Erdoğan sert çıktı: Devlet mi besleyecek bunları!

Erdoğan sert çıktı: Devlet mi besleyecek bunları!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı'ya resti çekerek, 'Kimse bizden OHAL'i kaldırmamızı beklemesin' dedi.

 15 Temmuz ve İnsan Hakları Paneli'nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı'nın 15 Temmuz ve OHAL eleştirilerine çok sert cevap verdi. 'Kimse bizden OHAL'i kaldırmamızı beklemesin' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı, ikide bir bize gelip soruyorsunuz. İşte bu kadar kişi cezaevinde yatıyor, bu sayılar nedir? Bunu soracağına darbecilerden kaç kişi öldü veya öldürüldü bunu sorsana! Benim 250 kardeşim şehit oldu, darbecilerden 35 kişi öldü." ifadelerini kullandı.

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti;

"Diyorlar ki bu kadar kişi işinden oldu, ne olacak onlara? Gitsin özel sektörde çalışsınlar bize ne, devlet mi besleyecek bunları? Bunları devlet besledi gelip devlete ihanet ettiler. Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesi de 657'dir. Bu 657'nin de bir mutabakat sağlanabilse, aynen Batı'da olduğu gibi 657'nin memur işçi ayrımı olarak değil tamamıyla çalışanlar olarak değiştirilmesi lazım. "

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...

"Tarihi kıyama fiilen iştirak eden, kalbiyle ve dualarıyla destek veren her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'nin her köşesinde ülkesini, milletini korumak için 29 gece boyunca demokrasi nöbeti tutan milyonların her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.. Az önce yüz binin üzerinde indirilmiş hatmi şeriflerin duasını yaptık ve şehitlerimizi unutmadık. 

15 TEMMUZ DÜNYADA BİR İLK

Milletleri millet yapan semboller 15 Temmuz gibi karanlığa ve karanlığın aydınlığa döndüğü kanlı saldırının sinelerde söndürüldüğü zaferle sona erdirdiği hadiselerden ortaya çeker.Milletimiz tankların önünden kaçmak bir yana üzerine üzerine gitti. Silahları görünce darbecilerin yakalarına yapıştı. Bomba yağdıran helikopterlere baş kaldırıp, darbecilerin planlarını bozdu. 15 Temmuz dünya demokrasi tarihinde bir ilk.

TERÖRİST BAŞINA SERT ÇIKTI: UTANMADAN DİYOR Kİ...

Utanmadan "Amerika bana müsaade ederse Türkiye giderim" dedi. Seni ben çağırdım, gelmedin. Buraya gelince ne olacağını biliyorsun. Bütün bunlara hiç acımadan adımı atanları biz millet olarak affetmeyeceğiz. İnanıyorum ki Allah bütün bu şehitlerimizin hesabını da intikamını da soracaktır ve alacaktır.

KILIÇDAROĞLU'NUN HAYATI YALAN

15 Temmuz Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi örtülü darbe değil. Kılıçdaroğlu örtülü darbeyi Bakırköy Beleiye Başkanı'nın evinden izledi. Nasıl örtülü darbeyse. Gel VIP'e orada sor, tankların çekildiğini öğren, iş tuttuğu tanklar oradan çekildi, oradan belediye başkanının evine gitti. Neymiş oteller kapalı olduğu için otellerde yer bulamadı beyefendi. Örtülü darbe, kahve, çay birada onlar bir tarafta örtülü darbeyi izliyor. Hayatı yalan! Hayatı yalan! Bunlarda dürüstlük yok. Hiçbir zaman doğru konuşmadı bunlar ve doğru olmadı. Bu Türkiye'nin daha önce gördüğü 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat'tan çok farklı bir darbe girişimiydi.

BATI ÖNCE BUNU SORSUN

Darbecilerin gösterdiği vahşet ve dökülen kan hainlerin asıl planını ortaya koymuştur. O gece vatandaşlarımızdan 250 kişi şehit olurken darbecilerden 35 kişi ölmüştür. Türkiye hukuk devleti olmasaydı şu andaki hainler cezaevinde değil rastgele açılmış çukurlarda yatıyor olurdu. Batı, ikide bir bize gelip soruyorsunuz. İşte bu kadar kişi cezaevinde yatıyor, bu sayılar nedir? Bunu soracağına darbecilerden kaç kişi öldü veya öldürüldü bunu sorsana! Benim 250 kardeşim şehit oldu, darbecilerden 35 kişi öldü.

