Rodos'ta Türk izleri
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, Rodos Adası’nda bulunan 33 caminin kiliseye çevrildiğini ve 10 camiden sadece birisinin açık (turistik maksatlı) olduğunu söyledi.
Konya Aydınlar Ocağı’nın tarihî Sille Konağı’nda düzenlenen Salı Sohbeti’nde, “Rodos’ta Türk İzleri ve Unutulan Kardeşlerimiz” ile ilgili intibalarını anlatan Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, burada 3500’ün üzerinde Türk’ün yaşadığını ve Müslümanlığı tam olarak bilmediklerini üzülerek ifade etti. Görevli olarak gittikleri Rodos’ta, Rodos Kalesi içinde bulunan Fethi Paşa Vakfı’na ait Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi’ndeki yazma eserlerle ilgili bir ay boyunca çalışma yaptıklarını belirten Bekir Şahin, “Dijital ortamda 3 binin üzerinde bilgi, belge ve eser getirdik. Bunların bin 275’i yazmadır. Aralarında tıpla ilgili önemli eserler mevcut olup, astronomiyle ilgili 24 kitabın Türkiye’de olmadığını tesbit ettik. Rodos’ta haftalık olarak yayınlanan 1926-1936 yıllarına ait Selam Gazetesi’nin nüshaları ile bazı diğer gazete ve mecmular da önemli bir yer tutmaktadır. Selam Gazetesi, Rodos’ta yaşayan Müslüman soydaşlarımızla ilgili tarihî bir kaynak teşkil ediyor” dedi.
Akdeniz’in stratejik konuma sahip bir adası olan Rodos’un, 1522’de Kanunî Sultan Süleyman tarafından fethedildiğini belirten Bekir Şahin, “1912’de İtalyan işgaline kadar Osmanlı hâkimiyetinde kalan Rodos’a çok sayıda Türk iskân edilir. Lozan Konferansı sonrasında, 30 Ocak 1923’te imzalanan Mübadele Sözleşmesi, Rodos İtalyan hâkimiyetinde olduğundan, buradaki Türkler mübadeleye tabii olmaz. Bu durum, Rodos’ta halen 3500 civarında Türk yaşamasının en önemli sebeplerinden biridir” diye konuştu.
TARİHE SAHİP ÇIKILMALI
Hafız Ahmed Ağa’nın memleketi Rodos’ta kurulan kütüphanenin vakfiyesinin Üsküdar Hacı Selim Ağa Kütüphanesi ve Konya’daki Yusufağa Kütüphanesi vakfiyle büyük benzerlikler olduğunu ifade eden kütüphane müdürü Bekir Şahin, “Hafız Ahmed Ağa Kütüphanesi halen, Rodos Türklerinin önemli bir buluşma ve toplanma mekânıdır. Günümüzde vakfiyesi şartları yerine getirilerek, kütüphane avlusunda dinî bayramlar sonrasında kurban kesilip, aşure yenmektedir” dedi.
TİKA’nın ödenekleriyle kütüphaneye bilgisayar sistemi ve 12 kameradan oluşan sürekli kayıt yapabilen bir güvenlik sistemi kurulduğunu belirten Şahin, yaz dönemi yoğun turist akınına uğramasından dolayı kütüphanenin Türk tarih ve kültürünü tanıtacak belge ve tertibatlarla zenginleştirilmesi ve sürekli irtibatın sağlanmasının uygun olacağı kanaatine varıldığını söyledi. Rodos’taki camiler ve mezar taşlarının perişan hallerini sunum olarak dinleyicilerle paylaşan Şahin, konuşmasının sonunda şunları kaydetti: Geniş bir alana yayılan Osmanlı kültür coğrafyasının zenginliğini sergileyen mimarî eserlerin tespiti ve korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, aynı zamanda insanlığın ortak tarih ve kültür mirasını zenginleştirecek, zorlu, ancak bir o kadar da önemli, onurlu bir ödev ve sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır.
Rodosî Hafız Ahmed Ağa ile oğlu Fethi Ahmed Paşa’nın inşa ettirdikleri eserler geçmişten günümüze gelen önemli kültür varlıklarıdır. Bu eserler, imparatorluk coğrafyasında vakıf kültürünün ne kadar etkili olduğunu göstermesi açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Geçmişten bugüne ulaşan kültür değerlerimizin yarınlara taşınması, gerçekçi ve kalıcı çalışmalarla mümkün olabilmektedir. Bu kültürel mimarî mirasın günümüzde yönetimi; korumacılık anlayışı, koruma, onarma, yenileme ve günlük yaşamla birlikte değerlendirme kavramlarını içerir. Kültür mirasının nasıl korunacağı ve nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda gerek Yunanistan’da karşılıklı protokoller çerçevesinde gerekse Türkiye’deki kültür politikalarının, hukukî, idarî düzenlemeler ve uygulamalarla yeniden ele alınması bu eserlerin uzun yıllar daha ayakta kalmaları açısından zarurîdir.”
Mustafa Balkanlı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.