burçları bulunan ve tüm kenti çevreleyen kale surları bugüne kadar 8 -9 şiddetindeki yaklaşık 10 depremden etkilenmiş.

Evliya Çelebi'nin bile övdüğü, kale surlarının şu an yalnızca Antakya Altınözü yolu arasındaki Kuruyer köyü yakınlarındaki bölümü ayakta duruyor. Kale surlarının diğer bölümleri ise M.S 526 yılında büyük depremden dolayı yerin altında kalmış. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde kale surlarının uzunluğunun 44 bin adım olduğunu belirlemiş. Günümüzde Habib-i Neccar Dağı üzerinde bu surların ve iç kalenin yıkıntıları ile sarnıç kalıntıları duruyor. Ayrıca Habib-i Neccar Dağı ile Haç Dağ arasında sellerin önlenmesi amacıyla İmparator Lustinianus tarafından 6. yüzyılda yapılmış Demirkapı denilen bölüm ise günümüze kadar gelebilmiş.