Selçuklu eseri mescit, kanalizasyona yeniliyor
Gaziantep'te su mimarisinin eşsiz örneklerinden Pişirici Mescidi ve Kasteli, çevresindeki tarihi evlerin kanalizasyon sularından zarar görüyor. Su giderleri kanalizasyona verilmeyen tarihi Antep evlerinin lağım sularının bir bölümü, Pişirici Mescidi'nin içine akıyor. Tarihi yapının tavan ve duvarlarını aşındıran atık su, ortama da pis bir koku yayıyor.
Kozluca Mahallesi Müftüoğlu Sokak'ta bulunan Selçuklu Mimarisi örneği Pişirici Mescidi ve Kasteli, özellikle yaz aylarında vatandaşların sıcaktan korundukları ve bir müddet dinlendikleri mekanların başında geliyor. Yeraltından çıkan soğuk suyla el ve yüzlerini yıkayan vatandaşlar, yorgunluklarını attıktan sonra günlük uğraşlarına dönüyor.
Ancak tarihi mekan bugünlerde çevresindeki tarihi Antep evlerinin kanalizasyon sularından zarar görüyor. Su giderleri kanalizasyona verilmeyen tarihi evlerin lağım sularının bir bölümü mescidin tavan ve duvarlarından sızarak içine akıyor. Kanalizasyon suları ortama pis koku yaymanın yanı sıra duvardaki Arapça yazılar ile Salavat-ı Şerife, 12 imam ismi ve Ayet-el Kürsi'ye de zarar vermeye başlamış.
Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün restorasyonu sonrası Pişirici Mescidi ve Kasteli'nin işletmeciliğini üstlenen Erdal Yağlı, problemin 6 aydır devam ettiğini ve Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (GASKİ) bu dönemde 6-7 kez çalışma yaparak sızıntıları önlemeye çalıştığını söyledi.
Sızıntının bir bölümünün durdurulduğunu ancak tam anlamıyla bitirilemediğini söyleyen Yağlı, problemin çevredeki eski Antep evlerinin su giderlerinin kanalizasyon şebekesine bağlanmamasından kaynaklandığını belirtti.
GASKİ'nin sorunu çözmek için çalışmalarını sürdürdüğünü ve evlerin tamamının su giderlerini kanalizasyona bağlayacağını anlatan Yağlı, mekanı kafeterya şeklinde kullanmayı düşündüklerini, sızmanın önlenmesinin ardından Pişirici Mescidi ve Kasteli'ni kafeteryaya dönüştüreceklerini ifade etti.
İÇİNDE 15 DAKİKA KALAN YAZ SICAĞINDA ÜŞÜYOR
Şehrin en eski kasteli olarak gösterilen Pişirici'nin sıcaklığı, dışarıya göre 10-15 derece daha düşük. Üst örtüsü yol seviyesinde olan kastele, 28 basamaklı bir merdivenle iniliyor. Girişte havuz, çimecelik ve bugün kullanılmayan tuvaletlerin olduğu bir bölüm var. Tavan kısmı oyma taştan olan mescidin tam ortasında ise 100 yıllardır fokur fokur kaynayan berrak su, insanı adeta büyülüyor. Mescidin iç duvarlarında da, Arapça yazılar, Salavat-ı Şerife, 12 İmam ismi ve Ayet-el Kürsü yer alıyor.
Havuzların çevresinde oluşturulan dinlenme yerlerinde vatandaşlar, bir süre oturup yorgunluklarını atıyor. Şifalı olduğuna inanılan sudan içiyor; ellerini ve yüzlerini yıkıyor. Ortamın serinliği ve suyu ile yeniden 'tazelenenler', yarım saatlik molanın ardından günlük koşuşturmasına dönüyor. Hergün yüzlerce insanın uğradığı kasteldeki havuzlardan birine salınan küçük balıklar, ortama ayrı bir hava katıyor.
Uzun süre oturup bir şeyler okumak ya da 'kafa dinlemek' isteyenlerin de unutulmadığı mekanda, mescit bölümüne sandalye ve masalar konulmuş. Orijinal haliyle restore edilen mescit, şu an ibadethane olarak kullanılmıyor. (CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.