Eğitimde 4+4+4'e karşı olanlar polemiği

YENİ eğitim-öğretim yılı, 4+4+4 kesintili eğitim sistemiyle 1 hafta sonra başlıyor. Eğitimcilerin, "Okulların, lavabo yüksekliğine kadar fiziki koşullarının yeterliliği, sınıf mevcutlarının kaç kişi olacağı ve 60-66 aylıkların 1. sınıfa kayıtlarıyla ilgili doktor raporu tartışmaları son hızla sürüyor. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in önceki gün yaptığı açıklamalar ise tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Bakan Dinçer'in, 4+4+4'le ilgili "Kargaşa var ama bu bizim yaptıklarımızla ilgili değil. Kargaşa var ama ciddi problem yok. Kargaşayı bizim ne yaptığımızı anlamayan sözde eğitim uzmanları çıkarıyor. Normal vatandaşlarımızın çoğu bizi destekliyor. Biz istemiyoruz ama vatandaş 60 aylık çocuğunu bile okula göndermekten yana. Eleştirilerin bir kısmı PKK kaynaklı. Çocuklarımızı erken yaşta okula alıp Türkçe öğreteceğiz, onları hayata hazırlayacağız. 'Rapor dahi almayın' diyenler PKK yanlıları. Bunu önlemek istiyorlar. Bir de laikçi kesim de bu reformdan rahatsız oluyor" sözleri eğitim camiasında tartışılıyor. 4+4+4'e karşı çıkanlar yeni eğitim sistemine ideolojik mi bakıyor?"

'Yeni sistem dert+dert+dert oldu'
Eğitim İş Genel Başkanı Veli DEMİR:
SİYASET kokan, komplo dolu yeni kamplaşmalar yaratacak açıklamalar. Türkiye'de, bu yasaya karşı çıkan milyonlarca insan PKK terörü ile eşdeğer tutulmuştur. Kabul etmek mümkün değildir. 4+4+4 sorunu bana göre artık dert+dert+dert olmuştur. Bunun en büyük sorumlusu Milli Eğitim Bakanı'nın kendisidir. 4+4+4 konusunda eğitimcilerin yaptığı eleştirileri bu noktaya çekmek haksızlıktır. Biz bu sisteme karşı çıkarken, sorunu bilimsel, pedagojik olarak incelettirdik. Bilim adamlarından aldığımız raporlar bize gösterdi ki; bu sistem malesef yola çıkmadan arıza yapmıştır. Milli Eğitim Bakanı'nın eğitim kökenli olmaması ve taraflarla bu konuya yeterince tartışmaması nedeniyle yeni sistem uygulamaya başlanmadan ciddi boşluklar ortaya çıkmıştır.

'Soruna ideolojik demek sorunu basitleştirmektir'
Sabancı Üniversitesi Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Prof.Dr.Üstün ERGÜDER:
TÜRKİYE'de malesef her şeyi ideolojik yönlere doğru çekiyoruz. Halbuki burada velilerin çok ciddi kaygıları var. Anne-babaları da anlamak gerekiyor. Ayrıca da hem ideolojik hem de eğitim açısından vatandaşların ciddi kaygıları olamaz mı? Sorunları bu tip çekişmelerle çözemeyiz. Daha çok dinlemek gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 eğitim sistemine çok kısa süre içerisinde hazırlık yaptı. Oysa süreyi biraz daha uzatıp kapsamlı bir çalışma sonunda hatta soluk alıp 1 yıl sonra uygulanmasında yarar olurdu diye düşünüyorum. Türkçe konusunda Bakanlığın çocuklara erken yaşta öğretme gibi bir fikri olabilir. İnsanlar politerize olmamalıdır. İşi çözülebilecek, sorunlar bazında tartışmak gerekiyor. Akılcı bir şekilde sorun toplumun önüne konulmalı ve uzun uzun tartışılarak çözülmelidir. Soruna ideolojik demek sorunu basitleştirmek anlamına gelir"

'PKK'lıların karşı çıkma sebebi Türkçe olabilir'
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk:
YENİ sisteme ben de karşı çıkıyorum. Eğitim açısından, içeriğinde çok ciddi pedogojik yanlışlar olduğunu söylüyorum. Ama PKK'lı da değilim, solcu da değilim. Üstelik AKP'ye oy vermiş birçok kişi de bu sistemin yanlış olduğunu düşünüyor. Bu değerlendirmeleri bana göre; yapılan eleştiriler karşısında iyice bunalan, işin içinden çıkamayan bir insanın heyezeyanlarına benziyor. Bizim karşı çıkışlarımızı PKK'lı olanların karşı çıkışlarıyla aynı kulvarda özetlemeye çalışmak, sağlıksız bir düşüncedir. PKK'lı olanların karşı çıkmasının sebepleri arasında Türkçe olabilir. Türkçe konuşamayan çocukların Türkçe öğrenmesini istiyorlarsa, o zaman okul öncesi eğitimi neden zorunlu eğitim kapsamından çıkardılar? Doğu ve Güneydoğu'daki insanlarımızın çocuklarının Türkçe öğrenmesi isteniyorsa devlet televizyonu olan TRT niye 24 saat Kürtçe yayın yapıyor?