DEVLET Mİ BESLEYECEK BUNLARI

Diyorlar ki bu kadar kişi işinden oldu, ne olacak onlara? Gitsin özel sektörde çalışsınlar bize ne, devlet mi besleyecek bunları? Bunları devlet besledi gelip devlete ihanet ettiler. Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesi de 657'dir. Bu 657'nin de bir mutabakat sağlanabilse, aynen Batı'da olduğu gibi 657'nin memur işçi ayrımı olarak değil tamamıyla çalışanlar olarak değiştirilmesi lazım. Bu olduğu zaman zaten çok daha isabetli adımların atıldığını göreceğiz.

ONLAR GAZETECİ DEĞİL PROVOKATÖR

Batılı hükümetlerin yetkililerinden, kurum temsilcilerinden öldürülen, hakları ihlal edilen vatandaşlarımızla ilgili samimi, en küçük bir üzüntü beyanı, endişe belirtisi duymuş değiliz, maalesef. Buna karşılık cezaevi şartlarıyla ilgili sayısız taleple karşılaştık, karşılaşıyoruz. İkide bir sorduklar bu. Maktüllerin değil de katillere gösterilen bu anlayış açıkçası bizi üzüyor. Böyle bir insan hakları anlayışını kabul etmiyoruz. 15 Temmuz arefesinde biliyorsunz Büyükada'da otelde proje çalışmalarını yürüttüler, aynı şekilde adada geldiler proje çalışmalarını yürüttüler. Polisimiz oraya yaptığı baskında bunları yakalayınca son G-20 toplantısında buna bunu soruyorlar. İstanbul'da gazetecileri tutukladınız diyorlar. Onların gazeteci olduğunu kim söylüyor, onlar ajan provokatör dedik. Baskında masalarının üzerinde ne tür haritalar ve projeler olduğunu polisimiz tespit etti.

KUSURA BAKMAYIN BİZDE DE YARGI VAR

Amerika'ya FETÖ ile ilgili 85 koli teslim ettik. Adalet Bakanımız gitti bunları kendilerine anlattı. Bir netice yok. Hani nerede insan hakları? Kusura bakmayın bizde de yargı var. Yaşadığımız darbe teşebbüsüne ve terör saldırılarına rağmen insan haklarından, özgürlüklerinden taviz vermeyen bir ülke olduğumuzu Türkiye'yi yakından tanıyan vicdan ve ahlak sahibi herkes bilir. İdeolojik saplantıları, siyasi ihtirasları sebebiyle Türkiye'yi dış dünyaya şikayet eden bir ana muhalefet zaafımızın bulunduğunu söylemek isterim.

KİMSE BİZDEN OHAL'İ KALDIRMAMIZI BEKLEMESİN

Şimdi bize "OHAL'i ne zaman kaldıracaksınız" diyorlar. Bütün bu huzursuzluklar bittiği zaman OHAL'i kaldıracağız. Terörle mücadelede hedefe ulaştığımız zaman OHAL'i kaldıracağız.Bunlar bitmeden kimse bizden OHAL'i kaldırmayı beklemesin. Fransa'da devlete darbe mi yaptılar? Hayır! Teröristler 15-20 Fransız vatandaşını öldürdü. Bizde bugüne kadar 40 bine varan vatandaşımızı kaybettik. Kimse bunu sormuyor. 15 Temmuz'da devlete darbe yapıldı. Bu girişime karşı beyefendiler bizden OHAL'in kaldırılmasını bekliyor.

ONLARIN ANLAYACAĞI DİLDEN KONUŞUYORUZ

İktidara geldiğimizde "OHAL'i kaldırın" dediler. O zaman Abdullah Bey Başbakan ben genel başkanım. Kaldırdık da ne oldu, terör bitti mi? Hayır! Şimdi yoğun bir şekilde terörün üzerine gidiyoruz, onların anlayacağı dilden onlarla konuşuyoruz. Tendürek, Cudi, Gabar, Bester Deresi, Kandil'de aklınıza neresi gelirse bütün buralarda asker, jandarma, polis, güvenlik güçlerimiz dağ taş demiyor. Ve sonuna kadar bu işi aynen bu şekilde götüreceğiz ve Allah'ın izniyle buradan neticeyi alacağız.

