Halil Mert

Halil Mert

Sudan, Turan, İttihad-ı İslam

Sudan, Turan, İttihad-ı İslam

“Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.” (Hucurat/10)

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Ali İmran/103) Allah’ü Teala apaçık emretmiş kardeşliğimizi…

 

İttihad-ı İslam

İslam Birliği… Tüm Müslümanların üzerine farzdır.

 

“Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman’ın din kardeşiyle üç günden fazla küs durması helâl olmaz.” (Buhari, Edep, 62)

“Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede tıpkı bir organ rahatsızlandığında diğer organlarda uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer” (Müslim, Birr, 66)

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, aranızda sevgi ve muhabbeti ikame etmedikçe de iman etmiş olamazsınız.” (Müslim, İman, 93) Hadis-i Şeriflerle Allah Resulü (SAV) ne güzel izah edip emretmiş.

 

Sudan…

Çözüm üretmeliyiz. Sudan ile duygusal bağımız var. Etkileniyoruz. Libya, Trablus, Bingazi uzak mı bize? Ya Şam-ı Şerif? Bağdat, Kahire!... Gördük ki Osmanlı Türk Şehidliği’nden Arakan bile çok yakınmış.

 

Görünen ne biliyor musunuz? Müslümanlar, sermaye ve teknoloji sahibi olmadıkları sürece, bunları kendileri yönetemedikleri sürece yani mutlak bağımsız olamadıkları sürece ne inisiyatif alabilirler ne de birlik sağlayabilirler.

Bu gün İslam Dünyası’nda para var. Ama ekonomik güç yok. Çünkü paralarını yönetemiyorlar. Çünkü iktidarları Hak’ka ve halka dayanmıyor.

Müslümanlar fert fert İttihad-ı İslam’a “EVET” der ve destek olur. Peki, sosyal manada bu mümkün mü? Çok zor! Çünkü ekserisinin başında ağalar var. Bunları da bir kenara bırakalım. Biz insanımıza somut hedefler göstererek nasıl bir araya getiririz? Bunu hesabını yapalım.

 

Türkiye’mizde Milletim hamd olsun temel olarak; Vatan, Millet, Din ve Devlet dediğimiz değerler sistemi etrafında bir araya geliyor. Bu defa ihanet, bu değerleri birbiri ile çarpıştırıyor. Nasıl mı? Dinimizin karşısına Millet diyenleri, Devlet diyenleri, Devlet diyenlerin karşısına Dinimiz diyenleri?

Aziz Milletim. Milletimizin bu değerleri sosyal manada birbirini desteklerse Milli Birlik sağlanır. Türk Milleti demenin karşılığı Kürt Milleti demek değildir. Kürt Halkını büyük medeniyete entegre edebilmektir çözüm. 1200 yıldır entegre oldu da yok mu oldu? Neyini kaybetti. Töresi, edebi, imanı, ahlakı? Aynı şekilde diğer Müslüman Topluluklar.. Çerkez, Abaza, Boşnak, Pomak, Arap vd.

Bir gurup Kudüs deyince karşılığı D. Türkistan mıdır? Kudüs de bizim, D. Türkistan da… Şimdi “Sudan” diyoruz. Karşılığı “Turan” mıdır? Her ikisi de bizim değil mi? Sorarım vicdanlara “Sudan da bizim Turan da…” öyle değil mi?

 

Şuurlu Müslümanlar..

Teknoloji, üretim, ihracatı dünya ile yarışacak düzeye getirmek.

Ekonomik Güç!.. Parayı yönetme sanatı ve yeteneği..

Yahudileri misal vermek istemiyorum ama Yahudi’nin becerdiğini biz neden beceremeyelim? İngiliz’in becerdiğini Osmanlı neden beceremedi? Biz nerede kaybettik?

 

Sudan’da Türkiye asker sayısını artırmalıdır. Sudan’ın farklı illerinde birliklerimiz konuşlanmalıdır. Sudan’da hastane kurmakla, aşevi kurmakla, kışla kurmanın maliyetleri birbirinden çok farklı değildir. Ancak kışla kurmanın sosyal ve diplomatik etkisi çok daha yüksektir. Irak, Suriye ve Libya’da yapılmayan bu uygulama ivedilikle yapılmalıdır.

