Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Kürtlerle hasbihal

Kürtlerle hasbihal

Bin yıl birlikte yaşadık, kız alıp kız verdik sözleri kulağa hoş geliyor ama beni ilgilendiren birlikte bir gelecek inşa edebilir miyiz, bu gelecek bizler için, bölgemiz ve giderek tüm dünya için anlamlı olabilir mi sorusuna vereceğimiz cevaptır.
Kürt siyasetçiler, bugüne kadar, ayrışmaya giden yollara taş döşediler. Gerekçeleri ülkeyi yönetenlerin bölge halkına yönelik haksız ve olumsuz tavrı, şiddete yönelik uygulamalarıydı. Bu konuda haksız olduklarını düşünmüyorum. Çünkü ben de aynı uygulamalara maruz kaldım ve geleceğimin önüne sınırlar kondu. Amacım bölgede güçlü bir Türkiye’nin oluşması ve bu gücün, içinde var olan ama küllenen değerleriyle bölgede ve dünyada rol almasıydı. Bunu bugünlerde konuşulan ve ülkemizin bölgenin ve dünyanın önemli gücü haline geleceğini söyleyenlerden kopya çektiğim sanılmasın. Bundan on dokuz yıl önce, 13 Ocak 1991 tarihinde Nokta dergisine verdiğim bir beyanatta şunu söylemiştim: “Bu takdirde Ortadoğu’daki en güçlü merkez Türkiye olacak ve bu merkez Sovyetlerle ABD’nin yanında yer alacak. Böyle bir Türkiye toprak işgali yoluyla değil ama siyasi hakimiyet yoluyla çevresindeki nüfuzunu genişletecek. Plan bu gözüküyor.”

Böyle bir geleceğin inşasında Kürtlerle birliktelik kilit rol oynayacaktı ama bunu engellemek isteyenler de bu birlikteliği sabote edecekti.

Ülkeyi yönetenler bu birlikteliğin oluşmasını engelleyecek her türlü eylemin içinde oldular ve ülkeyi böldürmeyeceğiz sloganını kullandılar. Bu durum Kürt siyasetçilerin de işine geliyordu. Kendi egemenliklerini sürdürmek, bölge halkını daracık dünyalarına sıkıştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Başlıca söylemleri olan demokrasiyi Kürt kimliğini ön plana çıkarmak, bölge halkını bu kimliğin sınırları içine hapsetmek, kültürlerini korumak adına kendilerini doğuştan yönetici yapan töreleri savunmak için kalkan olarak kullandılar. Ne ekonomik sorunlar, ne eğitim, ne de çağdışı olan feodal yapı onları ilgilendirdi. Hele dünya ölçeğinde düşünmek, bir fantezi olarak bile, akıllarına gelmedi ya da bunların sesi duyulmadı.

Demokrasinin karşısında değilim ama demokrasiyi kendi hesaplarını gerçekleştirmek için bir maske olarak kullananlarla aynı safta yer almam. Bu nedenle DTP’nin kapatılmasına üzülmedim ve bunun büyük bir gelecek inşası için bir başlangıç olabileceğini umdum. Kimliğin büyük ve güçlü bir devletin içindeki anlamı ve önemi yönetilen bir ülkedekinden farklıdır. Türkiye Kürtler için büyük ve etkin bir devletin eşit vatandaşları olma şansını veriyor ve bu devleti kendi kimlikleriyle yönetebilmelerinin önüne hiçbir engel koymayacağını söylüyor. Eğer bir Kürt olsaydım liderliğini aşiret reisi olmaktan alan birinin peşine takılıp gitmez, sırayla yaşadığı ülkede, bulunduğu bölgede ve dünyada rolü olan saygın bir devletin inşasına yardımcı olurdum. Mücadeleyi şirretlik sayan, hiçbir olumlu düşünce yaratmayan kişilerin arkasında sırf Kürt oldukları için gitmek insanı bir mücadelenin kahramanı yapmaz, sokak belalısının ötesinde bir sıfat vermez. Önümüze büyük olmak için çıkan fırsatı kaçırmayın, şirretlik yapanın peşinden gitmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi