Bahçeli: İkazlarımız dikkate alınsaydı bunlar yaşanmazdı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada FETÖ'cülerin 15 Temmuz darbe girişimine tepki gösterirken, Hükümete de üstü kapalı göndermede bulundu. Bahçeli, geçmişten bu yana Fethullah Gülen'le ilgili ikazlarda bulunduğunu fakat hiç birinin dikkate alınmadığı gibi hakkında ağır ithamlarda bulunulduğunu belirterek "Eğer vaktinde tam bir isabetle yaptığım ikazlara kulak verilmiş olsaydı, bugünkü felaket ve hezimeti yaşamayacaktık" dedi.
Bahçeli "Okyanus ötesi devlete sızarken bizim haricimizde rahatsız olan yoktu" eleştirisinde bulundu.
MHP lideri Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"Ne acı, ne büyük bir felakettir ki, 15 Temmuz gecesi TSK içine mevzilenmiş dar bir kadro, küçük bir yapılanma ülke yönetimini ele geçirmeye kalkışmıştır. Türkiye, hiçbir zaman şahit olunmamış saldırı ve tecavüzlere maruz kalmıştır.
Çok şükür bu darbe teşebbüsü akamete uğramıştır. Millet hakkına sahip çıkmıştır. Darbe teşebbüsü milletin azim ve sinesine çarpmış ve dağılmıştır. Demokrasinin itibar ve iffeti kurtarılmıştır. Türkiye ipten alınmıştır. Halkımızın canı pahasına tankların üzerine çıkarak darbeyi püskürtmesi takdir ve tebrike şayan asil bir duruştur. Milletimle övünüyorum. Darbeye karşı çıkan, demokrasiye samimiyetle bağlı herkesi, her vatan evladını kutluyor, Allah razı olsun diyorum. Medya, demokrasi imtihanından alnının akıyla çıkmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hiyerarşik silsileyi tanımayan, kanun ve ahlak dışı bir yuvalanma olduğu netleşmiştir. Bunun arkasında asıl amil ve tahrik edici unsurun ise Gülen Cemaati olduğu anlaşılmaktadır. Adalet, emniyet ve bürokraside Okyanus ötesi çok geniş bir ağ kurmuştur. Devlet adeta bu ihanet odağı tarafından ele geçirilmiştir.
Tüm kritik ve hayati görevlere paralel çetenin temsilcileri gelmiş veya getirilmişlerdir.
Gülen cemaatinin öteden beri TSK’ya konuşlanmak istediği bilinen bir gerçektir.
Bu tehlikeyi defalarca dile getirdik, ama duyan olmadı.
Tehlikenin farkına varılması konusunda bilhassa hükümeti uyardık. Dinlemek yerine aşırı iftira ve suçlamalarla karşılaştık.
Hatta 31 Mart 2011 tarihinde Gülen Cemaati hakkında yazılı basın açıklaması
yaparak faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasında yarar olacağını ifade ettim.
Ne gezer, makineli yuvası gibi şahsımı ve partimizi yaylım ateşine tuttular.
2012 yılının Şubat ayında, şimdilerde siyaset sahnesinde pek görünmeyen AKP’li bir eski bakan ve genel başkan yardımcısı, “cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış, bunlar kargaları güldürür” diyordu.
Belki kargalar gülmedi, belki yarasalar ürkmedi, ama millet hüngür hüngür ağlayacak noktaya sonunda geldi.
Dedim ki, Okyanus ötesi milli güvenlik tehdididir.
Dediler ki, yani Hocaefendi işi gücü bırakmış da Bahçeli’yle mi uğraşacak?
Dedim ki, bazı dava süreçleriyle ilgili arama kararları, gözaltı ve tutuklamalarda kanun ve meşruiyet dışına çıkılmıştır, bunda da cemaatin adı geçiyor.
Dediler ki, Hocaefendiye çete denemez.
Dedim ki, Gülen Türkiye’ye gelsin, hakkındaki iddiaları aydınlatsın.
Dediler ki, o başımızın üstündedir, 40 yıldır tanırız.
Şimdi paralel ihanet çetesinin yeri göğü yıkmaya niyet ettiği anlaşıldı.
Eğer vaktinde tam bir isabetle yaptığım ikazlara kulak verilmiş olsaydı, bugünkü felaket ve hezimeti yaşamayacaktık.
Cemaat devlete kafileler halinde yerleştirilirken, bir Allah’ın kulu MHP’yi de bir dikkate alsak deseydi, ne darbe ne de haşhaşi örgütün düşmanlıkları görülecekti.
Bunları bak gördünüz mü, ben demiştim sözlerini dikte etmek için söylemiyorum.
Milletini ve vatanını canından aziz bilen, yasa ve ahlak dışı her karanlık örgütlenmeye sırtını dönmüş bir Türk milliyetçisi olarak yalnızca tarihe not düşüyor, demokratik ve milli sorumluluğumu yerine getiriyorum.
Okyanus ötesi devlete sızarken bizim haricimizde rahatsız olan yoktu.
Bu paralel ihanet örgütü, bu terörist şebeke, millete silah doğrultacak, Türkiye’yi iç savaşa sokacak kadar adileşmiş, hainleşmiş, dinden imandan çıkmıştır. Bunların kalbinde çan sesleri, gözlerinde dolar resimleri, kulaklarında ise Türk düşmanlığının izleri vardır.
Bunların yediği içtiği haram ve zıkkım; öğütüp savurduğu yalan ve riyadır. Türkiye Cumhuriyeti okyanus ötesi tarafından bombardımana tutulmuştur. ABD, bu terör örgütünün elebaşını Türkiye’ye derhal teslim etmelidir. Ve sözümüz söz olsun, biz de siyasetteki uzantılarıyla, içimizi dışımızı saran kanser hücreleriyle sonuna kadar hesaplaşacak, son raddeye kadar yaptıklarını yanlarına bırakmayacağız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.