TÜRKİYE'Yİ TACİZ EDENLERE BEDELİNİ AĞIR ÖDETİRİZ

Fırat Kalkanı Harekatı'nda nasıl başarılı neticeyi aldıysak aynı şekilde içeride başarılı neticeyi almaya devam edeceğiz. Kim ki Türkiye'yi taciz ediyorsa bilsin ki, anında angajman kuralları uygulanır ve onlara ağır ödetiriz. Taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalarla, kanunlarımızda ve diğer mevzuatımızda yaptığımız düzenlerle Avrupa standartlarında değil onların ötesinde bir insan hakları kurduk. Biz onların önündeyiz. 

YÜRÜYÜŞÜNÜ RAHATÇA YAPTIN, ACABA BİR TEŞEKKÜR GELDİ Mİ

28 Şubat'ta belki de dünyanın en barışçıl eylemine şahit olduk. Elele başörtüsü zulmüne tüm Anadolu'yu dolaşacaktı. CHP o zaman mazlumların yanında değil zalimlerin yanında saf tutmuştu. Bugün Ankara'dan İstanbul'a devlet korumasında yürüyenlerin adalet, insan hakları konusunda yaptığı eleştirilerin hiçbir karşılığı yoktur. Böyle bir güvenlik ortamını hiçbir zaman size kimse sağlamazdı, ama biz sağladık, farkımız bu. Yürüyüşünü de yaptın rahatça, mitingi de yaptın rahatça. Bak şu anda OHAL var. OHAL olmasaydı başka şeyler de olabilirdi. Bak bunları yaptın, acaba bir teşekkür geldi mi? Gelmez onların kitabında yok. Bu partinin darbeler karşısındaki tavrını da biliriz. Şayet böyle kara bir sicile sahip olmasalardı.

AHMET TÜRK TEPKİSİ

Bir tanesi hasta diye tahliye edildi. Sonra yürüyüşe kaçırdı. Sayın Bakan bunlar tam teşekkülü devlet hastanesinden rapor aldılar mı? Adalet Bakanımız da burada. Milletin yanında saf tutmuş olsalardı gerçekleştirdiği eylemlere başka bir gözle bakabilirdik. Fakat biliyoruz ki bunların amacı adalet, insan hakları değil FETÖ, PKK gibi terör örgütlerini arkalarına alarak meşru siyasi düzeni yıpratmanın peşindedir. Ben inanıyorum ki milletim hiçbir zaman bu ülkede bunlara iktidar şansını vermeyecektir.

BİZE NOBEL ÖDÜLÜ VERMELERİ LAZIMDI

Milletimiz her defasında kendilerine sandıkta hadlerini bildirdi. Yerlerine oturdular. Bu defa da aynı akıbete uğrayacaklarından şüpheniz olmasın. 15 Temmuz'un nasıl bir gözü dönüşmüşlük, nasıl insan hakları ihlali olduğu için o gece şahit ifadelerine bakmanız yeterli. Bizim insan hakları uygulamalarımıza bakıldığında bizim ülkemize Nobel Barış ödülü verilmesi gerekir. Tabii Nobel Barış Ödülü sipariş ödülü verildiği için buraya böyle bir ödül gelmez.

MAHKUMA TEK TİP SİNYALİ

Fransa'nın çok daha eskiden beri uyguladığı Belçika ve Hollanda'nın kısmi olarak başvurduğu OHAL'i biz de uyguluyoruz. Anayasa'dan yetkilerimizin neredeyse yüzde 80'ini kullanmadığımız halde üzerimize gelinmesini görüyoruz. ABD'ye bakarsanız, Avrupa'ya bakarsanız mahkumlar tek tip elbiseyle gelirler. Ölümcül hasta  dediklerinin ne kadar sağlıklı olduğunu gördük.

BİZİM HALA OHAL'E İHTİYACIMIZ VAR

Bizim  derdimiz kimseyi mağdur etmek değil sadece terör örgütlerini cezalandırmak, kökünü kurutmaktır. Pazartesi günü MGK var. Orada teklifimizi yapacağız. Şu anda görülüyor ki izim OHAL'e ihtiyacımız var. Kimseden ayrıcalık ve anlayış beklemiyoruz. Tek istediğimiz dürüst ve tarafsız olmalarıdır."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.