Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Koruculuk kalkacak mı?

Koruculuk kalkacak mı?

Koruculuk kalkacak mı?

Bundan yirmi üç yıl önce, 21 Eylül 1986 da Milliyet gazetesinde yayınlanan, rahmetli Yener Süsoy’la yaptığım bir söyleşinin terörle ve koruculukla ilgili bölümünü aktarıyorum:


- Teşhiste mi tedavide mi yanlışlıklar var?

Kaynak: Her ikisinde de... Teşhisteki hata bu hareketin bir Kürt devleti kurmak amacına yönelik olduğu kanaati yanlıştır. Kürt devleti böyle kurulmaz. Bölge halkının bir devlet halinde oluşması için tabanla bütünleşmesi lazım. Bu da yok, siyasi kadrosu da yok. Sayıları çok azdır. Tedavideki yanlışlığa gelince.. Böyle güçlerle ordu başa çıkamaz. Bir asker yoldan geçen köylünün terörist mi çoban mı olduğunu nasıl anlayabilir? Bunlarla mücadele etmek için iki unsurumuz vardır. Birincisi ‘istihbarat’ ikincisi ‘özel tim’. Siz şimdi 200-300 kişiyle başa çıkmak için, Güneydoğu’daki bütün halkı silahlandırırsanız, ‘Kendi güvenliğinizi kendiniz sağlayın’ derseniz, bu aczin ifadesidir. Kendi güvenliğini kendisi sağlayan adam devlet olmanın ilk adımını atmıştır, açıkçası.

Bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyordum: Bazı kişileri korucu yaparak, onlara silah ve para vererek diğerlerinin kıskançlığı tahrik ediliyor, onların da başka bir kanaldan, PKK’dan bunları sağlamasının yolunu açıyorduk. Nitekim Turgut Özal’ın bir avuç çapulcu saydığı militanların sayısı hızla artıyordu.

1990 yılında Turgut Özal’la yaptığım bir görüşmede bölgeye koruculuk kanalıyla akıtılan paraların kalkınmaya harcanmasının daha doğru olacağını hatta sokaklarda savrulsa bile bu yoldan daha iyi sonuçlar yaratacağını söylediğim zaman güvenlik güçlerinin koruculukta ısrar ettiğini ve onları ikna edemediğini söylemişti. Bu görüşme sırasında telefonu çaldı. Arayanın Adnan Kahveci olduğunu ve onun da benimle aynı düşüncede olduğunu, hatta bölge için 80 bin yeni kadro çıkardığını söyledi. Ancak sistem değiştirilemedi ve korucu olamayanlar PKK’nın güvenlik şemsiyesine ve parasal desteğine sığındı.

Koruculuk ve PKK birbirinden besleniyordu. PKK olduğu için koruculara ihtiyaç duyuluyor, korucular olduğu için PKK’ya yönelim artıyordu.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay bu konuda herkesin düşüncesini söylemesini istiyor ve buranın demokratik bir ülke olduğunu vurguluyor. Ben de ondan düşüncesini söyleyenleri korumasını talep ediyorum. Geçmişte konuşanlar PKK destekçisi sayılıyor ve çeşitli tertiplerle karşılaşıyordu. Ben andıçla başlayan ve bir yazıyla anlatılamayacak kadar çok tertiplerle karşılaştım ve bu konuyla uğraşmaktan vazgeçtim. Yaptığım analizlerin de komplo teorisi olduğu söylenerek kısa yoldan etkisiz hale getirilmesi yolu seçildi.

Önümüzdeki günlerde korucu sistemi kaldırılabilir. Hükümet bunu kendisinin yaptığını zannedebilir. Bu müesseseyi kuranlar da kendileri yaptı zannettiler. Kısa bir yorum yapmakla yetineceğim. Bir köy baskını koruculuğun ihdası için gerekçe oldu. Başka bir köy baskını kaldırılması için gerekçe olursa ‘Bunları kim yapıyor’ sorusunu sormak hakkımdır. Bir işi yapan gerekçesini hazırlayandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi