Bahçeli, AK Parti'yi Truva Atı'na benzetti!

Bahçeli, AK Parti'yi Truva Atı'na benzetti!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 9. Olağan Büyük Kurultayında yaptığı konuşmada demokratik açılım çalışmaları nedeniyle AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan'a yönelik sert eleştirilerde bulundu. Olaylı başlayan kurultayda Bahçeli, Ak Parti'yi

Bahçeli'nin konuşması şöyle: 

Tarih yeniden yazılıyor. İşte Türkiye bu, işte Türkiye burada. Türkiye'nin dünü bir, ülküsü birdir. Milleti birdir. İşte cesaret ve sadakat burada. Bütün güzellikler burada, tek ses ve tek nefestir. Yurdumunun oyununu, dilini, heyecanını, inancını getirdiniz, toprağımın acısını, hüznünü, sevincini getirdiniz, vatanımın selamını, sevgisini getirdiniz, halayın coşkusunu, zeybeğin duruşunu getirdiniz, semahın huzurunu, horonun ruhunu getirdiniz. Üç hilalda buluşturdunuz. 

Bu dava gerçek kimliğini bundan tam 40 yıl önce aradı buldu. Sayıları küçük, ülküleri büyük, gerçek dava adamları gönüllerini birleştirdiler. Hepsinde 70 yıllık siyasi mücadelenin yorgunluğu vardı ama mağrurdular. Hepsinde büyük bir heyecan vardı, akıllarında tek bir amaç; onlar milliyetçiliğin hor görüldüğü günlerden şahlanacağı bugünlerin hasretini çekiyorlardı. 

Zor ancak onurlu bir görevi üstlenmekten kaçmadım. Sizlere güvendim, güvenimde hiç yanılmadım. Ben yavaşlasam siz koştunuz. Bugünlere getirdiniz. Tekrar hoşgeldiniz. 

MHP'nin iradesi milletimizi yeni asırlara taşıyacak siyasi vizyonu ortaya koyacaktır. İktidar yürüyüşünün yol haritası ve kadrosu belirlenecektir. Bu duyguyu ancak yüksek ülkülere koşanlar anlar. Boyun eğenler asla anlayamaz. Kaynaklarımızı israf edenler, değerlerimizi ayaklar altına alanlar, mukaddesatı siyaset malzemesi yapanlar, kişiliksizler, yol yapınca milliyetçi olacağına sananlar, teröristle masaya oturanlar, Brüksel'de Avrupalı, ABD'de Amerikalı, Erivan'da Ermeni, Erbil'de peşmerge olanlar asla anlayamaz. Bir tas sıcak çorbaya hasret yoksulların kulağı burada. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe diyenlerin yürekleri burada. Dünyayı Türkçe okuyanların hasletleri burada. 'Ne mutlu Türküm diyene' diyen, 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' diye haykıranların yürekleri burada. 

En büyük dileğimi açıklamak istiyorum; sonsuza kadar varol Türkiye! Bizim sevdamız Türk milletidir. Biz ay yıldızın vurgunuyuz. 

Ülkemiz tehlikeli bir yoldadır. Varlığımız ve birliğimiz tehdit altındadır. Yarın karşılaşacağımız felaketin acı habercisini bugün yaşadıklarımızdır. Siyasi ayrımcılık hevesleri hız kazanmıştır. Üniter yapı hedef alınmıştır. Kardeşlik tehdit altındadır. Vatanımızın ve milletimizin tekliği tartışılıyor. İnanç temelinde cepheleşme, etnik temelde bölünme, mezhep tartışmaları, toplumsal huzursuzluk artmıştır. Kardeşlik yara almıştır. Tehlikelerden üçüncüsü siyasi ve sosyal bünyemizdeki çözülmedir. Dördüncü tehlike, ekonomik kriz, yokluk ve yoksulluktur. İşsizlik, iflaslar, işten çıkarmalar, yoksulluk artmıştır. Beşinci tehlike hükümetin uluslararası teslimiyetidir. Kimin emelleri varsa hepsi AKP hükümetinin arkasında sıraya girmiştir. Milletimizden ve coğrafyamızda intikam almak isteyenlerin tamamı Başbakanın arkasında sıraya dizilmiştir. Bu tablo geleceğimizi hayati düzeyde etkileyeeck düzeyde bir beka sorunudur. 

