Saadet Partisi referandumda ne yapacak?

Saadet Partisi referandumda ne yapacak?
Yazar Adnan Öksüz, Temel Karamollaoğlu'nun gazeteci ve yazarlar buluşmasındaki izlenimlerini yazdı. İşte Öksüz'ün, Karamollaoğlu'nun iki cümlesini öne çıkardığı o yazısı...

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz Perşembe günü akşam, İstanbul'da birçok gazete ve televizyon kanalının önde gelen yazar, haber müdürü ve muhabirlerinin katıldığı toplantıda özellikle anayasa değişikliği konusuna değinerek Saadet Partisi'nin oyunun rengini açıklamıştı. Büyük yankı uyandıran toplantı ve açıklamanın izlenimlerini Adnan Öksüz köşesinden yazdı.

Adnan Öksüz'ün yazısının tamamı şöyle:

Saadet referandumda ne yapacak?

“İyi bir yöneticinin gerektiği durumlarda kendisini eleştiren danışmanlara ihtiyacı var.”
 
“Bir yönetici, idareci kendisinden daha başarılı insanlarla çalışmazsa başarılı olması mümkün değil.”
 
Yukardaki iki cümle, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na ait. Temel Bey, İstanbul’daki medya buluşmasında ifade etti bu düşüncelerini. 
 
Peki, toplantıda başka neler oldu, neler yaşandı? İşte aldığım notlar ve izlenimlerim:
 
* Temel Bey’in toplantısında saydım; tamı tamına 6 tane TV mikrofonu vardı…İlgi büyüktü… TV5,programı başından sonuna kadar canlı verdi. 
 
* Çok renkli ve geniş yelpazeli bir katılım oldu diyebilirim. Yeniçağ’dan Arslan Bulut da oradaydı, Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel de…Başka kimleri mi gördüm; Yalçın Bayer, İsmail Saymaz (Hürriyet), Nevzat Çiçek (Habertürk), Hakan Albayrak, Mehmet Ocaktan (Karar), Adnan Türkkan (Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni), Murat Hazine (Timetürk Genel Yayın Yönetmeni), Serdar Arseven (Milat Genel Koordinatörü), Davut Şahin, Faruk Köse gözüme takılan isimlerdi.
 
* Temel Karamollaoğlu, çok net mesajlar verdi. Dedi ki mesela, “Referandum sürecinde CHP gibi bir ‘Hayır’ kampanyası yürütmeyeceğiz. Zaten bir kampanya için yeterli maddi gücümüz de yok!”
 
En dikkat çeken söylemi, “Hayır” yerine “Evet demiyoruz” oldu! Ama hemen peşinden de “gerekçelerini” sıraladı. 
 
Peki, neler söyledi, Temel Karamollaoğlu; 
 
* “Türkiye’nin bir numaralı meselesi anayasa değişikliği mi? Nedir bu acele? Ben bu aceleciliği anlayamıyorum.”
 
* “Bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur. 1974 Harekâtı’ndan sonra KKTC’nin kurulmasıyla birlikte Kıbrıs meselesi halledilmiştir.”
 
* “15 Temmuz darbesini yapanlar 10 yıl içinde devletin sinir uçlarına kadar sızmışlar. Aynen Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, “Özür diliyoruz, göremedik!” diyen başkaları da olabilir. Yaftalananlar var. Milli Görüş’ten bile gözaltına alınanlar var. Bu yanlışlar bir yandan düzeltilmeye çalışılıyor ama biraz yavaş ilerliyor.”
 
* “Bu kadar girift ve komplike bir hareketin (15 Temmuz darbesi) sadece FETÖ yapılanmasıyla olabileceğine binde bir ihtimal bile vermiyorum. CIA, MOSSAD bu işe girmiştir. Bizi üzen bu kadar bihaber olunmasıdır.”
 
***
 
Verimli, ikna edici,yapıcı bir toplantıydı. 
 
Ama benim aklım hâlâ bizim Ercan Özcan’ın toplantıdan sonra kulağıma fısıldadığı noktada kaldı. 
 
Sahi, neydi o kulis?

DERDİ ‘MİLLİ GAZETE’ OLAN BİR GENÇ KIZIN HİKÂYESİ…

Küçüktüm… Ortaokul ya altı ya da yedinci sınıf öğrencisi idim. Arkadaşım kupon biriktirmek adına her gün gazete alırdı. Bir gün gazetenin kuponunu aldıktan sonra okumam için gazetesini bana vermişti. 
 