'Yarın da din dersini almak istemeyen Alevilere PKK'lı mı denilecek?'
Eğitim Sen Yönetim Kurulu üyesi ve Basın Yayın Sekreteri Tuğrul CULFA:
BAKAN kendisi konuya ideolojik olarak yaklaşıyor. Bilimi savunan bir eğitim sendikası olarak diyoruz ki; '72 ay öncesi çocukların okul öncesine gönderilmesi gerekirken, bunların ilkokul disiplinine alınması bu çocukların geleceğinin karartılmasıdır.' 3 ayrı yaş grubunun yani 5, 6 ve 7 yaş grubunun aynı sınıf içerisinde olmaları bu çocuklar açısından, özellikle de yaşı küçük olan çocuklar için ciddi bir algılama problemini gündeme getirecektir. Anadilini öğrenmek isteyen; Kürtçe, Lazca, Çerkezce öğrenmek isteyen kesimlerin talepleri var. Şimdi bu talepler karşısında bu söylenirse yarın zorunlu din derslerini almak istemeyen veya seçmeli Kuran-ı Kerim veya Peygamberin hayatı derslerini almak istemeyen Alevi yurttaşlar için de mi PKK'lı denilecek?

'Bilimsel gerçekleri savunmak PKK'lı olduğumuz anlamına gelmez'
Pedagog Soner KOŞAN:
BİR uzman olarak biz diyoruz ki; 60 aydan önce çocukların eğitime alınması pedagojik olarak onların ruhsal gelişimi için sakıncalıdır. Sıralar, masalar, tuvaletler bile 5 yaşındaki çocukların boylarına uygun değildir. Biz, 5 yaşındaki çocuğa hasta damgası vurmayın diyoruz. Bu bizim PKK'lı mı olduğumuz anlamına gelmez. Bilimsel nedenlerle çocuğunu okula göndermek istemeyen aileler ile PKK'nın ilişkilendirilmesi toplumu kamplara ayırmaktır. Eğitim sistemi ideolojik tarışmaya açılmamalı.

****

4+4+4'e karşı çıkanların ciddi bir bilinç problemi var
Talim Terbiye Kurulu eski Başkanı ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İrfan ERDOĞAN:
4+4+4'e karşı çıkanlar eğitimle ilgili yeterli düzeyde bilinçli değiller. Bütün Türkiye'yi çocukları gibi hassas bir konuda endişeye sevk ediyorlar. Dile getirilen problemlerin tamamı aslında devletin ve öğretmenlerin baş edebileceği nitelikte. Örneğin; fiziki koşulların yetersizliği, sınıf mevcutlarının kalabalık olması gibi sorunlar geçmiş yıllarda da vardı.Tepki gösterenler o kadar bilinçsizler ki, şimdiye kadar herşey çok iyiymiş gibi eski sistemi destekleme hatasına düştüler. İktidara yakın eğitim çevresi de bu reformun arkasında değil. Birçok milli eğitim müdürü de malesef 4+4+4 eğitim sistemini sahiplenemedi. Değişikliği son derece önemli görüyorum. Çünkü, ilk defa eğitim sistemine dair ayağı yere basan somut adımlar atıldı. Bakan Dinçer, Başbakan'ın desteği hariç bu konuda biraz yalnız kalmış durumda. Bu konuda asla bir geri adım atmamalı."

'Kamplaşan gruplar arasında çocuklar sıkıştırılmamalı'
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Sosyolog Recep VARÇIN:
TARTIŞMA ilk başladığı günlerde Sayın Başbakan'ın, 'dindar bir gençlik yetiştirme' hedefinden söz etmesi aslında bu sistemin ideolojik bir yapısı olduğunu sosyolojik açıdan gösteriyor. 'Ben eğitim düzeyi yüksek, eğitimli, okuyan, yenilikçi, yaratıcı bir gençlik yaratmak istiyorum' denilmiş olsaydı günümüz koşullarındaki beklenti, zaten bu olduğu için yeni sisteme kimse ideolojik gözle bakmazdı. Bir aile çocuğunu okula göndermemek için rapor alıyorsa, bir defa o ailenin eğitim düzeyi yüksektir. Hükümet kucaklayıcı olmak zorundadır. Bu tip çıkışlar gerginliği ve kamplaşmayı tetikler.Kamplaşan gruplar arasında küçücük çocuklar sıkışmamalıdır

'Sorun Türkçe ise anaokulu zorunlu ve ücretsiz yapılsın'
Anadolu Eğitim Sen Genel Başkanı Cansel GÜVEN:
YENİ sisteme karşı çıkanlar arasında çok farklı siyasi görüşlerden olan ve asla biraraya gelmeyen kesimler var. Bu kadar eğitim uzmanı, sivil toplumu kuruluşu, akademisyen yanılıyor da, bir tek bakanlığın yüzde 80'i işletme eğitimi kökenli olan ulemaları mı eğitimden anlıyor? Biz uyarı görevimizi yaptık. Yanılmış olmayı istiyoruz. Sayın Bakanın da önümüzdeki yıl içinde, 'Keşke bu işe kalkışmasaydık' diyeceğine eminim. Bilimsel zeminde eğitimi tartışırken uzmanların dini ya da ideolojik görüşü ön plana çıkarılarak, konu amacından uzaklaştırılıyor. Çocuklara Türkçe öğretmek gibi bir niyet ortaya konuluyorsa o zaman okul öncesi eğitim tamamen ücretsiz ve zorunlu yapılsın. Çocuğun 1. sınıfa geçmesi beklenmesin."