Erdoğan: Güvenli bölge kontrolümüzde olmalı
Soçi dönüşü uçakta açıklamalarda bulunan Erdoğan, hem temaslarını değerlendirdi hem de gazetecilerin sorularını cevapladı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Savunma Bakanı’nın “Koalisyon güçlerinin gözlem noktası kurması” önerisine sert çıktı, “Savunma Bakanımız gereken cevabı verdi. Fırat’ın doğusunda PYD’ye, YPG’ye koruma gücü tahsis edilmesi söz konusu bile olamaz” dedi.
BİZ GÜVENDE OLMALIYIZ
Suriye’de kurulacak güvenli bölge konusunda gelişme var mı?
“ABD’nin çekilme kararı bazı belirsizliklerin yaşandığı bir süreç olarak karşımızda duruyor... Gecikmeler var. Doksan gün dediler, neredeyse bir seneyi buldu. Hâlâ yapacağız diyorlar. Fırat’ın Doğu’sunun terör örgütlerinden temizlenmesi gerekiyor. Güvenli bölge Türkiye’nin kontrolünde olmalıdır. Aksi hâlde bizim güvenliğimiz her an yine tehdit altında olmaya devam edecektir. İkincisi güvenli bölgenin PYD/YPG için bir tür koruma kalkanı olmasına müsaade edemeyiz. Bu konuda çok ama çok kararlıyız.
IRAK VE LÜBNAN’A DA DAVET
Ruslar güvenli bölgeye olumlu bakıyor. İdlib mutabakatının korunması ve uygulanması konusunda hepimiz kararlıyız. İdlib’in çevresinde koruma çemberi oluşturulmuş vaziyette. Dış çemberde Rusya var, iç çemberde ise biz varız. Buradaki koruma görevi ağırlıklı olarak Türkiye’de.
Diğer önemli başlık Anayasa Komitesinin oluşturulması. Birkaç isim üzerinde müzakereler devam ediyor. Daha önce 150 isim olarak açıklanmıştı. Bunlar arasında altı isim önem arz ediyor. Yeni isimler üzerinde çalışmaları Dışişleri Bakanlığı ve muhatapları yürütecek. Bir sonraki zirveye Türkiye ev sahipliği yapacak. Hatta görüşmelerimizde “Astana Süreci’ne Irak’ı ve Lübnan’ı dâhil edebiliriz” dedim. Çünkü her ikisinin de Suriye’ye sınırı var.”
GÜVENMEK ZORUNDAYIZ
Fırat’ın Doğu’sunda oluşturulması öngörülen güvenli bölgeye ilişkin Rusya ve İran’ın ikircikli bir tutumu var mı?
Biz Astana sürecindeki ortaklarımıza güveneceğiz, güvenmek durumundayız. Ancak biz ikircikli bir tutumlar karşılaşırsak elbette atılması gereken adımı atarız. Şu an itibariyle Suriye’nin kuzeyinde, kendi güneyimizde birçok adım attık ve netice aldık. Terör koridorunu ortadan kaldırmış vaziyetteyiz. Bundan sonra üzerinde durmamız gereken 1998 yılındaki Adana Mutabakatı’dır. Bu konuda mutabakat ve sonrasında iki ülke arasında terörizmle mücadele konusunda imzalanan anlaşma konusunda, teröristlerle mücadelede onları gereken yere kovalama maddesi vardır.
Orada bir kilometre sınırlaması var mı?
Yok. Öyle bir şey getirmek istiyorlar. Ancak anlaşmada zikredilen bir km yok. Ancak orada üç yılda bir anlaşmanın tazelenmesi maddesi var. Beşar Esad ile iyi ilişkilerimizin olduğu dönemde bu konuyu da kendi aramızda konuşmuştuk. Kendisi büyük bir rahatlıkla “Artık bizim aramızda Adana mutabakatı mı var” diyecek kadar bu işe olumlu yaklaşıyordu. Şimdi bizim ilgili kurumlarımız bu mutabakatın üzerinde çalışıyor.
