Teknolojiyi hamama getirdi
Osmanlı İmparatorluğu'ndan miras kalan dünyaca ünlü Türk hamamları, teknolojinin insanlara konforlu banyo imkanı sağlaması sebebiyle cazibesini yitiriyor. Son yıllarda müşteri kaybı sebebiyle takunya seslerinin kısıldığı görülürken, hamam kültürü de nostaljiye dönüşmeye başladı.
Tarih sahnesine 6 bin yıl önce Sümerlerle çıkmış, ardından tarihte adı geçen hemen her medeniyetin kültürel bir parçası olan bu yapılar, Türk banyosu geleneğinin, 15. yüzyılın ikinci yarısında hamam kültürüyle ortaya çıkmış. Anadolu kültürünün önemli bir parçası olan, en son Osmanlılardan miras kalıp günümüze kadar varlıklarını sürdürmeyi başaran mahalle hamamları, Osmanlı mimarisinin de en güzel örneklerini sunuyor. Yıkanmak için günler öncesinden randevu alındığı, akşamdan böreklerin tatlıların açılıp hazırlandığı, cümbüşlü eğlencelerin yapıldığı, annelerin oğullarına kız baktığı, keyifli sohbetlerin yapıldığı ve ülke meselelerinin tartışıldığı mahalle hamamları, artık teknolojiye direniyor. Türk kültürüne ilişkin mesajlar veren hamamlar, tahtını yıldızlı otellerin hamamlarına, saunalara, güzellik merkezlerine, solaryumlara ve havuzlara kaptırıyor. Hamamlardan tarihi ve turistik bölgelerde olanlar hizmet vermeye devam ederken, bazıları ise az sayıdaki sadık müşterileri ile ayakta kalmaya çalışıyor.
Samsun'un Alaçam ilçesinde kuruluşu Kanuni Sultan Süleyman'a dayanan belediye hamamını işleten Hüseyin Akdeniz, hamam kültürüne sahip çıkılmasını istiyor. Belediye bünyesinde olan tarihi hamamların Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bünyesine alınması gerektiğini ifade eden Akdeniz, " Kültürümüzün önemli parçası olan, örf, adet ve geleneklerimize zenginlik katan hamamlarımız, eskiye oranla artık ilgi görmüyor. Özel ve konforlu banyoların üretilmesi, güneş enerji sistemlerinin kullanılması, şohbenlerin veya doğalgaz kullanılması, hamamlara olan ilgiyi azalttı. Ayrıca ucuz olmasına rağmen talebin azalmasında Osmanlı'nın Türk hamamlarına verdiği değerin şimdiki kuşaklara aktarılmaması da büyük etken olmuştur. Son 5 yılda müşteri sayımız yüzde 75 oranda azaldı. Herşeye rağmen kültürümüzün önemli parçası olan, yüzyıllardır insanlara şifa dağıtan hamamlarımızın yaşatılması lazım." açıklamasında bulundu.
2500 yıllık tarihi geçmişe sahip şifalı kaplıcalarıyla ünlü Havza ilçesinde özel hamam işleten Mustafa Ceylan da hamamların eski cazibesinin kalmadığını söyledi. Hamamlara genellikte şifa bulmak isteyen vatandaşların geldiğini ifade eden Ceylan, "İnsanlar ayaklarını hamamdan kesti. Eskiden havuz başında takunya seslerinden kulaklarımız ağrırdı. Şimdi ise neredeyse yok gibi. Yılın belli aylarında hamamlara genellikle hasta insanlar geliyor. Onların sayısı da yok denecez kadar az. Yani hamamlar, teknolojinin kurbanı oldu. Böyle giderse hamam işletmeciliğini bırakabilirim. Ama yüzyıllara meydan okumuş bu kültürün yok oluşunu izlemek, acı veriyor. " şeklinde konuştu.
Padişah Genç Osman döneminde yapılan Şifa Hamamı işletmecisi Dursun Çayır ise müşteri potansiyelinin geçmiş yıllara oranla yüzde 50 oranında düştüğünü belirtti. Diğer hamamlarda görülen ilgisizliği kendilerinin de yaşadığını vurgulayan Çayır, kışın biraz hareketlilik olsa da daha çok kese olmaya alışkın az sayıda kişi geldiğini de sözlerine ekledi.
Teknolojinin gerisinde kalsalar da hamamlar, bel ağrısı, boyun fıtığı, taş düşürme, eklem ağrılarına, kas gevşemesi, kireçlenme, kabızlıklık, kadın hastalıklarına, ortopedik ameliyat sonrası nekahet dönemlerine, şeker hastalığına, solunum yolu nezlelerine, bağırsak ve böbrek hastalıklarına, cilt hastalıklarına, stres gibi bin bir çeşit hastalığa karşı şifa dağıtmaya devam ediyor.
(CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.