Sevinmiştim çünkü evimizdeki gazete yirmi sayfalık, çoğunluğu siyah beyaz olan, görsel bakımdan zengin olmayan bir gazeteydi, okumazdım onu oysa bu öyle değildi. Sevinç ve heyecanla bana verilen gazeteyi gerine gerine okumaya başladım. İçinde ne kadar da çok şey var diye de düşünüyordum. Bu halimi gören babam ve ablam ise bizim gazetemizin değerinden ve öneminden bahsetmişlerdi. Tabii o zamanlar söyledikleri bir kulağımdan girip diğer kulağımdan çıkmış ama o tablo hafızamdan asla silinmemişti. 
Yıllar geçti… Lise yıllarına geldiğimde aramız daha iyi olmuştu bizim gazete ile… Ara ara alıp okuyordum, yavaş yavaş tadını alıyor gibiydim. Renkli sayfaların cafcaflı cümlelerin fazla sayfa sayısına sahip olmanın önemi olmadığını fark etmeye başladım. Üniversiteye geldiğimde ise aramızdan su sızmaz hale geldi. Davası uğruna bugün günde bir lira vermeyenin yarın zengin olup milyarlar kazandığında da çıkarıp bir lira dahi veremeyeceğinden bahsetmişti bir hatip. Bu beni derinden etkiledi ve abone olmama sebep oldu. 
 
Artık aramızdan su sızmıyor, her güne onunla başlıyorum, o olmayınca sinirlenip keyifsizleşiyorum. Sabahları çekilmez olan İstanbul trafiği, benim için bir zevk haline geliyor, elime aldığım kalemim ile önem arz ettiğine inandığım satırları çiziyor, gülümseyip duruyorum İETT’lerde insanların garipseyen bakışlarına rağmen… 
 
Sevdiğim yazarların köşelerinde konuşlanacakları günü dört gözle bekliyorum. 
 
Her gün doluyorum, dolup dolup taşıyorum. Kaybolup gittiğim satırlara yanımdakileri de çekmek adına çabalıyorum. Çevremdekilere gazeteden pasajlar okuyorum, sosyal medyada paylaşıyorum, gazetenin daha çok kişiye ulaşması için kendimce projeler üretiyorum…” 
 
***
 
Sizlere üniversiteli bir genç kız olarak gazete adına dertli olduğumu ifade etmek, projelerimden bahsetmek, öneri ve görüşlerinizi almak adına bu satırları karalamak istedim. İşte projelerim; 
 
1. ‘Gazete Defteri’ oluşturarak gün gün gazeteden notlar çıkarıyorum. Bunun bir kampanyaya dönüştürülmesini, gazeteye ek olarak bu defterin verilmesini, bir geleneğe dönüştürülmesini düşlüyorum.
 
2. Küçük çapta karikatürler tasarlıyorum ve çiziyorum.
 
3. Bazen gazeteyi kesip biçiyorum, kâğıtlara uhulayıp dosya yapıyor, arkadaşlarıma gazeteyi tanıtırken en az bir köşe yazarının daimi takipçisi olmasını da tavsiye ediyorum.
 
4. Yazarlarımızın gazetemiz hakkındaki görüşlerini içeren slayt hazırladım ve bunun sunumunu yapıyorum.
 
5. #MilliGazeteKampüsteolarak devam eden çalışmanın artırılması ve tüm illerimizde üniversiteli kardeşlerimizin bu konuda duyarlı olmasını talep ediyorum.
 
Şimdiden teşekkür ederim. Selametle… 
 
(ŞEYMA GÜNSEL, MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ SON SINIF ÖĞRENCİSİ)

HALİL ÇALIŞ AĞABEYE DESTEK OLMAK İSTİYORUM…

Selamünaleyküm Adnan abi...
 
Geçen günkü yazınızda okudum; Halil Çalış amcanın projesini. 
 
Bendeniz de Kadıköy’de okuyorum. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiyim. Halil Amca Kadıköy’de Milli Gazete gecesi düzenlemek istiyormuş. Kendisine bu konuda elimden geldiğince yardımcı olmak, koşturmak isterim. Halil amcaya nasıl ulaşabilirim?
 
Allah kolaylıklar versin. Hürmetlerimle.
 
(Abdullah Atala)

MESAJ PANOSU!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’tan bir talebimiz var. İstanbul’da o kadar metro istasyonu var, hiçbirinde mescit yok. Başkandan ricamız, metro istasyonlarına mütevazı da olsa birer mescit yaptırması. İş sonrası saatleri ayarlayamıyoruz. Namazlarımız zaman zaman bu yüzden aksıyor. İlgileri için çok teşekkürler… 
 
(YUSUF ÇINAR-SARIYER, YENİ MAHALLE)

ŞAM KAFE

Timetürk’ün Genel Yayın Yönetmeni Murat Hazine kardeşim “Şam Kafe”yi açmış…
 
Fatih’te, İHH Genel Merkezi’nin hemen yakınında. “Özel Şam Kahvemizi içmeye mutlaka beklerim.” dedi, geçenlerde. 
 
Söz! En yakın zamanda, “Şam Kahvesi” içmek üzere Şam Kafe’ye gideceğim… Hayırlı olsun… 
 
NOT: Bugün, 30 Ocak 2017, Pazartesi 1) Emekliler hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibarıyla asgari ücretli “nasıl geçineceğim” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlık’a bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Dubakalinolacak!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.