Başbakan Yıldırım'dan çok çarpıcı Fransa yorumu

Başbakan Yıldırım'dan çok çarpıcı Fransa yorumu
ABD ve Fransa'nın dün akşam yaptıkları Suriye çıkışlarını değerlendiren Başbakan Binali Yıldırım, 'ABD ve Fransa vardiya değişimi yapıyor' dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Bosna Hersek'teki temaslarını tamamlayarak, özel uçak "TUR" ile saat 19.40'ta Ankara'ya geldi.

"ABD İLE FRANSA VARDİYA DEĞİŞİMİ YAPIYOR"

Trump'ın "Suriyeden en kısa sürede çekileceğiz" açıklamasının ve hemen ardından Fransa Başbakanı Macron'un YPG ile ilgili yaptığı skandal açıklamanın sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, "Vardiya değişimi yapıyorlar; kış vardiyasından yaz vardiyasına geçiş" cevabını verdi.

Trump'ın "çekilme" çıkışının sürpriz olup olmadığıyla ilgili soru karşısında ise Yıldırım şunları söyledi:

"HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ ORADA KAFALAR KARIŞIK"

Trump, Sayın Başkan sürprizi çok sever. Ama arkasından da Dışişleri, “bizim haberimiz yok” diye bir açıklama yaptı.

Yani her zaman olduğu gibi orada kafalar karışık.

"TRUMP'I BU CESUR KARARINDAN DOLAYI TÜRKİYE OLARAK TEBRİK EDİYORUZ"

Bizi bağlayan, Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanının söylediğidir, diğerleri teferruata girer. Dolayısıyla Trump’ı bu cesur kararından dolayı Türkiye olarak tebrik ediyoruz. Doğru bir karar vermiştir, çünkü terör örgütleriyle mücadele ciddi bir meseledir, başka terör örgütleriyle bu mücadele sürdürülebilir değildir. Zaten bu geçici bir işbirliğiydi.

"GELİŞMELERİ TAKİP EDECEĞİZ"

Açıklamasında da Başkan, DEAŞ’la ilgili mücadele hemen hemen bitti, bizim de böyle bir birlikteliğe artık ihtiyacımız kalmadı mealinde açıklaması var. Takip edeceğiz gelişmeleri, şu anda bununla ilgili söyleyeceğimiz budur.

"MACRON İKİ DEFA ÜST ÜSTE ÇAM DEVİRDİ, BUNLAR KABUL EDİLEBİLİR ŞEYLER DEĞİL"

Başbakan Yıldırım, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un skandal YPG açıklamasıyla ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı:

Fransa Başkanı Macron’un yaptığı asla kabul edilebilir bir şey değil. İki sefer üst üste çam devirdi. Bir tanesi, önce Afrin işgal edildi dedi; birinci yanlış buydu. Daha onun üzerinden zaman geçmeden SDG heyetini, yani PKK terör örgütünün elebaşlarını Elize Sarayında kabul etti.

"FRANSA'NIN BU TUTUMU AĞIR BİR TAHRİKTİR"

NATO müttefiki olan Fransa’nın bu tutumu ağır bir tahriktir. Dolayısıyla kabul etmemiz söz konusu değil. Cumhurbaşkanımız bu konuda bir telefon görüşmesinde zaten açık açık bu konudaki rahatsızlığımızı, memnuniyetsizliğimizi kendisine ifade etti.

"SINIR GÜVENLİĞİMİZ İÇİN GEREKLİ TEDBİRLERİ HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN ALIRIZ"

Bizim açımızdan hangi ülke terör örgütüyle iş tutarsa tutsun sonuç değişmez. Ülkemizin sınır güvenliği için, milletimizin can ve mal emniyeti için gereken tedbirleri hiç tereddüt göstermeden alırız.

Bu konuda bizimle müşterek çalışanlara her zaman kapımız açık. Ama işbirliği yapmıyorlar diye bekleyecek halimiz de yok.

FRANSA ASKER GÖNDERİR Mİ?

"Fransa’nın asker göndereceğinizi düşünüyor musunuz efendim, öyle bir şey var mı?" sorusuna ise Başbakan Yıldırım; "Bilemem, orada da bu açıklamalar birkaç sefer yapıldı, düzeltildi, öyle dedik böyle demedik falan mealinden gelişmeler de oldu. O bakımdan olayları teyit etmeden, zaten orada belirli bir varlıkları var Fırat’ın doğusunda Ayn el Arab bölgesinde Fransızların bir varlığı var, koalisyon güçleri çerçevesinde." yanıtını verdi.

ABD İLE SURİYE ANLAŞTI MI?

Şu aşamada onu söylememiz söz konusu değil. Genellikle Avrupa’daki müttefiklerimiz Suriye işinde biraz arka planda, gölgede kaldıklarını düşünüyorlar, ön plana çıkmanın gayreti içerisindeler. Çıkmalarında bir mahsur yok, yeter ki doğru karar versinler, doğru ortaklar bulsunlar.

Bizim de amacımız, Suriye’de sorunları kalıcı halde çözüme ulaştırmak, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak, eline silah almamış, terör gruplarını işin içine dahil etmeyen ve Suriye’nin bütün paydaşlarını çözüm sürecine dahil etmek. Bunun için Suriye’de Rusya, İran, Türkiye olarak Astana sürecini sürdürüyor, bu konudaki çalışmalar bir yandan devam ediyor. Bir yandan bunu Birleşmiş Milletler Cenevre Sürecine taşımak için girişimler var.

CASUS KRİZİ SONRASI RUSYA İLE BATI ARASINDAKİ GERİLİM NEREYE GİDER?

Bu gelişme esasen uzun zamandan beri Avrupa’yla, Amerika’yla Rusya arasında mevcut olan gerginliğin bir sonucudur. Yani sadece bu olayı tek başına değerlendirmemek gerekir.

Uzun bir süreden beri, biliyorsunuz Rusya'nın Kırım’a müdahalesinden bu tarafa Avrupa ülkeleri, daha sonra Amerika’nın işte seçimler vesaire bunlara müdahale konularıyla beraber bir gerginlik var. Bu gerginliğin bu olayla biraz daha görünür hale gelmesidir.

"BİZİM NOSTALJİK FAALİYETLERE KATILMA LÜKSÜMÜZ YOK"

Türkiye’nin politikası çok açık ve seçik. Türkiye bölgede çok çetin bir mücadele veriyor. Bölge ülkeleriyle bu mücadelede yakın işbirliği içerisinde. Dolayısıyla bizim nostaljik faaliyetlere katılma lüksümüz yok. 

Zehirlemenin kimin yaptığı daha net değil, peşin hükümlü olamayız. Tabii ki insan hayatına kastetmek doğru bir şey değil. Zehirlemeyi kim yaptı, onun araştırması devam ediyor, şüpheler var vesaire. Ama prensip olarak bir insanın son vermek, zehirlemek doğru bir yaklaşım değil.

MİT'İN KOSOVA'DAKİ OPERASYONU

Kosova'da MİT'in FETÖ'cülere yaptığı operasyonlarla ilgili "Milli İstihbarat Teşkilatının da içinde bulunduğu bir operasyonla Kosova’da FETÖ mensuplarına yönelik bir operasyon gerçekleşti ve bazıları yakalandı. Bu Kosova’nın içinde de çok ciddi bir sarsıntıya yol açmış gibi görünüyor. İçişleri Bakanının ve İstihbarat Teşkilatı Başkanının görevden alındığı açıklandı, bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan sonra Avrupa ülkelerinde buna benzer Türkiye yakın takip operasyonlarını sürdürecek gibi görünüyor mu? Bir krize dönüşebilir mi bu?" şeklindeki soru üzerine ise Başbakan Yıldırım şöyle konuştu:

"TERÖR ÖRGÜTLERİNE YÖNELİK HER TÜRLÜ FAALİYETİ YAPMAMIZ MEŞRU BİR HAKKIMIZDIR"

Biz ülkemiz aleyhinde faaliyet gösteren, ülkemizde darbe girişiminde bulunan, hala da ülkemize zarar vermeye çalışan terör örgütlerine yönelik her türlü faaliyeti yapmamız meşru bir hakkımızdır. Bu faaliyetler çeşitli şekillerde olabilir, yani diplomatik yollarla olabilir, siyaset yoluyla olabilir ve istihbarat servisleri vasıtasıyla da olabilir. Bu sadece Türkiye’ye mahsus bir şey değil, her ülkede bu tip olaylar zaman zaman olur.

YUNANİSTAN VE ALMANYA'NIN FETÖ'CÜLERE KUCAK AÇMASI

Evet, bazı ülkeler tabii FETÖ’cülere adeta kucaklarını açıyorlar, onlara gayet güzel imkânlar sağlıyorlar. Bu da tabii dostluğa sığmaz. Bizim dost bildiğimiz, müttefik bildiğimiz, çok büyük ticari ve kültürel ilişkilerimiz olan, tarihi ilişkilerimiz olan ülkeler, Almanya, Yunanistan vesaire diğer bazı Avrupa ülkelerinde FETÖ mensupları olsun, PKK sempatizanları, PKK örgütünün diğer kolları olsun çok rahat hareket ediyorlar. Bunlarla ilgili de tabii rahatsızlığımızı her fırsatta bu ülkelerle paylaşıyoruz. Bunlarla ilgili her türlü faaliyeti hukukumuzdan, uluslararası hukuktan kaynaklanan her türlü faaliyeti yapma hakkımız her zaman mahfuz.

IRAK ORDUSU'NUN SİNCAR'DAKİ FAALİYETLERİ TATMİN EDİCİ Mİ?

Irak Merkezi Hükümeti bu konuda duyarlı hareket ediyor, onu söyleyebilirim. Ben Sayın Başbakan İbadi’yle de görüştüm, bana bütün detayları anlattı buradaki yaptıkları faaliyetle ilgili.

"GEREKEN YAPILMAZSA, SURİYE'DE NASIL YAPTIYSAK SİNCAR'DA DA BİZ GEREKENİ YAPARIZ"

Ancak henüz iş bitti diyemeyiz, daha fazla çalışmak gerekiyor. Tabi bizim birinci tercihimiz, bunu yaparken Irak Merkezi Hükümetinin yapması, olmadı birlikte yapmamız, ama bu da mümkün olmazsa Suriye’de nasıl yaptıksa, Irak’ın kuzeyinde, Gare’de, Metina’da, Kandil’de, Avaşin, Basyan’da yaptığımız teröristlere yönelik faaliyetleri burada da yapabilecek imkânımız var.

Ama tercihimiz Irak Merkezi Hükümetinin birinci derecede buralara yönelik gerekli operasyonu yapması veya bizim birlikte yapmamız, bu da mümkün olmazsa biz teröre karşı mücadelemize herhangi bir zaafa uğratmadan devam ederiz.

İRAN'IN, OLASI SİNCAR OPERASYONUNU ENGELLEMEYE ÇALIŞTIĞI İDDİALARI

Başbakan Yıldırım, "İran’la Türkiye’nin Astana ve Soçi süreçlerinde bir işbirliği var ama, İran’ın özellikle Türkiye’nin Irak’taki varlığından rahatsız olduğu biliniyor. Bu olası Sincar operasyonunu önlemeye yönelik doğrudan veya dolaylı girişimleri olduğu söyleniyor veya görülüyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya da; "İran’ın bugüne kadar bu konuda bize alenen bir serzenişi söz konusu değil. Niye böyle bir şey yapsın? Terör örgütü İran, Irak, Suriye ve bizim için de tehdit. Dolayısıyla İran’ın böyle bir tutum içerisinde olması doğru bir davranış biçimi olmaz." yanıtını verdi.

PKK SİNCAR'DAN ÇIKIYOR MU?

Kısmen olduğunu biliyoruz, ama tam durumu tespiti şu anda yapılıyor.

BOSNA'DAKİ FETÖ OKULLARI

Biz bunların varlığını, bunlarla ilgili sorun olduğunu Bosna’da yöneticiler biliyorlar ve yakın takip ediyorlar. Biz buradaki zaman kaybının ülkemiz açımızdan değil sadece, kendileri açısından da bir risk oluşturacağını görüşmelerimizde anlattık. Bundan sonra takibini birlikte yapacağız, özellikle parasal kaynakları takibi konusunda daha titiz davranacaklarını ifade ettiler.

EKONOMİDEKİ SON DURUM: 2011'DEN BU YANA EN YÜKSEK BÜYÜME ORANINI YAKALADIK

Türkiye’deki ekonomik tablo gayet güzel. Dünyanın neresinde yüzde 7.4 büyüme var? Bizim 2003’ten beri yıl ortalaması 7.4 olan var mı? Yok. En yüksek büyüme oranlarından biri. 2011 yılından bu yana en yüksek büyüme oranımız.

"G-20 ÜLKELERİNİ GERİDE BIRAKTIK"

Demek ki bu kadar gürültü, patırtı oluyor, bir de bakıyorsun dünyada G-20 ülkelerini de geride bırakan bir büyüme var. Moral bozmaya hacet var mı arkadaşlar? Yani vatandaşın kafasını karıştırmayalım.

Türkiye’de serbest ekonomi var, döviz de, faiz de dalgalanmaya tabi, bunun sebepleri de belli. Gelişmiş ülkelerde, Amerika başta olmak üzere muazzam bir korumacılık eğilimi var.

"KUR BASKISI GEÇİCİDİR, ASIL OLAN BÜYÜMEDİR"

Şimdi Amerika tuttu demir-çelik ürünlerine ek vergi getirdi, durmadan faizi artırıyor dışarıdaki kaynakları yurt içine çekmek için. Bunlar tabi ki kurla ilgili, faizle ilgili olumsuz etkiler.

Ama bu etkilerin kısıtlı ve geçici bir süre için geçerli olacağını, yani daha doğrusu bu değişimlerin etkisi sınırlı ve geçicidir, bunu herkesin bilmesi lazım. Asıl olan büyümedir, Türkiye büyümeyi 2018’de de sürdürülebilir şekilde devam ettirecektir, 2019’da, 2020’de de devam edecek. Sınır ne? En az orta vadeli plan, 5,5 ve tercihen yüzde 6 civarında bir büyümeyi Türkiye başarabilecek güce sahiptir, ekonomisi, altyapısı, imkânları buna müsaittir. 2018 ekonomi eylem planını da yakında kamuoyuyla paylaşacağız. 

Yani özellikle 2017 büyümesi, 2018 büyümesi özel sektör ağırlıklı oluyor. Zaten Türkiye’de özel sektör yatırımları kamunun neredeyse 8 katı. Dolayısıyla bundan sonra da büyüme ihracata bağlı olacak, imalata bağlı olacak ve özel sektöre vereceğimiz destekler, orta ve yüksek teknolojiye sahip stratejik yatırımlara vereceğimiz destekler büyümenin lokomotifi olacak.

"YAKINDA İKİNCİ BİR REFORM PAKETİ GELECEK"

İkinci bir reform paketi de yakında gelecek. Türkiye ekonomisi, en zor şartlarda bile ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Ne zaman gösterdi? 15 Temmuz alçak darbe girişiminden sonra bir çeyrek küçüldük, ondan sonra toparladık, yılı 3.2’yle kapattık, 2017’de hızlı kararlar aldık ve rekora imza attık. 2018 sürdürülebilir, dengeli büyüme, enflasyonla mücadele, faizlerin makul seviyelere gelmesi şeklinde özetlenebilir.

"DURMAK YOK, YATIRIMA, ÜRETİME, İSTİHDAMA DEVAM"

Millet yatırım yapmaya devam etsin. Durmak yok, yatırıma devam, üretime devam, istihdama devam. Türkiye’yi büyütmeye, refahı attırmaya devam.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.