Yazıcıoğlu için 'Beyaz Gül' şiiri
BÜYÜK BEYAZ GÜL
Kış dağına bir kar yağar inceden,
Keş dağına beyaz bir nur yağar göklerden,
Keş dağını kaplar bu beyaz güzellik.
Semadan düşer düşmez yağan, toprağa.
Dönüşür beyaz bir gül fidanına.
Dağ taş, dere tepe, ağaçlar ve yer
Olmuştur adeta bem beyaz bir gül bahçesi.
Allah’ım mevsimler mi değişti,
Bu kış günü yağan beyaz gül de ne?
Yer olmuştur beyaz gülden bir yatak.
Hasta mı var, matem mi var?
Bu sessizlik ne diye.
Ey yer yoksa büründüğün senin gelinliğin midir?
Bugün düğün günüydü de beni mi haberim yok?
Damat, gelin,misafirler,çocuklar eş ve dost,
Nerde düğün sahibi karşılayan kimsede yok.
Etrafı kaplamış derin bir sessizlik,
Gökten yağan gülün şiddeti habire artmakta.
Lapa lapa bembeyaz bir gül yağmakta.
Gözlerin kamaşır bakamazsın
Yer, o mateme hazırlanmakta.
Keş dağı aman vermedi,geçit vermedi, boyun eğmedi.
Altı kişi gökten indi beyaz gül tarlasına.
Aldatmış beni bu beyaz sessizlik, eyvah!
Sonrası kopan gürültü, parçalanan helikopter , yaşanan acılar içinmiş.
Bir gül bahçesine düştü benim ak aslanım,
Yatağı da kendi gibi,alnı gibi, ömrü gibi tertemiz.
Bak etrafa, göremezsin ne bir kara, ne bir leke, ne bir çamur.
Hani peygamberin demişti ya,
Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.
Sen beyaz bir güldün başkanım,
Gül gibi yaşadın tertemiz ayrıldın aramızdan.
Bize kalan sadece senin güzel kokundur.
Bugün senin için süslendi yer ve gök.
Her taraf ışıl ışıl aydınlık bugün.
Gülümüz büyük, acımız en büyük bugün.
ARİF SÖĞÜT
SİVAS/GÜRÜN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.