İbrahim Kalın'dan Almanya'ya tepki
Cumhurbaşkanlı Sözcüsü İbrahim Kalın Ankara'da açıklama yaptı. Referandum ve birçok konu hakkında konuşan Kalın Almanya'ya da tepki gösterdi.
İşte Kalın'ın açıklamasından satırbaşları;
Sayın Cumhurbaşkanımız sahada ve bundan sonraki süreçte de sahada olmaya devam edecek. Kendisinin il ziyaretleri, basın toplantıları, televizyon programları, meslek gruplarıyla buluşmaları devam edecek.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili görüşlerini paylaşacak. 16 Nisan günü yapılacak oylama, Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasında çok büyük önem arz ediyor.
Bu anayasa değişikliği kuvvetler ayrılığı ilkesini de koruma altına almaktadır. Rasyonel bir temeli olmamakla birlikte bazı argümanların kutuplaşma yarattığını biliyoruz.
Bu sistemle siyasi irade güvence altına alınıyor ve referomların hızlı yapılmasını sağlıyor.
Üniformalı teröristlerin yargı önüne çıkarılması, bu ihanet suçunu işleyenlerin bedelini ödemeleri bakımından büyük önem arz ediyor. Utanmazca 'Ben bu darbeyi yaptım' diyenler de var. Bir daha böyle karanlık bir gecenin yaşanmamasını arzu ediyoruz, bunu da milletimizle elbirliği içinde gerçekleştireceğiz.
(Körfez ziyaretleri) Daha önce 2009 senesinde Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi vardı. Arzu istediğimiz düzeyde verimlilik olmamıştı. Bu mekanizmanın hızlandırılması konusunda görüştüler.
Halkoylamasından sonra Körfez ülkelerine ve Körfez ülkelerinden ziyaretler olabilir. Önümüzdeki ay Kuveyt Emiri Türkiye'ye gelecek. Bu ziyaretler sırasında FETÖ ile mücadeleyi gündeme getirdik.
(Almanya'daki Türk imamlar) Bir tür cadı avı başlatılmış olması siyasi saiklerle, talihsiz bir karar olduğunu düşünüyoruz. Yaklaşık 3 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'da aşırı sağın yükseldiği, İslam ve yabancı düşmanlığının arttığı dönemde arkada başka niyetlerin olduğunu akla getirmektedir. DİTİP'e karşı böyle bir operasyonun başlatılması kabul edilemez. Asıl yoğunlaşılması gereken terör örgütler olmalıdır.
(Fırat Kalkanı operasyonu) Amaç El Bab da dahil olmak üzere 2 bin kilometrekarelik alanın terörden arındırılmasıdır. Bunun da büyük ölçüde gerçekleştiğini görüyoruz. El Bab'ın DEAŞ'tan tamamen temizlenmesi ve burada da bir barış, istikrar ve siyasi düzen ortamının kurulması, DEAŞ'la mücadele konusunda büyük önem arz ediyor.
Rakka'nın DEAŞ'tan temizlenmesi için büyük önem arz ediyor. Suriye'de Obama yönetiminin DEAŞ'la mücadele veriyor gerekçesiyle YPG/PYD'ye destek vermesi kabul edilebilir değildi. PYD/YPG bugün alan hakimiyeti sağladıysa bu ABD'nin desteğiyle olmuştur. Destek kesildiği zaman bunun da bir geçerliliği kalmayacaktır.
YPG dışında alternatif yok demek geçerli değildir. Rakka konusunda, yürütülen çalışmalar bizzat Hulusi Akar Paşa tarafından yürütülmekte. Biz Suriye'de ve Irak'ta şu anda hem sahada hem masadayız.
(Astana ve Cenevre süreci)Siyasi geçişin sağlanması için çalışmalar devam etmekte. Biz bunları birbirini bütünleyen iki süreç olarak görüyoruz. Cenevre çatısı altında rejimle muhalifler arasında görüşmeler devam edecek.
(Türkiye-AB ilişkileri) Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Şu aşamada AB'den temel beklentimiz vize muafiyeti konusunda adımların atılması, Suriyeli mültecilerle ilgili vaatlerin yerine getirilmesi, fasılların önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Terörle mücadele konusunda AB'nin Türkiye'nin yanında daha güçlü şekilde durmasını istiyoruz.
(İsrail'le ilişkiler) Karşılıklı ziyaretlerin devam etmesi bekleniyor. İsrail-Filistin ihtilafının adil ve kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. İsrail hükümetinin yasa dışı yerleşimlerle ilgili politakalarını kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Bu yerleşimler barışı dinamitleyen girişimler olmuştur. Kudüs'ün kutsiyeti dikkaete alındığında ezanın susturulması kabul edilemez.
(Münbiç operasyonu): PYD/YPG unsurlarının SDF/SGD kılıfı altında orada var olmaya devam ettiğini Trump yönetimiyle görüşüyoruz. Bu terör örgütünü aklamaya çalışanlar, raporları okudukları zaman durumun vahametini anlayacaklardır. Açık suçları yok saymamız mümkün değil. DEAŞ'la mücadele konusunda tüm bu hususları masada tutacağız.
Başkan Trump'ın DEAŞ'la mücadele konusunda yeni bir yol haritası talimatı var. Bizim iki haftadır yürüttüğümüz diplomasi trafiğinin nedeni budur. Rakka'ya operasyon konusunda önerdiğimiz alternatif var. Bu yönde çalışmalarımız devam edecek.
(Erdoğan-Trump görüşmesi) Mayıs ayı içinde NATO'da ara zirve yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız katılacak. Orada yüz yüze bir görüşme olacak. NATO Zirvesi'nden önce de bir zirve planlanıyor. Yüz yüze görüşmede Türk-ABD ilişkileri ele alınacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.