Hacivat-Karagöz paylaşılamıyor

Hacivat-Karagöz paylaşılamıyor
Türk mizah hayatının vazgeçilmezleri Hacivat ve Karagöz tiplemesi paylaşılamıyor.

Bursa'nın simgesi haline gelen Hacivat ve Karagöz'le ilgili Türkiye'de henüz bir patent veya marka tescili çalışması bulunmazken Mısır ve Yunanistan 'Hacivat-Karagöz bizimdir' diyerek uluslararası lobi faaliyetlerine başladı. 'Gölge oyunu değil ama Hacivat-Karagöz tiplemesi' bizimdir diyen Türk sanatseverler ise, henüz uluslararası bir birlikteliğin olmamasından şikayetçi. 


Halen, şenlik ve çeşitli törenlerde Hacivat-Karagöz tiplemesiyle gösteriler yapan Hayali ve Tiyatro Sanatçısı Veysel Kamış, "Belki gölge oyunu değil ama Karagöz kesinlikle bizimdir" dedi. Gölge oyunlarının kökenini araştıran Dr.George Yakob'un bulgularına göre Çin'deki ilk örneklerin Milattan Önce 140 yılına kadar gittiğini anlatan Kamış, "Bu tarihte Çin imparatoru olan Vu, çok sevdiği eşi Wang'ı kaybeder. Karısının ölümü üzerine büyük üzüntü yaşayan imparatoru Sav Vöng adlı bir sanatçı teselli etmek için; imparatoriçeye çok benzeyen bir tasvirin gölgesini perdeye düşürerek ve kraliçenin sesini taklit ederek imparatora gösteri yapmasıyla ilk gölge oyununa imza attığını ortaya koymaktadır" dedi. 

Osmanlı'da ise ilk gölge oyununun Şeyh Küşteri'nin tasavvufi amaçla öğrencilerine perdeyi dünya, gölgeleri ise insan olarak sunan ışık sayesinde gölgenin perdeye düştüğünü kaydetti. Bazı rivayetlere göre Yıldırım Beyazıt kimine göre ise Orhan Gazi döneminde Karagöz'ün öldürülmesi sonrasında sultanın pişman olup üzülmesi üzerine Şeyh Küşteri Karagöz ve Hacivat'ın nükteli konuşmalarını yaparak sultanı teselli etmeye çalıştığını anlatan Veysel Kamış, "Çin hükümdarının teselli edilmesi ve Osmanlı sultanın teselli edilmesi garip bir tesadüftür. Bu yüzden ilk örnekte sunulan Şeyh Küşteri'nin tasavvuf amaçlı gölge oyunu yapması daha hakikatli bir sonuçtur. Daha sonraları 1517 yılında Mısırı fetheden Yavuz Sultan Selim'in Memlük sultanı Tumambay'ın asılışını hayal perdesinde canlandıran bir hayal sanatçısını, oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ın da görmesini arzu ederek İstanbul'a getirmesi ile gölge oyunu Anadolu'ya girmiştir. O güne kadar tıpkı Keloğlan Nasreddin Hoca gibi dilden dile anlatılarak anonim bir hal almış olan Karagöz ile Hacivat perdeye yansıltılmaya başlanmış ve aynı dönemler yaşadıkları sanılan Şeyh Küşteriye atıfta bulunarak perdeye Şeyh Küşteri meydanı da denmiştir" diye konuştu. 

Gölge oyununun Türk kültürüne girmesi Şeyh Küşteri'nin tasavvufi amacıyla başladığını, ama eğlence kültürüne girişinin Mısır'ın fethinden sonra olduğunu belirten Veysel Kamış, Mısır'ın fethinden sonra eğlence kültürüne giren gölge oyununun 16. yüzyıldan sonra Karagöz'le renklendiğini dile getirdi. 

Karagöz'ün bugün Yunanistan ve Mısır tarafından sahiplenmeye çalışıldığını söyleyen Kamış, Mısır'ın 'Aragöz' ismiyle Hacivat-Karagöz tiplemesine sahip çıktığını ileri sürdü. Kılıç kalkan oyununun 'Marka tescili belgesi'nin Bursa tarafından alındığını vurgulayan Kamış, Yunanistan'ın baklavanın ardından Hacivat-Karagöz'ü de sahipleneceğinin altını çizdi. Türkiye'de henüz bu yönde bir girişimin olmamasına rağmen Yunanistan'ın girişimlerini uluslararası arenaya taşıdığına dikkat çeken Kamış, "Maalesef değerlerimize sahip çıkamayınca birileri hemen sahipleniyor. Halen patent veya marka tescili yönünde ülkemizin bir girişimi yok" dedi. (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.