S-400 ABD, İsrail ve Batı’nın bahanesidir. Üzerimize daha çok gelmeye devam edecekler. Dolayısı ile Rusya ile kalıcı ikili ilişkiler geliştirmeliyiz. Bunu yapmazsak, Türk Cumhuriyetlerini de birer birer kaybetme riskimiz vardır. ABD’nin girdiği her yerde ciddi nüfuz kaybına uğruyoruz. Dolayısı ile büyük tehdit haline gelecek olan Çin’e ve mevcut tehdit ABD ve Batı’ya karşı geleneksel Ortadoks dünya ve Rusya’nın dostluğu daha akla makul görünmektedir. Ayrıca Rusya’da Müslümanların tamamına yakını Türk’tür. Rusların etnik olarak nüfusları azalırken Müslümanların nüfusu artmaktadır. Türk Cumhuriyetleri’ndeki Rus nüfus, Rusya’daki farklı Türk boylarının nüfusu devletleri de birbiri ile bağımlı hale getirmektedir.

Suriye, Irak ve Libya bize tek başımıza çözüm üretemeyeceğimizi de göstermiştir. Gelinen süreçte hedefte İslam Dünyası vardır. Güç Merkezi Türkiye’de kuşatılmaktadır. Kuşatmayı kırmamız için yeni güç odakları ile birlikte hareket zorunluluğu ortaya çıkmıştır. NATO’nun içi boştu. ABD sömürüsünün aracıydı. Şerrinden emin olmak için NATO içinde kalmalıyız. Ancak süratle teknoloji transferi de yapabileceğimiz ilişkilere girmeliyiz. S-400 üretecek bağlantılar kurmalıyız. Savaş Uçağı F-35’e alternatif Rusya ile emsali olan SU-57 de düşünülebilir.

Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasında, Hindistan ile Pakistan arasında aktif arabuluculuğu da üstlenmelidir.

Suriye’de çözüm için gerekirse rejimle de resmi görüşmeler oluşturulmalıdır. Emperyalizm ve ABD bölgemizde SÜRDÜRÜLEBİLİR KAOS istemektedir. Bu da kurbağanın yavaş yavaş ısıtılıp haşlanmasından da kötüdür.

 

Aziz Milletim…

Çok çalışıp, teknolojiyi öğrenip, ileri teknoloji ürünleri üretip satmak zorundayız. Parayı kazanmayı ve yönetmeyi, paramıza sahip çıkmayı, pazarlarımıza hakim olmayı öğrenmek ve becermek zorundayız. Türk Milleti’nin dünyada ve İslam Âlemi’nde marka değeri çok yüksek. Bunu Ekonomik güce dönüştüremediğimiz sürece sırf hamaset ile bir yere varamayacağımızı gördük ve bilmeliyiz.

 

 

İmparatorluğa Mersiye

 

Bin yıl oldu toprağına basalı

Hayli oldu kılıçları asalı,

Bülbüllerin onun için tasalı,

 

Sazlar kırık, ayar tutmaz telleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Yol görünür, hakan emir verirdi,

Dalga dalga ordularım yürürdü,

Hamlemizden dağlar taşlar erirdi,

 

Doludizgin aştık nice belleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Yıldız doğar, talihimiz belirir,

Sabah olur, ulufeler verilir,

Bir seferde dört krallık serilir,

 

Al al ettik, kara kara tülleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Ferman çıkar, dalkılıçlar takınır,

Meydanlarda Rabbe dua okunur,

Gölgemizden bütün cihan sakınır,

 

Andırırdık coşkun akan selleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Kosovalar, Plevneler bizsizdir,

Yosun tutmuş camilerim ıssızdır,

Boynu bükük minareler öksüzdür,

 

Açmaz olmuş Kızanlığın gülleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Hali görür, geleceği sezerdik,

Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik.

Haritayı biz kendimiz çizerdik,

 

Fetheyledik deryaları, çölleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Rodopların akbaşları yaslıdır,

Serdengeçti gönül, artık usludur,

Rüzgârları bile matem seslidir,

 

Zafer, zafer der, eserdi yelleri,

Biz neyledik o koskoca elleri?..

 

Osman Yüksel Serdengeçti          

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi