Başbakan Yıldırım: Avrupa'nın da başı belaya girecek

Başbakan Yıldırım: Avrupa'nın da başı belaya girecek
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da 29-30 Mart tarihlerinde bir dizi temasta bulunan Yıldırım'ın, ziyaret kapsamında Bosna Hersek'teki Hayat TV'ye verdiği röportaj yayınlandı.

Ziyaret kapsamında Bosna Hersek'teki Hayat TV'ye veren Yıldırım, "Türkiye topraklarından Avrupa'ya geçecek mültecilerin orada tutunmasını da sağlıyoruz" dedi.

Temasları kapsamında hem Bosna Hersek-Türkiye ilişkilerini hem de  Bosna Hersek'in Avrupa Birliği (AB), NATO ve bölge ülkeleriyle ilişkilerini ele  aldıklarını aktaran Yıldırım, "Türkiye, Bosna Hersek'in her zaman dostudur,  yanındadır. Hem zor zamanda hem iyi zamanda. Biz sadece iyi gün dostu değiliz,  kötü gün dostuyuz." diye konuştu.

Yıldırım, Türkiye'nin Bosna Hersek'in AB'ye üyelik hedefini  desteklemeye devam edeceğini kaydederek, aynı zamanda Balkanlar'da huzur,  istikrar ve barışın korunması için Bosna Hersek'in NATO'ya üyeliğinin de gerekli  olduğunu düşündüklerini ve Bosna Hersek'in NATO üyeliğini de desteklediklerini  söyledi.

Avrupa-Balkanlar-Türkiye arasındaki ulaşım altyapısının  güçlendirilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, AB ile entegrasyon olacaksa,  altyapıdaki gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Yıldırım, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna ile Sırbistan'ın  başkenti Belgrad arasında Türkiye'nin desteğiyle iki farklı güzergahtan yapılması  planlanan otoyol projesine değinerek, bu projenin büyük bir proje olduğunu ve  maliyetinin yaklaşık 4 milyar avroyu bulduğunu bildirdi.

Bu projenin hem Sırbistan-Bosna Hersek bağlantısı hem de Avrupa ulaşım  ağının Türkiye ulaşım ağına entegrasyonu açısından önemine işaret eden Yıldırım,  bundan sonraki süreçte ise projeyle ilgili finansman ve yapım modeli ile  detayların hazırlanacağını aktardı.

"İYİLİK ETMEK DİNİMİZDE, KÜLTÜRÜMÜZDE, GEÇMİŞİMİZDE VAR"

Yıldırım, Türkiye'nin dünya genelinde gerçekleştirdiği insani  yardımlara ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:

"Bunun sebebi çok basit. Biz inancımız gereği ihtiyacı olan insanlara  yardım etmekle sorumluyuz. İyilik etmek bizim dinimizde, kültürümüzde,  geçmişimizde var. Biz de dedelerimizden, ecdadımızdan gördüğümüzü yapıyoruz ve  gelecek kuşaklara bunu aşılamaya çalışıyoruz. Bizim kültürümüzde, tarihimizde  sömürgecilik yok. Sadece insanlık var. İnsanlık nedir? Yardım etmek. İhtiyacı  olanın elinde bir imkan varsa o ihtiyacını gidermek. Bugüne kadar hep bunu  yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz."

Anadolu topraklarının asırlar boyunca farklı milletlerden insanlara  güvenli bir sığınak olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, tarih boyunca  İspanya'dan Yahudilerin, Almanya'dan bilim adamlarının, Bulgaristan ve  Yunanistan'dan soydaşların Türkiye'ye geldiğini, bugün ise Suriye, Irak ve  Afganistan gibi çatışmaların sürdüğü ülkelerden insanların güvende hissettikleri  yerlere göç ettiğini ve bu yerlerin başında Türkiye'nin geldiğini kaydetti.

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin bu konuda büyük bir yük aldığını ancak  aynı hassasiyetin dünyanın daha fazla gelişmiş ülkelerinden görülmediğini  aktararak, "Bize sığınan, bize emanettir. Komşusu açken tok uyuyan bizden  değildir. Biz bu medeniyetten geliyoruz. Bu yardımlara, desteklere devam  edeceğiz." dedi.

Türkiye'nin, milli gelirine göre en fazla insani yardım yapan ülke  olduğunun altını çizen Yıldırım, "TİKA, dünyanın birçok ülkesinde sosyal  sorumluluk projeleri yapıyor. 1990'lı yıllarda buralarda her şey yerle bir oldu.  Bu ecdat yadigarı eserler, tarihi kültürel miras yok edildi. Bunları hep TİKA  marifetiyle, Vakıflar marifetiyle yeniden yapmaya gayret ediyoruz." diye konuştu.

"NATO'NUN DA SINIRLARINI KORUYORUZ"

Yıldırım, Zeytin Dalı Harekatı ve AB'nin buna tepkisini de  değerlendirerek, AB'nin tepkilerini arka planı iyice araştırmadan verdiğini ifade  etti.

Her defasında Suriye'nin toprak bütünlüğünün Türkiye için önemli  olduğunu, Suriye'deki iç savaşın bitirilmesini, masum insanların hayatının  kurtarılmasını, göçün önlenmesini ve kalıcı barışın sağlanmasını istediklerini dile getirdiklerini aktaran Yıldırım, Afrin, Cerablus, El Bab bölgelerine yönelik  harekatlarda terör örgütleri DEAŞ, PKK, PYD/YPG unsurlarını yok ettiklerini dile getirdi.

Yıldırım, harekatların amacının o bölgelerde yaşayan Arap, Kürt,  Türkmen, Ezidi halkları terör örgütlerinin zulmünden kurtarmak ve aynı zamanda bu  terör örgütlerinin Türkiye'ye saldırılarını sona erdirmek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

AVRUPA'NIN DA BAŞI BELAYA GİRECEK

"Bütün bunları yaparken aslında bir anlamda kendi sınırlarımızı  koruyoruz. Bizim sınırlarımız NATO'nun sınırları. NATO'nun da sınırlarını  koruyoruz. Daha fazlası var. Türkiye topraklarından Avrupa'ya geçecek  mültecilerin orada tutunmasını da sağlıyoruz. Buradan tabii sadece mülteciler gitmiyor. Eğer onları bıraksak teröristler de onlarla gidecek ve Avrupa'nın da  başı belaya girecek. Esasında Avrupalıların yatıp kalkıp bize teşekkür etmesi  lazım."

AB üyesi bazı münferit ülkelerin aşırı tepki verdiğini, Avrupa  Parlamentosu içindeki bazı marjinal grupların terör örgütlerinin yönlendirmesiyle  Türkiye aleyhine faaliyetler yaptığını anımsatan Yıldırım, "Bizim için bunun  kıymeti yok. Bunları hiç dikkate almıyoruz çünkü doğru bir iş yapıyoruz. İnsanlık  için doğru bir iş yapıyoruz, Avrupa için doğru bir iş yapıyoruz, ülkemiz için  doğru bir iş yapıyoruz." dedi.

"FETÖ SADECE TÜRKİYE'YE ZARAR VERMEDİ"

Başbakan Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin de  sürdüğünü ve 15 Temmuz'daki darbe girişiminin sorumlusu FETÖ mensuplarının büyük  oranda yargı önüne çıkarıldığını anımsatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tehlike geçmiş midir? Değildir çünkü bu terör örgütü sadece  Türkiye'de değil, ABD başta olmak üzere dünyanın 160 ülkesinde faaliyet  gösteriyor. Burada, kardeş ülke Bosna Hersek'te de bunların faaliyeti var. Belki  şu anda size bir şey yapmıyor olabilirler. 'Bu adamlar sessiz sedasız eğitim  veriyorlar, ticaret yapıyorlar, bunların bize bir zararı yok, biz niye bunlarla  uğraşalım.' diyebilirler. Bu büyük bir yanılgıdır, tarihi bir hatadır çünkü  bunlar şartları kollarlar. Sessiz, derinden bütün damarlarınıza nüfuz ederler.  Fark ettiğinizde de geç kalmış olursunuz. Onun için biz dost olarak şunu hep  söyledik: Bu FETÖ'nün faaliyetlerine asla ve asla müsamaha göstermeyin. Bunlar  sadece Türkiye'ye zarar vermediler. Günün birinde sizin ülkenize de zarar verir.  Bunlar en büyük zararı da İslam'a verdiler çünkü İslami değerleri maalesef yok  ettiler. Müslümanların zihninde namaz kılan, oruç tutan, iyilik yapan insanlar  Müslüman olarak, iyi insanlar olarak bilinir ama bunlar uçağı aldılar, tankı  aldılar, tüfeği aldılar, ağır silahlarla insanların üzerine ateş ettiler.  İnsanları acımazsızca öldürdüler ve bütün o kutsal değerlerimizi maalesef yok  ettiler."

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.