Bahçeli’den Kürdistan bayrağına sert tepki
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuzey Irak’taki peşmergebaşı Barzani’nin Türkiye’ye gelişinde Atatürk Havaalanı’nda ve Başbakanlık'ta sözde “Kürdistan bayrağı” asılmasına çok sert tepki gösterdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Barzani’nin Türkiye’ye gelişinde sözde Kürdistan bayrağı asılmasıyla ilgili “Skandaldır aymazlıktır rezalettir. Buna kim izin vermiştir? Peşmerge ne zaman bayrağa sahip olmuştur? Bu şahıs önce PKK’ya desteğinin, şehitlerimizin hesabını vermelidir” dedi.
"KARARGAH RAHATSIZ"I DEĞERLENDİRDİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hürriyet gazetesinin "Karargah rahatsız" manşetiyle ilgili tartışmalara da değinerek "TSK'nın meşru imkan ve kanallarla savunmaya geçmesi, eleştirilere cevap verme çabası neden çok görülmektedir? Mesela, TSK'nın kıyafet yönetmeliği değiştirilip başörtüsü yasağı kaldıracaksa ki bize göre yerindedir, bununla ilgili Genelkurmayın görüşü niçin alınmaz? Evet, bizim de kafamıza takılan pek çok soru işareti vardır ama bunların konuşmanın ne yeri ne de zamanıdır" ifadelerini kullandı.
HANDE FIRAT'A SAHİP ÇIKTI
Bahçeli, isim vermeden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinde başarılı bir rol üstlendiğini anımsatarak, Fırat’ın Hürriyet Gazetesinin 25 Şubat 2017 tarihli ’7 Eleştiriye 7 Yanıt’ manşetli haberinden dolayı suçlanmasının tuhaf bir çelişki ve çarpıklık olduğunu vurguladı. Devlet Bahçeli "Buna göre son zamanlarda Genelkurmay Başkanı eve TSK ile ilgili bazı eleştirilere karargahın nasıl baktığı bunlara nasıl cevap verdiği ortaya çıkmıştır. Medya üzerinden başlatılan karalama kampanyası doğru mudur?" dedi..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözleri şöyle:.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün püskürtülmesinde başarılı rolü olan bir bayan gazetecinin, şimdilerde yaptığı haberden dolayı suçlanması da bize göre tuhaf ve çelişki ve çarpıklıktır. Buna göre son zamanlarda Genelkurmay Başkanı ve TSK ile ilgili bazı eleştirilere karargahın nasıl baktığı, bunlara nasıl cevap verdiği ortaya çıkmıştır..
Bu kapsamda, Milli Savunma Bakanlığının başörtüsü yasağını kaldırırken Genelkurmayın görüşünü almadığı, Yeni Akit gazetesinin vefat eden bir yazarı için edilen taziye telefonuyla ilgili ithamlar, Sayın Akar’ın ABD’li Genelkurmay Başkanının İncirlik’te ayağına gitmesiyle ilgili yapılan aleyhte yorumlar, TSK’nın komuta heyetinin 29 Ocak’ta Kardak ziyaretinin bazı çevrelere turistik gezi olarak tenkidi, Genelkurmay Başkanının Cumhurbaşkanı ile yurtdışına gitmesine dönük incitici değerlendirmeler, yine Genelkurmay Başkanının Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçiren ABD’li generalden madalya almasıyla ilgili suçlamalar ve Genelkurmay Başkanının bir FETÖ’cüyle Sakarya Pamukova’da arsa aldığına ilişkin iddialar ve bunlara karşılık verilen cevaplar söz konusu gazetede yer almıştır.
OLMASI GEREKEN....
Elbette olması gerekeni, doğru olanı Genelkurmay Başkanının rahatsız olduğu konuları silsile yoluyla siyasi iktidara iletmesidir. Medya üzerinden mesaj vermek, eskide kalmasını ümit ettiğimiz manşetleri ister istemez hatırlatmaktadır. TSK’nın doğrudan sorumlu olduğu Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanına hiyerarşik sırayla hassasiyetlerini aktarması doğaldır. Bundan gocunmak, farklı yerlere çekmek ise anlamsızdır. Eğer paylaşmış ve sonuç alamamışsa bir sorun var demektir. Doğrudan medya ile kamuoyuyla iletişime geçilmişse bir sorunun delaletidir..
ASKER BİZİM, DEVLET BİZİM, HÜKÜMET BİZİM
Çözümsüzlüğün nedeni nedir? TSK'nın imkan ve kanallarla savunmaya geçmesi neden çok görülmektedir. Medya üzerinden başlatılan karalama kampanyası doğru mudur? Başörtüsü yasağı kaldırılacaksa niye Genelkurmay'ın görüşü alınmaz? Bizim de sorularımız vardır ama bunun ne yeri ne zamanıdır. Huzur kaçarsa tutamayız, istikrar giderse geri getiremeyiz. Ne yapalım çatışıp, çürüyelim mi, kucaklaşıp kardeşçe mi yürüyelim. FETÖ, PKK, IŞİD, PYD/YPG hazır kıta infaz mangalarını Türkiye'ye yöneltmişken iç sorunlar gaflettir. Asker bizimdir, devlet bizimdir, hükümet bizimdir. Fitneye çanak tutan asla bizden değildir. Zarar ziyan büyüktür, Türkiye henüz yoğun bakımdan çıkamamıştır. Bunca patırtı gürültüye ne gerek vardır? Paylaşılmayan nedir? Geçmişten ders alınmadı mı? Milli uzlaşma, anlaşma her seviyede olması gerekirken, bu güvensizliğin gerçek manasını nasıl yorumlayalım? Devletteki çatlak sesler düşmanları sevindirecektir. Türkiye, ecdadımızın aziz şehitlerimizin mirası değil midir?
Devletteki karmaşanın son bulması için 16 Nisan'da evet diyeceğiz. Çetin düğümler, açılması gereken karanlık yollar vardır. 80 milyona evet çağrısı yapıyoruz. Evette kararlıyız ve bu ülke için yeminliyiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.