Türkiye'nin hükümranlık gücünü kaybedeceği, milli devletin ortadan kalkacağı, stratejik çözülme sorunudur. Bölücülüğün siyasallaşması halinde milli güvenlik ve huzur sorunudur. Silahlı ve silahsız bölücülük cesaret ve moral bulmuştur, mevzi kazanmıştır. Şer ittifakları oluşmuştur. AKP artık Türkiye'nin bekası için artık başlı başına tehdit haline gelmiştir. AKP 7 yılda her alanda yenilmiş ve teslim olmuştur, Irak'ta aşiret reislerine, dağlarda teröristlere, Kıbrıs'ta Rumlara teslim olmuştur. Biz buna izin vermeyeceğiz. Biz bunun için sonuna kadar mücadele edecek ve mutlaka başaracağız. Ülkemizin çıkmayan çivisi kalmamıştır. Bütün kavram ve değerler alt üst edilmiştir. İnancımız, kutsallarımız, ilkelerimiz, benliğimiz tahrip edilmiştir. Kıbrıs, Karabağ, Kerkük peşkeş çekilmiştir. Adına pazarlık denilerek milli varlıklarımız  haraç mezaz satılmıştır. Adına dik duruş denilmiş kırılmadık kemik kalmamıştır. Hangi birini sayalım. Hepiniz bugünlere şahitsiniz.

AKP'nin 'PKK açılımı' kardeliğimizi uçuruma yuvarlamaktadır. Türkiye parçalanmak istenmektedir. Malazgirt zaferinden bu yana hiç bir kötü niyetlinin başaramadığı çözülme dönemine girmiştir. Türk milleti öz vatanında boğulmak istenmektedir. Bayrak, gönderden indirilmek istenmektedir. Eli kanlı PKK ile yöredeki tertemiz kardeşlerimiz karıştırılmak istenmektedir. Bunun için dilsiz olun, kör olun, sağır olun istenmektedir. Görülmesin istenmektedir. Şükür ki millet gerçekleri görmüştür.

Bu bölünmek istemeyenlerin Başbakan'a cevabıdır. Başbakan ve kötü adamları sinmiştir, insan içine çıkamaz hale gelmişlerdir. İmralı, peşmerge, Erbil, Barzani ve Amerika'nın ve Erdoğan'ın oyunu bozulmuştur. Gittiğiniz yol yol değildir. PKK'ya teslimiyettir. Millet bunu görmüştür. Millet bunu anlamıştır. Eğer bir ihanet yoksa bunu görme ve anlama sırası Başbakan'a gelmiştir. Bunun sonu çöküştür,  bundan kurtuluş yoktur. Türkiye'yi etnik temelde ayrıştırmayı, kimliksizleştirmeyi ve bölmeyi amaçlayan bir yıkım projesidir. Sürecin devamı halinde kanlı terör affedilecek ve hesabı sorulamamış ihanet nedeniyle milli vicdan çökecektir. İmralı canisi siyasallaşacak, önce vatan sonra milli varlık çökecektir. Kim milletimize kesilmek istenen bu kefeni kader diye kabul edebilir.

Erdoğan'a sesleniyorum: Türkiye bizim vatanımızdır, gidecek yerimiz de niyetimiz de yoktur. Bizi buradan gönderecek de henüz anasından doğmamıştır. korucuların mücadelesi ortada. Yöre halkının ve mehmetçiğin mücadelesi ortada. Başbakan'ın çürümüş zihniyeti anlamaz ama, onlar hiç bir zaman yan gelip yatmamıştır. Şehitlerimizin duası biz olacağız, gazilerimizin kolu bacağı gözü eli ayağı biz olacağız. Başbakan'ın PKK açılımı onları incitmiştir.

