MAZLUM-DER'den ÖSYM'ye İsrail tepkisi
ÖSYM tarafından hazırlatılan sorularda, bilimsel bilginin tarafsız ölçümü esas alınması gerekirken, soruları hazırlayanların ideolojik tercihleri tarihi gerçeklermiş gibi sunularak, işgale ve tecavüze hazır bir politik zihnin tahkimatının yapılmak istendiğini savunan Ünsal, kitapçıkta "4. sorusunda '… Hiçbir başarı aşırı İslamcıları, Hıristiyan batıdan kopmak kadar memnun edemez…', 65. sorusunda '…İsrail Mayıs 1948'de bağımsızlığını ilan eder etmez beş komşusu tarafından işgal edildi…', 70. sorusunda ise '… Japonya ve batılı ülkeler, Kuzey Kore'nin gizlice İran ve diğer suçlu ülkelere nükleer silah geliştirmelerine yardım etmesinden korkuyorlar…'" dendiğini aktardı.
"Aşırı İslamcı" deyiminin doğrudan oryantalist bir bakışı ortaya koymakla birlikte bugün uluslararası güçlerin uyguladıkları işgallere ve katliamlara temel teşkil eden korku hammaddesi olarak işlev gördüğünü dile getiren Ünsal, 1948 yılında İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesi ile beş komşusu tarafından işgal edildiği konusunun ise tarihsel bilginin açıkça tahrifinden ibaret olduğunu vurguladı.
1948'de olan şeyin İsrail'in bağımsızlığı değil 1917'den itibaren yoğun bir şekilde Filistin topraklarına göç ettirilerek Arapların tarihi ve kişisel topraklarına zorla yerleştirilen ve işgal ettirilen Yahudiler için kurdurulan bir devletin ilan edilmesi olduğuna dikkat çeken Ünsal, "Böylece Avrupa, 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilere karşı işlediği günahların tazminatını ve kefaretini Alman topraklarıyla değil Arap topraklarıyla ödeyerek ve bu günahların işlenmesinde en ufak suçu olmayan Araplara ödettirerek ucuza hesap kapamıştır. Bununla hem vicdanını temizlemiş, hem de yüzyıllar boyu katliamlara tabi tuttuğu, gettolarda yalıtarak kendinden uzak tutmaya çalıştığı, engizisyonlarla din değiştirmeye veya ölmeye yolladığı ama bir türlü kurtulamadığı bu insanlardan kurtulmuştur. Başkasının hesabını ödemeye itiraz olan 1948, hesabı ödettirenlerin seyir ve onayı ile, itiraz edenler için o tarihten bu yana daha fazla işgalin ve aşağılanmanın miladı olmuş iken, bunca işgalden, ilhaktan ve zulümden sanki hiç yaşanmamış gibi söz etmenin ne anlama geldiği açıktır. Aynı şekilde, İsrail gibi, bölgede nükleer güce sahip tek ülke olan ve güç kullanımında hiç bir hukuki ve ahlaki kriteri olmayan bir devletin kıyıcılığından bahsetmeyip askeri mahiyette olmayan nükleer tesis geliştirdiği için İran'ın suçlu ilan edilmesi uluslararası politikaların taşeronluğunu yürütmekten başka bir şey değildir." dedi.
KPDS sorularını hazırlayan komisyonun hangi dengelerin etkisi ve kontrolü altında olduğunun ortaya konulmasının ÖSYM'nin boynunun borcu olduğunu vurgulayan Ünsal, tarihsel gerçekleri çarpıtarak uluslararası güçlerin argümanları ile toplumsal hafızayı kirletmenin kabul edilemez bir bilimsel çirkinlik olduğunu kaydetti.
(CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.