Dünyanın en basit dili
Öyle bir dil düşünün ki hayatınızda öğrenemediğiniz herhangi bir konuyu o dilde yazılmış bir kitaptan okuduğunuz zaman tabiri caizse su gibi öğrenebileceksiniz.
Öyle bir dil düşünün ki birisiyle karşılaştığınız zaman bu karşılaştığınız kişi dünyanın neresinden olursa olsun her konuda konuşup anlaşabileceksiniz.
Öyle bir dil düşünün ki yapısal olarak bakıldığında kendi dilinizle birebir örtüşen fakat sadece her şeyin tamamen zıt olduğu bir yapıya sahip olsun.
Öyle bir dil düşünün ki o dilin ana dil olduğu bir ülkeye gittiğinizde hayatın her safhasında o dilde yazılmış uyarı notları ve tabelalarla hayatınız çok kolay hale gelsin.
Öyle bir dil düşünün ki aklınıza gelen bir fikri veya toplamda fikirler silsilesi olacak kısa veya uzun bir kitap veya makaleyi o dilde yazdığınız zaman okuyanınız belki de ülkenizde yazdığınızda sizi okuyacak olanların 1000 katı olsun.
İşte İNGİLİZCE… Dünyanın en basit ve sistematik dili.
Şimdi yukarıda sıraladığımız özellikleri tek tek bakıp analiz yapalım.
Ülkemizde birçok bilim kurumunda yıllardır söylenen, başka kurumlarla aralarında, yapılan bilim ve kullanılan bilim dili konusunda birlik olmaması, hatta bazılarının yazdıkları belli konulardaki makaleleri diğerlerinin anlamadığı veya o konuyu meslek olarak seçecek kişilerin daha ilköğrenime başladıkları anda kavram karmaşasından dolayı öğrenememeleridir.
Yani siz bir bilim dalında bir konuda bir makale yazacağınız zaman o konuda ilk defa bir kelime veya terimi ortaya attığınız anda onu açıkça ifade etmeden literatürünüze devam ederseniz hep söylenegeldiği gibi “şu üniversite hocasının yazdığı makaleyi bu üniversite hocası anlamıyor” veya “kullandığı jargon veya terimleri kabul etmiyor” şeklindeki söylemleri hep duyarsınız ve duymuşuzdur da.
Oysa İngilizcede, dünyada isterse daha dün ortaya atılmış bir tez veya makale konusu da olmuş olsa o makale veya tezin yazarı ilk defa bir terim kullanıyor yani tamamen kendi ürünü olan veya bazılarının diyebileceği gibi uydurma bir kelime bile ortaya atsa ilk geçtiği yerde onu açıklamak zorundadır.
Bu da şu demektir: İngilizce bir konuda yazılmış bir yazı okurken örneğin bir kelime veya terime takıldınız eğer bir sözlüğe baktığınızda o sözlük isterse dün piyasaya çıkmış olsun bu kelimeyi bulamadıysanız o kitapta geçtiği ilk yere bakın eğer orada da yoksa demek ki o kitap o kelime veya terimin kullanıldığı literatürün ilk kitabı değildir.
İlk kitabı bulursanız ve orada o terimin ilk geçtiği yere bakarsanız mutlaka yazar onu açıklamak zorunda olduğu için hemen o terimin ne olduğunu okuyup anlarsınız. Bu İngilizce yazılmış her kitap için geçerlidir.
Bir yazar kendi ürünü olan bir terimi ilk ortaya attığı zaman açıklamak zorundadır. Aksi takdirde yayınlayamaz veya yayınlamasına izin vermezler. Elbette ki izin almadan yayınlayabilir ama o zaman da kitap, referans verilmeyen bir deneme niteliğinde bir kitap olmaktan öteye geçemez. İngilizcede 'clue' yapısı adı verilen yani 'ipucu' yapısı adı verilen altyapısal özellikler ve bunların yazıldığı ileri düzey kitaplar vardır.
Bu kitaplarda önsözlerinde “İngilizcede bir cümleyi anlamak için o cümlede geçen her kelimeyi bilmek zorunda değilsiniz” diye yazar. Ve ‘clue’ yani ‘ipucu’ yapılarını anlatır.
İNGİLİZCEYE HER SENE 5 – 10 BİN KELİME KATILMAKTADIR
İngilizceye her sene 5.000-10.000 (beşbin-onbin) arası kelime veya terim katılmaktadır veya eklenmektedir. Örneğin Prenses Diana’nın hayatının ve yaşadıklarının İngilizce’ye 5.000’den (beşbinden) fazla kelime ve terim kattığından bahsedilir.
Türkçe İngilizceden daha sağlam temellere dayalı çok daha öncesinde kullanılan bir dildir. Ayrıca Arapça ve Osmanlıcada dil olarak İngilizceden her anlamda daha sağlam dillerdir. Burada sağlam kelimesi altına sığdırmak istediğim sıfatlar daha karmaşık, daha ayrıntıda gizli, semantik yani anlamsal anlam özellikleri daha yelpazesi açık bir yapıda olan, uzmanlık alanlarına daha fazla hitap eden vs diller olmaları anlamındadır. İngilizcenin doğuş koşullarıyla; diğer 3 dilin yani Türkçe, Arapça ve Osmanlıcanın doğuş koşulları kesinlikle karşılaştırılamaz.
Diğer 3 dil kültürel birikimin harika hasletler bulunduran milletlerin dilleridir. Ama özellikle Türkçe üzerinde fazla uğraşılamayan bir hale getirildiği için avantajlarını yavaş yavaş kaptırmaktadır.
Hayatınızda hiç öğrenemediğiniz örneğin tıp, sosyal bilimler, fen bilimleriyle veya bunların alt branşlarıyla ilgili bir konu veya merak ettiğiniz hayatın içinden bir konuyu, o konuyu ele alan İngilizce bir kitaptan çok daha kolay öğrenebilirsiniz.
Örneğin yüksek matematiğin bir konusu veya sadece matematik veya organik kimyanın bir konusu veya sadece kimya vs vs. Amerikan filmlerinde görmüşsünüzdür. Adamın biri film icabı bir aletin kullanım kılavuzunu okur ve hemen kullanmaya başlar.
Evet bu film icabıdır ama gerçek olan kısmı gerçekten bir kullanım kılavuzuyla ve iyi bir alet takımıyla bir kamyon motorunu veya bir skorsky helikopterini söküp tekrar monte edebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.