Hani JİTEM diye bir şey yoktu!
Bomba haberi Vakit gazetesi patlatmış...
1993-1995 yılları arasında TBMM Faili Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nda görev yapan Bingöl eski milletvekili Hüsamettin Korkutata ile konuşmuş...
Korkutata’nın anlattıkları, o klasik “...diye bir şey yoktur” kabulünü
sarsıyor.
Hani, devletlu, “JİTEM diye bir şey yoktur...” der, bir de buna inanmamızı beklerdi ya...
Hizbullah diye bir şey de yoktu...
Faili meçhul cinayetler derseniz, böyle şeyler hiç olmamıştı...
Hatırlayacaksınız, Dönemin Jandarma Komutanı Orgeneral Teoman Koman, “Böyle bir şey yok, yerel halkın PKK’ya gösterdiği tepkiye bu ad veriliyor. Hizbullah diye bir örgüt yok... Bunlar, PKK’nın baskınlarına karşı kendini koruyan dini inançları kuvvetli vatandaşlar” demişti.
Bunu diyen şahıs, 28 Şubat’ın kudretli generallerinden biriydi.
Bir süre sonra “yaş haddi”nden emekliye sevkedildi.
Biz onu “usta istihbaratçı” biliyorduk ama bir gün karşımıza “bankacı” olarak çıktı.
Hatırlayalım: BÇG’nin kurucusu Oramiral Güven Erkaya, adı Türkbank yolsuzluğuna karışan Korkmaz Yiğit’in danışmanlığına getirilmişti... Orgeneral Teoman Koman da Cavit Çağlar’ın İnterbank’ına yönetim kurulu üyesi yapıldı.
Peki, Koman “Hizbullah diye bir şey yoktur” derken, “merkez”deki en kıyak yere çöreklenmiş “büyük gazete”nin yazarı neler yazıyordu? “Hizbullah vahşeti artık 28 Şubat tartışmalarına bir çizgi çekmiştir.”
Şunu demeye getiriyordu:
Hizbullah diye bir şey yoktur... İlle olacaksa, “irtica terörü” içinde değerlendirilmelidir.
Bunu demiş, diyebilmiş şahıs, şimdi de, “Ergenekon diye bir şey yoktur” kabulünün sözcülüğünü yapıyor.
Ergenekon diye bir şey yoktur...
Bulunan bombalar “bomba” değil, oyuncaktır.
Danıştay saldırısı dinci terörüdür...
Darbe günlüğü Fethullahçılar’ın uydurmasıdır.
İlhan Selçuk sütten çıkma ak kaşıktır.
Doğan Grubu “özgürlük mücadelesi” verdiği için yüklü bir vergi cezasıyla karşı karşıya bırakılmıştır.
Neyse, dağıtmayalım...
Korkutata, varlığı inkâr edilen JİTEM’e ulaştıklarını ancak siyasi ve bürokratik engelle karşılaştıklarını, Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporun ise TBMM Başkanlığı’nca hasıraltı edildiğini söylüyor.
İsterseniz kendisi anlatsın:
“Biz olayları yerinde inceledik. JİTEM’i yerinde gözlemledik. Çok ciddi verilere, bilgilere ve canlı şahitlere ulaştık. (....) Üzerimizde muazzam baskı vardı. Elde edilen materyalleri devletin başındaki Cumhurbaşkanı Demirel’e kadar ulaştırdık. Ancak sessiz kaldı. Hayati önem taşıyan bilgilerden sonra biz askerden ve olaylarda ismi geçen kişilerden bilgi almak için yazılar yazmaya, davetler göndermeye başladık. Kimse komisyona gelip bilgi vermedi. Bu yazıları komisyondan çıkartmaya başladığımız dönemde Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk devreye girdi. Cindoruk, bizlere kendisini komutanların arayarak, ‘Niye bizi çağırıyorlar? Amaçları ne? Bu konunun üstüne daha fazla gidilmesin?’ dediklerini belirterek, üstü kapalı mesaj verdi. Hatta Cindoruk açık açık, ‘Çağırmayın bunları. Sıkıntı olacak’ dedi. Bu mesajı tehdit olarak algıladık...”
Görüyorsunuz, değil mi?
Meclis’in yürüttüğü çalışmanın,
bu kuruma başkanlık etmiş bulunan zat tarafından nasıl engellendiğini
görüyorsunuz...
Demek ki, Demirel diye bir şey de yokmuş.
Cindoruk diye bir şey de yokmuş.
İlgili komisyona bilgi vermeyi reddeden ve (dolayısıyla) TBMM’yi istiskal eden askerlerden biri kimdi, biliyor musunuz?
Kim olacak? “JİTEM diye bir şey yoktur” diyen Orgeneral Teoman Koman...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.