Başbakan Yıldırım'dan duygusal konuşma!
İşte o konuşmadan satır başları:
"Saygıdeğer Cumhurbaşkanım, saygıdeğer hanımefendi, çok değerli Meclis Başkanım, şehit ailelerimizin çok kıymetli fertleri, saygı değer gazilerimiz ve yakınları, hanımefendiler, beyefendiler, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sizler birlik ve bütünlüğü korumak için can veren kan veren aziz şehitlerimizin bizlere emanetisiniz. Her biriniz 15 Temmuz'un karanlığını aydınlatan birer yıldızsınız. Bu toprakların değerine değer katan birer cevhersiniz. Dün Gelibolu'da, Trablusgarp, Sarıkamış'ta bu milletin istiklal mücadelesi veren şehitlerimizin sancağını 15 Temmuz gecesi aynı ruh, aynı imanla taşıyan her bir kardeşimizi buradan muhabbetle selamlıyorum. Bu milletin evlatları dün olduğu gibi bugün ve bundan sonra da şehitlerimizin mirasını aynı ruh ve inançla taşımaya devam edecektir.
ALEVİSİ, SÜNNİSİ, LAZI, ÇERKEZİYLE TEK YÜREK OLDUK
O karanlık geceyi 81 ilimizde, ilçelerimizde, köylerimizde 7'den 70'e milletimiz aydınlattı. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Laz, Çerkez, Gürcü, Boşnağı vatanımızı alçak darbelere karşı birlikte savundu birlikte kurdardı. İstanbul, Ankara, Yozgat, Trabzon, Çorum, Siirt'li bir oldu, tek bir yürek halinde meydanlara, sokaklara doldu. Henüz 15 yaşında şehadet şerbetini içen şehidimiz Halil İbrahim Yıldırım Şanlıurfa'lıydı. Gölbaşı Özel Harekat'ta şehit olan Velid Bektaş Mardin'dendi. Boğaziçi'nde şehit olan askeri çoban Diyarbakır'lıydı. Darbecilerin Esenler'de tankla ezdikleri annemiz Malatya'dan geldi.
KIZ İSTEMEYE GİDECEKTİ DAMAT OLAMADI AMA ŞEHİT OLDU
15 Temmuz gecesi bu vatan için toprağa düşen aziz vatan evlatlarının her birinin adını tıpkı Çanakkale, Kıbrıs, İstiklal Savaşı şehitleri gibi bu ülkenin kahramanları, kurtarıcıları olarak her daim anacağız. 15 Temmuz'u unutmayacağız asla unutturmayacağız. Her biri anasının kuzusu, eşinin göz bebeği, çocuklarının bir tanesiydi. Ama sahip oldukları bütün güzellikleri geride bırakıp, vatanı uğruna can vermek için bir an bile tereddüt etmediler. Örneğil Resul Kaptancı, kız istemeye gitmek için hazırlanırken darbe haberini öğrenip sokağa çıktı. Damat olacakken şehit oldu. Resul kardeşimiz şehadet şerbetini içmeden önce yazdığı mesajda şöyle diyordu: Biz varken darbe neymiş. Vatanı bu hainlere teslim etmeyelim. Sokağa çıkın, ülkeye sahip çıkalım....
ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇEN FUAT BOZKURT YARALI OLARAK SOKAĞA ÇIKMIŞTI
Safiye Bayat, Boğaiziçi Köprüsü'nde askerlerin üzerine korkusuzca yürüdü hainlerin ateşi sonucu gazi oldu. Uçaklarla bombalanan Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda 51 silah arkadaşı şehadet şerbeti içti. O şehitler arasında iki şehit memurumuz Ahmet ve Mehmet Oruç da vardı. Babaları Ali Oruç'u burada dinlerken hepimiz nasıl duygulandır. İkiz şehitlerimizin hayali helikopter pilotu olmaktı. Bu hayali gerçekleştirmek için de Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda eğitim alıyorlardı. Gözü dönmüş alçaklar bu iki kardeşin hayallerini gerçekleştirmeden aramızdan ayırdılar, onları şehit ettiler. Fuat Bozkurt yaralanında "Doktor yaramı sar tekrar gideceğim" dedi. Dediğini yaptı, tekrar sokağa çıktı ve işte böyle şehadet şerbetini içti.
ARTIK BU DÖNEMDE VESAYETİN MEMLEKETİN SAHİBİ MİLLETTİR
Biz büyük bir milletiz. Çanakkale ruhuyla, Sarıkamış ruhuyla, 15 Temmuz ruhuyla bir araya geldi. Bu ruh her zaman canlı olacak. şqehitlerimize layık olmak için Türkiye'de ve dünyada koşacağız, koşturacağız. Allah'ın izniyle hepiniz herkes bundan emin olsun, milletimiz müsterih olsun, artık yeni bir dönemdeyiz. Artık bu dönemde vesayetin, memleketin sahibi de millettir. Hiçbir güç bütünlüğümüz ve kardeşliğimizden önemli değil. Yüzlerce, binlerce kahramanlık yazıldı o gün. Biz öyle bir milletiz ki bir ölür bin diriliriz. Mahkemelerde tiyatro oynamaları, şehit yakınlarının, gazilerin, milletin aklıyla alay etmeleri onları hazin sondan asla kurtaramayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.