Millet AKP zihniyeti değildir, kimliksiz Başbakan Erdoğan değildir. Bugün vardır ama zaman gelecek yerlerinde yeller esecektir. MHP bütün dünyaya meydan okumaktadır. "Şehitler ölmez vatan bölünmez" Türk milleti mutlaka ayağa kalkacaktır. 

Bugün ne yaşıyorsak, biliniz ki bunun başlangıcı Anadolu'nun fethine kadar giden tarihlere uzanmaktadır. KÖkü geçmişte derinlerdedir. Türklüğü karşı bin yıldır süren nefret AKP'yi görünce yeniden uyanmıştır. Kapanmamış defterlerin, unutulmamış yenilgilerin hesabıdır bu. Bunun taşeronu AKP zihniyetidir. Ne yazık ki bizden görünüp bizden olmayan birilerini bulmuşlardır. Türkiye AKP'den ibaret değildir. Türkiye işbirlikçilerden ibaret değildir. Bilmiyorlar ki, İslam'ın sancaktarlığını yapanlar hala yaşıyor.

Ayaklarını denk alsınlar, bir ke daha düşünsünler. Burada biz varız ve buna izin vermeyiz. Bugün vermeyiz, yarın da vermeyiz. Bugün sözde barış adına kapı kapı gezen Başbakan'ın yaptığı taşeronluktan başka bir şey değildir. Bu gerçekleri bilmek için kan gölüne dönen Irak'taki Müslüman kıyımına, Ortadoğu'ya, Avrasya'daki vahşete, Pakistan'a bakmak yeterlidir. Küresel güçler sözde islami terörle mücadele için şiddete başvurmaktadır. Bu terör dalgaları da müdahale gerekçesi olmuştur. Tavşana kaç tazıya tut diyenler aynı mihraklardır. AKP hükümeti tam bir truva atıdır. Sanal bir Avrupa peşinde koşulmuştur. MUhafazakar söylemlerle iktidara gelenlerin Bizanz hayali ile yaşayanların oyuncağı haline geldiğini de gördük. Irak'ın kuzeyini Türkmenlerden arındırma çalışmaları hız kazanmıştır. Sahte soykırım iddialarından vazgeçmeyenlerle kardeş Azerbaycan'ın küstürülmesi uğruna el sıkışılmıştır. Siz bunun nasıl bir aldatma olduğunu her Amerika ziyaretinde Yahudi kuruluşları ile kucaklaşmasından anlıyorsunuz. BOP'un eşbaşkanlığını sürdürmesinden anlayabiliyorsunuz. İslam'a düşman bilinen NATO Genel Sekreteri'nin Başbakan'ın onayı ile seçilmesinden biliyorsunuz.

Bu vatanı savunmak, bu vatanı fetihten zordur. Sevr ayrılıştır, parçalanıştır ve yokoluştur. Türklerin Anadolu'dan silinişidir. Bugün de Ermenistan ile sınırlar üzerinde protokol imzalanmaktadır. Sevr'de Kürdistan vardır, bugün de Irak'da bir Kürdistan kurulmaktadır. Bu acı gerçekler hepimize yeni bir sorumluluk yüklenektedir. Kaybedecek zaman yoktur. Başkalarının senaryoları ile oyalanacak vaktimiz yoktur. Bugün hükümetin siciline işlediğimiz bozuk notlar tarihi geldiğinde birer birer açılacak ve hesabı mutlaka sorulacaktır.

KURULTAY'DAN NOTLAR

Bahçeli, salona saat 10.15'te, partililer ve delegelerin alkışları arasında girdi.