BİZİ SURİYELİLER ÇAĞIRDI
Yani bu uygulanamazsa kendi tedbirlerimizi hayata geçirecek kararlılığımız var mı?
Tedbirlerimizi aldık. Şu anda kara, hava her tarafta varız. İdlib konusunda İran Cumhurbaşkanı ‘Burası tamamen temizlenmeli, yabancı güçler çıkmalı’ dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yabancı güçler vurgusu yapanların bunu tüm ülkeler için söylemesi lazım. Burada birileri kalkıp da rejim bizi çağırdı, ama Türkiye’yi çağırmadı diyorsa, bu olmaz. Her şeyden önce Adana Mutabakatı ortada. İkincisi Suriye halkı bize ‘Ne olur gelin, bizi bu terörden, zulümden kurtarın’ dedi. İşte Cerablus, el-Bab ortada. Menbiç’te 130’u aşkın aşiret var ve bizim bir an önce gelmemizi istiyorlar.
İran Türkiye’nin varlığından rahatsız gibi görünüyor ne dersiniz?
Bize rahatsızlıklarını açık etmiyorlar da ifadelerinden tabii bunlar hissediliyor.
ALMANYA, İNGİLTERE VE FRANSA İLE YEREL PARAYLA TİCARET OLABİLİR
Erdoğan, gazetecilerin, “Geçen hafta Almanya, İngiltere ve Fransa İran ile ticaret yapmak için ortak bir mekanizma kurdu. Türkiye’nin de böyle bir girişimi var mı?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Yerel para birimi her zaman gündemimizde. Konuşuyoruz. Biz bu üçlü mekanizmaya katılabileceğimizi, onlar kabul etmez ise bunu ikili olarak yapabileceğimizi söyledik. Şu anda bu süreci ilgili bakan arkadaşlar takip ediyorlar. Neticeyi alacağımıza inanıyorum.”
KANDİL'İN PARTİSİNE OY GİDERSE ŞEHİTLERİN AHI YERDE KALIR
Erdoğan, “Cumhur ittifakının genişletilmesi ve 20 ilin değerlendirilmesi söz konusu mu? Miting izlenimleriniz nasıl? HDP bazı illerde aday çıkarmayacak adı konmamış bir birliktelik mi var?” sorusu üzerine, “Bunların hepsi AK Parti’nin önünü kesmeye yönelik adımlardır. Biz üzerimize düşeni yapacağız, onlar da kendilerince kurnazlıklarını yapacaklar. Adaylarımız çalışıyorlar, çok önemli neticeler alacağımıza inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı, HDP’nin bazı batı illerinde aday çıkarmamasını “Kendi tabanına “AK Parti’ye oy verme, MHP’ye oy verme, bunun dışında nereye verirsen” ver diyor. Nereye verecek? Ya zillet, illet ittifakının temsilcisi konumundaki CHP’ye verecek ya da adı İyi olan partiye verecek. Bunun dışında zaten Saadet Partisinin adı yok” şeklinde değerlendirdi. Erdoğan, “Adıyaman da var” hatırlatması üzerine, “Allah’ın izniyle Adıyaman’ı alırız. Bunun dışında bu millet dağdan gelen talimatla seçime giren bir partiye oyunu vermeyecektir. Yoksa bu şehitlerin ahı yerde kalır” diye konuştu.
S 400'LERDE GERİ ADIM SÖZ KONUSU DEĞİL
S400’lerden vazgeçmeden Patriot alınamayacağı tezini nasıl değerlendirirsiniz?
S400 anlaşmasını Rusya ile yaptık, dolayısıyla geri adım atmamız söz konusu değil. Bu iş bitti. Patriotlar konusuna gelince... Biz Patriot alımına açığız. Ancak bu alımın ülkemizin çıkarlarına hizmet etmesi gerekir. Bunun için ortak üretim, kredi ve erken teslimat konuları önem arz ediyor. ABD yönetimi erken teslimat konusuna olumlu yaklaşıyor olsa da ortak üretim ve kredi konularına bir şey diyemiyorlar. Biz Temmuz ayında S400’ün teslimatı ile ilgili verilmiş söz üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Türkiye Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.