Devlet Bahçeli'nin salona girişi sırasında, kurultay için hazırlanan ''Sonsuza Kadar Var Ol Türkiye'' adlı marş çalındı. Partililer sık sık ''Devletin başına Devlet gelecek'' şeklinde slogan attı.
Salonda, Türk bayrakları, parti bayraklarının yanı sıra Azerbaycan bayrağı da açıldı.

PET ŞİŞE YAĞDI
Milliyetçi Hareket Partisi 9. Olağan Büyük Kurultayı Ankara Atatürk Kapalı Spor salonunda başladı.Kongrenin başlamasının hemen ardından sadece basın mensupları ile delegelerin girdiği kapıdan salona giren büyük bir grup tepkiyle kaşılandı.

MHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Ahmet Reyiz Yılmaz' ın taraftarları olduğu bildirilen grubun grişi sırasında salonda protesto sesleri yükselmeye başladı, Partililer gruba pet şişe attı.

AÇILIŞ KONUŞMASINI IŞIKLAR YAPTI
Kurultayın açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Yardımcısı Ali Işıklar, konuşmasında sık sık AK Parti iktidarını ve ''Demokratik Açılım'' sürecini eleştirdi. MHP'nin tek başına iktidar olacağını savunan Işıklar, ''Türk milliyetçileri, bu ülkenin yok edilmesine asla müsaade etmeyecektir. Ne mutlu Türküm diyene'' dedi.
Işıklar'ın divan başkanlığı teklifini oylamaya sunduğu sırada, bazı delegelerin salona girişi sırasında kısa süreli arbede yaşandı. Salondakiler, bu sırada yaşananları yuhalayarak, ''Devletin başına Devlet gelecek'' sloganı attı.

Genel Başkan Bahçeli, partililer, konuklar ve delegelerin yerini almasının ardından Başkanlık Divanı oluşturuldu.

Divan başkanlığına Konya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal seçildi.

Divanın oluşturulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

MHP 9. Olağan Büyük Kurultayı'nın yapıldığı Atatürk Spor Salonu'na sabah saatlerinden itibaren partililer ve delegeler gelmeye başladı.

Salonun girişine, ''Sonsuza Kadar 'Var Ol' Türkiye'' pankartı asılırken, erken saatlerden itibaren parti otobüsünden müzik yayını yapıldı.

İllerden gelen çok sayıda partili ve delege, sıkı güvenlik önlemleri altında salona alınmaya başlandı.

Kırmızı ve beyaz renklerin hakim olduğu Atatürk Spor Salonu'nda, üzerinde Alparslan Türkeş ve Devlet Bahçeli'nin resminin yer aldığı ve ''Bir Hilal Uğruna 40 yıl'' yazılı dev afiş asıldı.

Kongre salonunun ortası delegeler için ayrılırken, tribünlerde basın mensupları ve partililer yer aldı.

Parti yönetimi, kurultay salonunda pankart açılmasına izin vermezken, salonu dolduranlar yalnızca Türk Bayrağı ve parti bayrakları taşıdılar.

Divan Başkanlığının yer alacağı kürsüde beyaz zemin üzerinde Atatürk'ün resmi, resmin her iki yanında da Türk bayrakları yer aldı. Ayrıca, platformun iki yanında sinevizyon ekranı kuruldu.

Salonun dışında ise kongreye giremeyenler için dev ekran kurulurken, Mehter Takımı gösteriler sundu.

Kurultayda 1500 civarında polis görev yaparken, salona gelenler kimlik ve üst kontrolü yapılarak içeri alındı.

MHP'nin 9. Olağan Büyük Kurultayı'nda, 1225 delege, Genel Başkan, Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu üyeliklerini belirlemek üzere sandık başına gidecek.

Genel Başkan Devlet Bahçeli tekrar aday. Türkiye Tohumcular Birliği Genel Başkanı Hakkı Şafak Ses ile iş adamı Ahmet Reyiz Yılmaz da daha önce kongrede aday olacaklarını duyurmuştu.

HABERVAKTİM.COM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.